hesaplanmadığını ve kararnamenin neden karardan bir ay sonra ilan e- dildiğini sormaktadır. Başka bir söz- lü soru, Kars Milletvekili İb- rahim. Us tarafından verilmiştir. İb- rahim Us, hapishanelerde mütemadi- yen hadiseler çıkmasının sebebini öğrenmek istemektedir. Sözlü soruların yanında C.H. Meclis Gurubu Başkan vekillerinden Nüvit Yetkinin Basın kanunu tekli- finden başka Ööteki Başkan vekili Sırrı Atalayın da Danıştay, Sayıştay ve Yargıtay azalarının 25 senede te- kaüt edilmelerini derpiş eden kanu- nun kaldırılmasını isteyen bir tekli- fi Başkanlık Divanına sunulmuştur. Ana Muhalefet partisi, Meclisin ka panmasına bir hafta kala kollan- 1 sıvamıştır. HİÇ şüphesiz milletve- killeri tatılde gidecekleri seçim böl- gelerinde halkın kendilerine soracağı suallere şimdiden cevaplar hazırla- makladırlar ve pek uzun müddet de- m etmiş olan sessizliklerinden, ha- reketsizliklerinden bu sebep dolaylı— sıyle ayrılmışlardır. İktidar Partisi- nin, Basın kanunundaki tadillere ait Nuvıt Yetkinin tasarısını müstaceli- yetle görüşmeye şmaması her halde CELP. mılletvekıllerı için iyi bir müdafaa sebebi yerine geçecek- tir. Kurultaya — hazırlık C. H. P. İçinde faaliyette olan sade- ce milletvekilleri değildir. Parti, Haziran sonlarında Kurultayını yap- maya hazırlanmaktadır. Geçen Ku- rultayda gerek Parti Meclisine, ge- rekse Genel İdare Kuruluna Verılmış bazı vazifeler vardı. Şimdi, o zaman seçilmiş olanlar tekrar seçilmek için esap vermeye hazırlanmaktadırlar ve bu yüzden faaliyetlerine hız ver- mişlerdir. Gerek Parti Meclisi, ge- rekse Genel Merkez azaları Kurul- taydan sonra şiddetli tenkidlere uğra— mışlardı. Partili İki gazete, Dün ve Ulus ateş püskürmüş, seçılenlerın hiç 'bir iş yapamıyacakları kehaneti- ni ortaya atmışlardı. Partinin bir yıllık uyku devresi göz önünde tutu- lursa bu kehanetlerin büyük kısmı- nın gerçekleşmiş olduğunu saklama- ya imkân yoktur. Bir fikir etrafında toplanmamış bulunan insanlar par- tiyi bir istikamette götürmeye mu- vaffak olamamışlardır. Gerçi bu ha- le makbul özürler bulmak kabildir. Hakikaten ikinci seçim hezimetin- den çıkan partinin bir sene içinde derlenip toplanmasına imkan yoktu. ma hareketsizliğin asıl sebebi aza- larından her birinin bir tarafa sap- mak temayülünü gösterdiği — ekibin, sonunda atalete düşmesidir. Şimd di bu hal, bazı hareket kıvılcımlarıyla örtülmek istenilmektedir. Partinin motörü mesabesindeki Genel Mer- keze karakterleri seçilmiş olması bir canlılığı imkânsız kılmıştır. Kurultayda Genel Merkezin en zi- yade tenkid olunacağı nokta Ulus'un AKİS, 21 MAYIS 1956 bir yıldır çıkarılamamış bulunması- dır. Bunu düşünen Genel İdare K rulu azaları o mevzuda çok "alâka u- yandırıcı" bir karar almışlardır. İhtiyatlı bir parti Ulus, — Haziranın 10 una doğru An- kara'da Ankara "telgraf gazetesi- nin matbaasında çıkacaktır! Bu, ba- siretli Muhalefet partisi C.H. nin Genel İdare Kurulu kararıdır. Kuru- lun yeni kararı.. Zira AKİS okuyu- cuları gayet iyi bilmektedirler ki C. tâ geçen yıldan beri Ulus'utek- rar çıkarmak arzusu ve niyeti için- dedir. Tıpkı, üç sene sonra iktidarı yeniden ele geçirmek istediği gibi.. İki teşebbüs arasında benzerlik, iki- si için de hiç bir şey yapılmamasın- dadır. Parti, Ulus'un kendi kendine çıkmayacagını görüp anlamış olma- lıdır. Aynı şekilde, iktidarın bir ar- mut olgunluğuyla ağaçtan ağzına düşmiyeceğini de hiç şüphesiz ü.