BASI N Basın Rejimi Devlet kontroluna doğru "Bundan bir kaç ay evvel İstanbul- da, Gazete Sahipleri Sendikasının idare merkezinde heyecanlı görüş- meler cereyan edıyordu Mesele haki- katen mühimdi, zira gazetelerin en hayati 1ht1yaçlar1 olan kâğıt bahis mevzuuydu. Hükümet bir karar al- mıştı. Bu karara göre, büyük gaze- telerin kağıdı tek elden temin edile- cek ve bu tek el Sümerbank olacaktı. Sümerbank dışardan Kanadadan di- ye biliniyordu - 24 bin ton bobin kâ- ğıdı ithal edecekti. Bu kâğıt, gazete- ler arasında, ihtiyaçlarına göre tak- sim olunacaktı Her gazete senelik istihlâkini Sendikaya bildirmişti. Fa- kat görülmüştü ki yekün, 24 bin to- nu aşıyordu. Talepler tekrar gözden geçirildi ve farkedildi ki bazı gazete- ler normal 1ht1yaç1ar1ndan fazla kâ- ğıt istemişlerdir. Meselâ Hürriyetin talebi 6 bin ton olduğu halde, Türk Sesi 4 bin ton rakamını bildirmiş ve sebep olarak da "yakında hamle ya- pacağım" ileri sürmüştü. O zaman bazı lâtif eli konuşmalar cereyan et- miş, hamle yapmadan evvel 130 bin kadar basan Hürriyet'in tirajı ham- leyi - ngo - müteakip 210 bine çıktığına göre Türk Sesi'nin aynı he- saplar 2 bine yükseleceğine işaret o- lunmuş, gülünmüş, 4 bin tondan in- dirme yapılmış, bu arada Tercüman gazetesinin talebinden bazı kırpıntı- lar olmuş, neticede 24 bin ton rakamı bulunmuştur Kâğıt işletmelerden — alınıyor "Bundan evvel kâğıt işleriyle bir yandan İşletmeler Bakanlığı, di- ğer taraftan Ekonomi ve Ticaret Ba- kanlığı meşgul olurdu. Şimdi, bu iki bakanlıktan da iş alınmış ve doğru- dan doğruya Devlet Bakanlığına bağ- lanmıştır. İşletmeler Bakanlığı ken- disine bağlı Sümerbank Umum Mü- dürlüğü vasıtasiyle artık İzmit fab- rikasının tahsisleriyle alâkadar ol- mamaktadır. Buna mukabil Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı da lisans ve transfer muamelelerini — peyderpey yapmamaktadır. Gazeteciler doğru- dan doğruya Devlet Bakanlığına mü- racaat etmektedirler. Kâğıt gelınce her gazeteye bildirdiği ve kabul e len ihtiyacı nisbetinde tevzi oluna— caktır. Yalnız kâğıt değil, bilimum mat- baa âlet ve malzemesinin teminiyle de Devlet Bakanlığının alâkadar ol- ması yolunda bir cereyan başgöster- miştir. Böylece basının bütün ihti- yaçları, tek elden temin edilecektir. Şimdiye kadar, sonu Devlete bağlı ol- makla beraber, daha liberal bir sis- tem takip edilmekte ve gazeteler muhtelif kanallardan — ihtiyaçlarım karşılıyabilmekteydiler. Bundan böy- le, o kanalların hepsi kapatılmıştır. istem, bize mahsus değildir. Dün- AKİS, 21 MAYIS 1955 yanın başka memleketlerinde de bu neviden sistemler mevcuttur ve bun- ların faydaları ile mahsurları uzun zamandan beri münakaşa olunmak- tadır. Bir zaruretin icabı Yeni — sisteme bir zaruretin icabı o- larak geçildiği muhakkaktır. Hü- kümetin elindeki - döviz mahduttur. Buna rağmen, itiraf etmeli ki, hiç bir gazete şimdiye kadar kağıtsız bı- rakılmamış hattâ bazı gazetelerin fazla taleplerinin bile karşılanması yoluna gidilmiştir. Muhtelif sanayi kollarının ve ithal mallarına muhtaç piyasa kesimlerinin durumları - a- Devlet (Bakanlığı) kapısı Kâğıt oradan çıkıyor cıklı durumları - göz önünde tutulur- sa basının pek çok şikâyete hakkı ol- madığı sürülebilir. Fakat bir memleketin basma olan ihtiyacının, zamanımızda, hemen her şeyin başın- da geldiği de bir