TİYATRO. ve Çocuk tiyatrosu çalışmaları da devam etti Opera kendini gösterdi ama, Çocuk tiyatrosunun varlığı ile yoklugu arasında bariz bir fark se- çilmedi. Turneler Devlet Tiyatrosu uzun değilse bile, dedikodusu uzun süren bir çalış— ına devresinden sonra tatile girme- di, fakat Ankarada dört ay müddetle perdelerini kapattı Tiyatro tatile giremedi, zira sa- natkârlar iki koldan turneye çıkı- yorlar. Birinci gurubun başında Cü- neyt Gökçer var. mir, 'Balıkesir, Bursa, İstanbul şehırlerınde mutlak ve Zanguldak ile Karabükte de muhtemelen temsiller Verecek olan bu turne tiyatrosunun repertuvarında "Jez. abel", "Volpone" ve "Derin Mavi Deniz" isimli eserler var. Bu turnenin Devlet Tiyatrosu ile uzaktan veya yakından bir ilgisi ol- masa gerek. Esasen repertuvarının başına aldığı Jezabel de Devlet ti- dir. Ayrıca turneye iştirak edenler, er hangi bir müessese görüşü ile değil, dosi hbapça ve menfaat gözetilerek seçilmiştir. Bu bakımdan sadece Devlet tiyatrosunun sanatkâr kadrosunda yer alanlardan meydana gelmiş bir topluluk olan bu turne ti- yatrosu, her hangi bir hususi teşek- külden farklı bir mahiyet ifade et- memekte Ragıp Haykır, Macide Tanır, A- Alı Algın'dan teşekkül eden bu gu- rup bir buçuk ay turne temsillerine devam edecek, ancak ondan sonra tatile girecek. Mahir Canova'nın rıyaset edeceği ikinci gurup ise: uri Altınok ve Muazzez Lutas da dahil olmak üzere yirmi kişidir. | Erzurum, İzmir ve İstanbul'da “Othelk"Bir ümit için", "Çayha- ne" ve "Pareler ve İnsanlar" isimli eserlerı temsıl ederek bir ay seyahat edece Tamamiyle hususi teşebbüsle ve hususi maksatla yapılan bu turnele- rin şeylesın' ınşallah Devlet Tiyatro- su çekmez. Zira-, geçmiş senelerin ü- züntüsü hala zail olmuş değildir. Çığır Sahnesi Ankarada ilk trup Son — bir kaç senedir, bir iki defa teşebbus edilip gerçekleştirilemi— yen “saat altı tiyatrosu" na geçen tiyatro mevsimi başında İstanbul Şe- hir Tiyatrosunun çok beğenilen ve çok çile çeken iki kıymetli aktörü yeniden heves ettiler ve bu defa te- şebbüslerini gerçekleştirdiler. Bu ak- törler Avni Dilligil ile Mümtaz E- ner idi. Bazı genç idealist sanatkâr- ların da iştiraki ile meydana gelen bu tiyatronun adı: "Çığır Sahnesi" ol- du. Kuruluşu sessiz sedasız tahak- kuk eden Çığır sahnesinin perdelerini açması ve bir mevsim boyunca başa- rılı eserler temsil etmesi de icabeden yankıyı uyandırmadan, sessiz sedasız cereyan etti. Ekimin onsekizinci günündan Ha- ziran başına kadar her gün saat Al- tıda Beyoğlundaki Ses tiyatrosu sah- esinde, muntazaman temsiller ve- ren bu genç sanat tiyatrosu nedense mevcudiyetini İstanbula duyurmakta çok güçlük çekti. Tiyatronun parası yoktu, reklâm yapamadı, üstelik hazırlıksız başla- nan ilk temsil hakkındaki yazılar da teşebbüsü baltalayıcı mahiyette oldu. Tiyatronun parası yoktu, gerekti- ği kadar prova yaptıramadı, zira