ç se- ne sonra görecektir. Ulus, Genel İdare Kurulunun ka- rarı veçhile Ankara Telgraf matbaa- sında basılacaktır ama, C.H.P. nin ihtiyatsız olduğunu kimse iddia et- memelidir. Ankara Telgraf gazetesi resmi ilânla geçinen bir gazetedir ve bu bakımdan iktidara sıkı sıkıya bağ- lıdır. İktidarın sözünden dışarı çık- maz. Bir gün iktidar, matbaanın sa- hiplerine "Ulus'u basmayın" derse ne olacaktır? Zira, tazminatını ver- dikten sonra, bir mukaveleyi feshet- mek herkesin en tabii hakkıdır. Ya- hut matbaanın sahipleri, — Ulus'un neşriyatının “memleket — menfaatine zararlı bulunduğunu" günlerden bir gün görüp anlarlar ve CHP. nin ga- zetesini milesseselerinde tutmak is- temezlerse parti ne yapacaktır? İşte, basiret ve ihtiyat kendini burada göstermektedir. Genel İdare Kurulu hiç şüphesiz dünya basınında bir şif yerine geçecek şu kararı vermış— tir: bir başka matbaa, îhtiyaten elde tutulacak ona bir ve ziyan" ö sahipleri Halk Partili olan Yeni Mat- baadır. Yüksek tiraj peşinde Doğrudan — doğruya Yeni Matbaanın seçilmemesindeki sebep, orada ti- rajı yuksek bir gazetenin çıkarılamı— yacağı endışesıdır Kıymetli müte- hassıslarla istişare eden Genel İdare Kurulu, 60 bin rakamı üzerinde dur- maktadır. Halbuki Yeni Matbaanın imkanları bunun yarı tirajına dahi müsait değildir. Buna mukabil İptidai şartlarla hazırlanacak Ulus'un bıra- kınız, 60 bini, bırakınız 30 bini, 15 bin satr_nası bir başarı olacaktır. Zira Genel İdare Kurulunun kanaatinin aksine, partililer dahi cepten para verip gazete almaya kalkıştılar mı teknik bakımdan da mükemmel gaze- teleri tercih ederler. Bu, tecrübelerin ispat etmiş olduğu bir hakikattir. Genel İdare Kurulunun azaları par- lak hayaller içindedirler. YURTTA OLUP BİTENLER Fakat işin asıl tuhaf olan tarafı C.H.P. nin bir tanesi emniyet supabı olarak kullanılacak iki matbaayla birden anlaşacak yerde niçin kendi-' sine bir matbaa kurmak yoluna git- mediğidir. Zira bahis mevzuu iki matbaa kıratinde bir milesseseyi- Türkiyede mevcut makinelerle - biraz paraya kıymak şartiyle - kurm mümkündür ve çok daha karlıdır. C H. P. şimdi, kira olarak- bir kaç se- nede 0 meblâğı ödiyecek ve bir kaç senenin sonunda elinde kalacak olan koca bir sıfırdan ibaret bulunacak- tır. Ancak CHP e unutulan hu- sus, politikayı politikacıların yap- sı gibi gazeteyi de gazetecilerin çıkardıklarıdır. Her halde itiraf etmeli ki CHP. bir gazete çıkarmak için iki mat- baa kiralamak suretiyle garip ka- rarlarla dolu mazisine yeni ve parlak bir sayfa ilave etmektedir. Zira böy- le bir şey şimdiye kadar dünyada ne gorulmuştu ne de işitilmişti. Ulus'un iki matbaası olacaktır, ama Hazıranda da çıkması henüz ga- ranti değildir. Dış Politika Realist bir görüş Ankarada bulunan yabancı bir ga- zeteci, Ankara Palasta bir öğle vakti, Türk muhatabına: — Yugosavların son hareket tar- zı, galiba en ziyade Türkiyede şid- detli akisler uyandırdı. Eğer bu a- kisleri bir tek cümleyle ifade etmem gerekseydi şöyle derdim: çok nazik kelımelerle belirtilen derin bir infial!" özlerdeki hakikat payı bü- yüktü ve bır yandan Radyo gazetesi- nin neşriyatı, diğer taraftan Zafer gazetesinin kim tarafından yazıldığı - Burhan Belge - herkesçe bilinen başmakalelerını takip edenlerin baş- ka fikirde olmalarına imkân yoktu. İnfial başlıca iki sebepten ileri geli- yordu: Türkiye, Rusya ile Yugoslav- ya arasında bir müddetten beri de- vam eden temaslardan haberdar ola- Belgraddaki Büyükelçiliği- iyi çalışmamıştı. Dışişleri Bakanlığı- mızda da kabahat vardı. Zira temas- lar hakkında yabancı basında alaka uyandırıcı haberler intişar etmişti. Hattâ bunlardan birini, 15 gün ka- dar evvel İstanbulda çıkan Fransız— ca "“İstanbul" gazetesi sütunlarına bile almıştı (Bk. Dünyada Olup Bi- tenler, Sayı: 16). Fakat, Adnan Men- derese Belgradı ziyareti sırasında bu a ratmıştı. Eğer hadise. Dışişleri Ba- kanlığımızda işlerin başka zihniyet- le tedviri neticesini verirse hiç şüp- hesiz faydasız olmayacaktır. Bu, in- fialin ikinci derecedeki sebebıydı A- sıl sebep, Mareşal Tito'nun en basit hakıkatlerı görmek 1stemey1p kendi- sini "Tarafsızlık Politikası" yoluyla Rusyanın oyuncağı haline getirme- siydi.