hakikattir. Takdir edilecek cihet, bu hakikatin alaka- darlarca — anlaşılmış, bulunmasıdır. Fakat kâğıda muhtaç bulunanlar adece gazeteler değildir. Bazı ga- zeteler tirajları çok düşük olduğu hal— de ihtiyaçlarının pek üstünde kâğıt te- min etmişler ve bunları karaborsada paraya tahvil etmişlerdir. Bu yoldan servet yapanların isimleri kulaktan kulağa dolaşmaktadır. Hattâ sadece bununla geçinen gazetelerin, yurt i- çinde mevcudiyeti de bilinmektedir. Aynı şekilde, harp yıllarında faaliyet- te bulunan ve o zamanın iktidarına yakın sayıldıkları için İzmit fabri- kasının hemen bütün istihsalini çe- kenleri Babıâli görmüştür. Eski sis- temle kâğıt tevzilinin suistimale yol açtığını İnkâra İmkân yoktur Yeni sisteme geçişin mucip sebe- bi budur Görünüşte değişiklik yok Görünüşte bir değişiklik — yoktur. imdiye kadar da kâğıdı, başka makamlar vasıtasiyle de olsa hükü- met dağıtmaktaydı. İzmit fabrıkası Sümerbankın olduğu gibi, ithal m saadesini veren de Ekonomi ve Tıca— ret Bakanlığıydı. Yani, bir baskı ar- zusunu evvelce de gerçekleştirmek mümkündü. Hükümet nihayet, kâğıt vermiyebilirdi. - Böyle şey olmamış- u bakımdan yeni sistemin fi- ili bir yenilik getirmediği aşikârdır. Fakat inkârına imkân yoktur ki Dev- let Bakanlığı ve o makamı işgal eden ve edecek kimseler şimdi gazeteler ü- zerinde büyük bir nüfuza sahip ol- muşlardır. Tabii, en iyi yol bol dövi- ze malik bulunmamız ve her isteye- nin kâğıdını, malzemesini arzuladığı gıbı temin edebilmesidir. Lıbe al re- jimin esası da 5 at buna, bizim için imkân yoktur. Hakıkatle— ri olduğu gibi görmekte ve o esaslar dairesinde en iyiyi araştırmakta fay- da vardır. Totaliter rejimlerde basın hürriye- ti, basma ait ihtiyaçların tek elde toplanmasıyle ortadan kaldırılmış- tır. Dr. Goebbels'in Almanyada en büyük kuWeti Gestapo değildi. Gaze- teler, kâğıttan başka yere basılmaz. italyada da gazetelerin ihtiyaçları, bir tek şahsın eline verilmişti. Bu sistemin, liberal sistemle alâkalı bu- lunmadıgı aşikârdır. Hattâ totaliter- ler, kendilerine mahsus mantık sil- silesiyle hakiki basın hürriyetinin an- cak o sistemle — gerçekleşebileceğini ileri sürmüşler, bu suretle sermaye- nin tahakkümüne ve hususi menfaat- lerin istibdadına, maceraperestlerin dalaverelerine, şanta]larına mani O- lunduğunu söylemişlerdir. Bu nevi- den düşünce tarzları Demokrasilerde asla revaç görmemiştir. Biz de ken- dimizi aldatmıyalım. Devlet bakanlığına düşen vazife S imdi bizde Devlet Bakanlığına bir vazife düşmektedir: Totaliter bir sıstem içinde liberal zihniyeti hâkim kılabilmek. — Yani gazetelerin kâğıt ve sair ihtiyaçlarını hiç bir partizan *hisse kapılmadan tevzi etmek. Tev- zide gazetelerin neşriyatını değil, ti- rajlarını hesaba katmak ve başka bir şey düşünmemek. Şuna veyahut bu- na farklı muamele yapmak, otomatik olarak haksızlığa yol açacaktır. Sis- temin buna son derece müsait bulun- duğu diğer memleketlerdeki tecrübe- lerle sabit olmuştur. Biz o tecrübeleri tekrar geçirmesek çok iyi ederiz. Nihayet ilk ferahlıkta, liberal sis- teme dönmek hükümetin gayesi ol- malıdır. Totaliter sistemin işlemesin- de basın ve muhalefet çok müteyak- kız davranırlarsa, küçük hesaplarla hareket etmezlerse zarar ihtimali o derece azalır. Bu sistemlerde müra- kabe imkânı ortadan kalkarsa, basın hürriyeti ölür.