pro- vanın devamı müddetince sanatkâr- lara yarımşar yevmiye ödemek icabe- rdi. “Avni Dilligil ve arkadaşları — Yeni bir çığır Tiyatronun parası yoktu, onun i- %ın dekor malzemesi temininde güç- k çektiler, stilize dekor tarzını ter- cih ettikleri halde fakirlik yakalarını bırakmadı Tiyatronun parası yoktu, onun i- çin kostüm yaptıramayıp ersatz usu- lünü tercih ettiler Bütün bu yokluklara rağmen pe delerini açtılar ve yoksulluk ıçınde de sanatın var olabileceğini ispat ede- rek, bir mevsim boyunca biribirinden güzel eserler temsil ettiler. Bütün bunlar sanatta feragat gös- termenin müşahhas birer numunesi olmakla beraber seyirciyi fazla ilgi- lendirmez: Gişeye para — ödiyerek tiyatroya gelen seyırcı her şeyin en iyisini gör- mek ister. Bu da onun hakkıdır. Hal- buki Çıgır Sahnesi temsillerinde sa- dece sanatkârların — mevcudiyetiyle hissedilen güzel bir .tiyatro oyunu var, fakat yardımcı unsurlar ve gü- zelliği tamamlıyacak teferruat eksik- T Çığır sahnesi, ilk eser olarak İn- giliz yazarı - d oğrusu İngiliz aktörü - R. Morley'in "Oğlum Ed- ward" isimli dramını seçmişti. Yeni bir mizansenle, ileri tiyatro anlayışı- nın heyecanını uyandıran bu eserin temsilinde bütün rol sahipleri son de- rece başarılı idiler. Edward dan sonra bir Ma- car yazarının "Aşk'tuzağı" isimli e- serinin temsiline başlandı. Bu yeni tiyatronun ileri bir ruh taşıdığını da- ha bariz çizgilerle ifade etmekte idi. Eserin kendisi zekâ pırıltılariyle ya- nıyordu, fakat sanatkârlar bu parıl- tıları değerlendirmekte O derece ba- şarı gösterdiler ki, eser bir kat daha degerlendi cak, "aşk tuzağı” ndan sonra beklenmedık bir sürpriz oldu. Çığır sahne tıyatrosunda Pandeli Horn'un idanaki" isimli melodramının tem- siline başlandı. Bu tamamiyle yersiz, sadece bir kaprisin tatmininden baş- ka bir şekilde izah edilemezdi. Tiyatronun bugün için iptidaileş- miş birtarzını - hem de mükemmel olmıyan bir oyunla - ileri'ci bir ti- yatrodan seyretmek üzüntü ve ümit- sizlik uyandıran bir hadise Memnunlukla görüldü kı saptığı bu yolun yanlışlıgını Bu, Brezılyalı yazar Pascal Kar- los Magno nun "Hep çocuk kalaca- ğız" ismiyle tercüme edilen bir eseri idi. Pascal Magno, geçen sene Genç- lik tiyatrosu tarafından sahneye ko- nulan ve Erlangen'de Üniversite ti- yatroları festivalinde temsil olunan "Yarın başka olacaktır" adındaki ese- rini seyretmek üzere Brezilyadan Al- manyaya gelmiş ve memnuniyetinin nişanesi Olarak, eserin rejisörü Av- ni Dilligile bir eserini ithaf etmişti. ep çocuk kalacağız" adındaki e- ser, o ithaf olunan piyesti. Çığır Sahnesi Ankarada Küçük Tiyatroda temsil edeceği üç eserden ilkini Ankara Gazeteciler Cemiyeti menfaatine oynadı, ilk eser Ankara- da beğenildi, henüz temsil edilmemiş olanlar hakkında ise bu günden hü- üm vermek yetinde olmıyacak. AKİS'E mutlaka Abone olunuz Posta Kutusu 582 AKİS, 4 HAZİRAN 1955