YURTTA OLUP BİTENLER zaman, son kademede onun fikri alı- nıyordu. Fakat doğrudan doğruya bir fikri "empoze" etmemişti. Buna mukabil, bazı kimselerin onun mane- vi nüfuzundan alabildiklerine fayda- landıkları, kendi projelerini İnönü e- tiketiyle tatbik ettikleri ve Genel Başkanın bunları bildiği halde müda- hale etmediği bir hakikatti. Parti bundan çok zarar görmüştü. Şimdi lnonu Demokrat Partinin demokra- siye yardım edeceği yolundaki son karar vermişti. mokrasinin ona ihtiyacı bulunduğunu nihayet hissetmiş ve çekildiği kabu- ğundan sıyrıl mıştı. Kurulmasına mü- zaheret ettiği demokrasinin müda- faasının da kendisine düştüğünü an- lamıştı. Vazifesini yapacaktı. Parti- sini daha sıkı şekilde idare edecekti. Zira partisi 1950 den bu yana berbat şekilde çalışmıştı. Halbuki muhalefe- te çok iş düşüyordu. Kurultayda çarpışacaklar Kurultayda muhtelif kimselerin muhtelif yerler için çarpışmaları— nı beklemek icap etmektedir. Şem- seddin Günaltay mucadelesını Genel Başkanlık için İnönüye karşı yapa- caktır. Bu bakımdan, hareketinin hiç bir muvaffakiyet yoktur. Parti İnönüye sıkı sıkıya bağlı bu- lunduğu gibi, İnönüde de bilhassa son hadiseler karşısında daha da kuv- vetlenmiş bir azim ve enerji göze arpmaktadır. İnönünün — mevkiini pekleştiren başka bir husus. Demok- ratlardan geleli mütemadi hücumlar- Demokratlar İnönüye hücum et- tıkçlî, âartı liderin etrafında toplan- Fakat Partinin gerek karar, ge- rek icra organları için sert bir müca- delenin cereyan edeceği muhakkaktır. Partideki umumi kanaat, bu iki or- ganı aynı fikirdeki ınsanların teşkil etmesi gerektiğidir. Yani, bir cereya- nın mensupları hem karar, hem icra organlarını ellerine geçirmelidirler ki işler muntazam yürüsün. Aksi halde, frenleme olacaktır. Bundan başka Genel Merkezin yetkilerinin kuvvet- lendirilmesi bir zaruret halinde orta- ya çıkmaktadır. Genel Merkez Be- lediye seçimlerine iştirak düşünüldü- ğü sırada aday gösterme bahsınd kendisine bir takım haklar tanımış- tı. Şimdi aynı hakların Mılletvekılı seçimlerinde de tanınması istenile- cektir. Kudretsiz bir Genel Merkez, maalesef çalışması gereken kimsele- ri çalıştıramamakta, nafiz olama- maktadır. İnönüyle beraber partiye artık müstakar bir politika çizecek ve bunu tatbik edecek organlara kimler gele- cektir? Bugünkü Parti Meclisinin Partiyi temsil etme bakımından son derece kifayetsiz bulunduğu ortada- dır. Genel Merkeze gelince, parti teş- kilâtını derleyıp toplamaya muvaffak olmuş, ikinci defa seçim kaybeden bir partiyi bir sene içinde sağlam te- meller üzerine oturtmuştur ama, u- mumi politikası itibariyle - bir takım müşküller yüzünden - tesirsiz kal- mıştır. Bunun son misali pek yenidir. r. Mükerrem Sarol'un Konyadaki nutkundan sonra gazeteciler günler- ce, paktinin — cevabını öğrenmek üzere Kasım Güleğin, Turgut Gölenin kapısını aşındırmışlardır. Her sefe- rınde kendilerine "hazırlıyoruz", "nutkun tam metni Konyadan gelme— di", "bugün akşama doğru", "yarın' diye mukabele edilmiştir. Kendisine böylesine hücum edilen bir parti, ce- vabını daha süratle, hücumların ha- vası kaybolmadan vermelidir. Bugünkü karar ve icra organları- nı haklı olarak beğenmeyen çok ol- makla beraber, beğenmeyenler bir fi- kir etrafında — birleşememektedirler. Halbuki Kurultaya bunların mutlaka bir "liste" ile çıkmaları gerekmekte- C.H.P. Merkez heyeti Mış da mış mış... Şemseddin Günaltay Beğenmeyen adam dir. Sivrilmiş şahsiyetler, birbirlerine çok zaman dargın vaziyettedirler. Bir araya gelmeleri ve beraberce ça- lışmaları mutlaka lazımdır. Şimdi evlerde, kulüplerde, yazıha- nelerde muhtelif temaslar yapılmak- tadır. Genel sekreterlik için bir çok isim ortaya atılmaktadır. Kasım Gü- Hatiboğlu ciddi şansı olan şahsiyet- lerdir. Fakat son üçü ayrı ayrı orta- ya çıkarlarsa, Kasım Güleğin önün- de mutlaka yenilirler. Halbuki, ka- rakterlerinden doğan ayrılıkların dı- şında bir fikir etrafında birleşmeleri ve mücadele etmeleri pek âlâ kabil- mel bir teşkilâtçı partiye büyük faydalar sağlıyabile- cek İlhami Sancar daha fiili bir iş al- malıdır. İsmet İnönünün vazifesi şah- si menfaatleri dolayısiyle değil, ha- diselerin seyriyle partiden uzak du- ran kıymetli partilileri aynı bayrak altında toplamaya çalışmaktır. Şimdi İnönünün o yolu tuttuğu anlaşılıyor. Bu bakımdan Kurultay, belki de Halk Partisinin iktidarı kay- bettikten sonra yaptığı Kurultayların en alâka uyandırıcısı olacaktır.. Bel- lıyacak ayrılmalar ise bir yaprak dö- kümü değil, kuvvet verici budama yerine geçecektir. Parti, kaynayan bir kazan olmaktan böylece kurtulacak- Ha, evet. bir hizip daha toplantı- da şansını deneyecektir: Nihad Eki- min taraftarları. Fakat Nihad Erim için C.H.P. de artık hiç bir şans kal- mamıştır.