DÜNYADA OLUP BİTENLER Yugoslavya Titonun zaferi Gecen haftanın sonunda, Perşembe ünü Akşama doğru, lgrad va meydanında altın yaldızlarla ışle— meli mavi mareşal üniforması içinde bir adam- hayatının en büyük zafe- rının tadını doya doya çıkarıyordu. Yugoslavya Halk Cumhu- rıyctlerının başkanı Tito idi. Dünya- nın en kuvvetli iki devletinden biri olan Rusyayı kayıtsız ve şartsız ida- re eden diktatörler ayağına kadar gelmışlerdı Mareşal Tito'nun har nu dünyasının en alâka uyandırıcı şahsıyetı olduğunda zerrece şüp un Moskovayla münasebetlerini kestiğinden beri bu sıfata bir ikin- cisi eklenmiştir: Mareşal Tito en faz- la ziyaret edilen devlet adamıdır. Fa- kat bu ziyaretin başka bir hususiye- ti ve zevki de vardı. Ruslar, bir za- manlar hakkında soylenmedık SÖZ bırakmadıkları Mareşalden özür dile- meye gelmişlerdi Hava meydanında 37 Yugoslav devlet adamı, bir askeri bando, ihti- ram kıtası, 200 gazeteci, çok sayıda resmi şahsiyet ve yüzlerce polis bulu- nuyordu. Fakat serbestçe hareket e debilenler, sadece 15 gazete fotograf— çısıydı. Emniyet makam ları, hava meydanına kabul ettikleri diğer ga- zetecilere yerlerinden kıpırdamama- larını sıkı sıkıya tenbih etmişlerdi. Yanlış bir hareket, insanın hayatına mal olabilirdi. Rusları getiren uçak hava meyda- nına inerken, derili bir sessizlik, hü- küm suruyordu Mareşal Tito uçağa doğru ilerledi, ilk inen ortadan kısa boylu, şişman, dazlak kafalı bir a- dam oldu. Üzerinde ütüsü bozulmuş gri renkte bir elbise, boynunda kır- mızı kravat vardı. Elbisesi iki düğ- meliydi ve bol duruyordu. Bu. Krem- inin | numaralı hakimi Krutçefti. Onu, hükümet başkanı Mareşal Bul- ganin sivil elbiseleriyle takip ediyor- ulganin beyaz sakalı, koyu renk elbisesiyle tezat teşkil edıyor— paha sonra heyetin diğer azaları 1ndıler Başbakan muavini Mikoyan, Komünist partisinin Tresmi organ Pravdanın başyazarı Şepilof, Dışışle— ri Bakan yardımcın Gromyko ve caret Bakan yardımcısı Kumykin de Tito tarafından karşılandılar. Yugos- lav Devlet Başkam mesai arkadaşla- rını Ruslara takdim etti- Merasim, mutad merasimler gibi oldu. Bando iki memleketin marşını çaldı, Krutçef ve Mareşal Tito ihtiram kıtasını tef- tiş ettiler. Zemun meydanında Rus ve Yugoslav bayrakları dalgala- nıyordu; Fakat Krutçef bir sürpriz hazırlamıştı. Hayret uyandıran sözler 1 numaralı Rus liderin, söz aldığı rüldü. Herkes Krutçefın mu- tad "hoş geldik" nutkunu bekliyordu. Fakat komünist partisinin birinci Mareşal Tito Büyük bir politikacı sekreteri, 1948 hadiselerine temas etti. O tarihte Ruslar Mareşal Tito'- yu aforoz etmişler ve kendisini Sos- yalizm düşmanı ilân etmişler, bir ka- pitalist ajanı olarak dünyaya tanıt- mışlardı. Krutçef bu hareketten do- layı kabahatin Rusyada bulunduğunu söyledi. Fakat müsebbipler şimdi i- dam edilmiş olan Beria ve Emniyet Bakanı Abakumof idi. Krutçef şöyle "— 1948 de cereyan eden hadise- den dolayı duyduğumuz esefi ifade etmek isterim. Bu iki tahrikçinin iki kapitalist ajanının Beria ve Abaku- mofun hazırladıkları bir komplodan başka bir şey değildi. Bu tahrikçiler, maksatlarına uygun bir takım sah- te vesikalar hazırlamışlardı." Krutçef Af dileyen iftiracı Krutçefin sözleri derin bir hay- ret uyandırdı. Mikrofonun yanında duran Marefgal Tito ve Yugoslav li- derler misafirlerine keskin gözlerle bakıyor, kendi aralarında birbirleri- ne manalı nazarlar atfediyorlardı. Krutçef niçin bu sözleri söylüyordu? i kandırmak 1stıyordu7 Zira kes bıhyordu ki Tito'yu aforoz eden ne Beria'dır, ne Abakumof.. Doğru- dan doğruya Stalin'dir. Krutçef sözlerine devam ediyordu ama, söyledikleri beylik laflardan iba- retti. Ziyaretinin maksadı, arasında daha iyi münasebet kurul- masını engelleyen manilerin kaldırıl- masına çalışmaktı. Bir takım pren- siplerin ışığı altında, dostluk kuvvet- lenece Bu prensıpler unlardı: barış içinde beraber yaşamak, birbi- rinin işine ışmamak, tecavüz ha- reketine gırışmemek toprak bütünlü- ğüne riayet etmek. Tabii bunlar, mâ- nası olmayan bir takım boş formül- lerden ibaretti ve milletlerin gözünü boyamak için komünistler tarafından icat edilmişti. Tito'nun haşmeti Merasimin — göz kamaştıran şahsi- yeti Mareşal Tito idi. Kılıksız misafirlerinin yanında şık üniforma- sı ile büsbütün cazip duruyordu. Us- telik son derece de sakin görünüyor- du. Krutçefin nutkuna cevap verme- meyi tercih ettı İhtimal ki Ruslar Başkanı oralı olmadı yecek bir. şeyi yoktu. Misafirlerini aldı ve hava meydanının kapısında bekleyen Amerikan , Alman ve İngi- liz Arabalarına doğru götürdü. Kendi arabası parıl pırıl yanan, siyah, üstü açık, küpe bir Rolls-Royce idi. Krut- çef i yanına aldı. Kafile hareket etti. ütün Belgradda çok sıkı emni- yet tertibatı alınmıştı. Rusların ka- lacağı Dedincedeki eski Sarayla hava meydanının arası yedi mil kadardı. Yollara çıkarılmış olan halk, otomo- biller önlerinden geçerken alkışlıyor ve bağırıyordu. Ama, Daily Tele- graph muhabirinin de işaret edeceği gibi bu alkışlar ve yaşa sesleri kendi başkanlarının zaferineydi. Zira Ma- reşal Tito, Rusları kendi ayağına ka- Tito'nun tarihine geçecek şerefli bir hadiseydi. Halkın önünde askerler ve mavi üniformalı emniyet kıtaları bir kor- don teşkil ediyordu. Bazı yerlerde üç metrede bir polis bulunuyordu. Evle- rin kapıları ve damların üstü de em- niyet teşkilâtı tarafından tutulmuş- tu. Yugoslavlara bu işte Ruslar da yardım ediyorlardı. Moskovadan çok sayıda ajan — gelmişti ve hazırlıklar günlerce evvel başlamıştı. Rusların kalacakları binada ise emniyet terti- batı son derece sıkıydı. Bina bir par- kın içindeydi ve kordon altında tutu- AKİS, 4 HAZİRAN 1955