KADIN ne en güzel şeyleri lâyık gördüğünü düşünerek, birden, herşeyi varmış gi- bi tatmin olacaktır. Bu da, har türlü fedakârlığa değer.. Eğer hedıye al- kıymeti ifade etmelidir: küçük şişe koku, birkaç tane pahalı çıçek gibi.. Kocasının isim gününde ona bir. düzüne çorap hediye eden kadının da, muhayyile kuvveti yok — demektir. Belki bu hediyenin çamaşır işini ko- laylaştırmağa faydası olacaktır; ama aile saadetini asla.. Halbuki saatlar- ca dükkân dükkân dolaşarak, düşü- nerek, sevinerek alacağımız güzel bir kravat onun ruhunu okşayacaktır.. Çocuklarımıza — alacağımız hedi- yeler de daima, sürprizli şeyler olma- lıdır. Zaten her anne çocuğunun ne- ftilerden hoşlandığını bilir, önceden pa- zarlık yapmak Tüzumsuzdur.. Çocuk- lara hediye verdiğimiz — gibi, onları başkalarına hediye vermeye de alış- tırmalıyız.. Anneler gününde, bu zev- ki tadan bazı çocuklar, onlara, kendi- lerinden ne hoş şeyler almışlardı.. Fakat bazı anneler de, çocuklarına, çok fena şeyler alırlar korkusu ile, ne istediklerini söylemişlerdi.. En fena hediyeleri alan bu çocuklar olmuştu, çünkü hediyelerine kendilerinden bir şey katamamış, düşünmek ve ince- jlik yapmak zevkinden mahrum ol- muşlardı.. PBöylece bir yavrukurt, annesine istediği modeli almıştı; yal- nız şu farkla ki, model geçen sene- nindi. Güç hayat şartlarını a katarak daima "makbule geçsin, işe yarasın" zihniyetini güde güde bu- gün hediye vermek ve hediye almak bilgisi tamamiyle kaybolmuştur. Halbuki bu, aıle fertlerini birbirine yaklaştıran, — sıkıcı günlük hayatımı- zı hoş sürprizlerle canlandıran, bize ümit ve neş'e veren bir şeydir. Portre Başvekil yeğeni, başvekil karısı Winnie amcanın evine fakat misafir olarak leğil, ev sahibi olarak! 6 Nisan 1955 te, Churchill işini Edene devrederken, Lady Churchill Downing street, 10 numaralı evi- nin Aanahtarlarını yeğeni Clarissaya Seslim ediyordu. lngılız başvekilleri- lJin resmi ıkame tgâhı olan bu ev, Clarissa'ya, ç de yabancı degıldı. 952 senesinde Edenle bu evde evlen- mişti. Churchill gelinin şahidi idi. Madam Churchill ise, onun şerefine, 15 kişilik bir şampanya ziyafeti ver- il ilişti. Bu kadar eşi dostu, akrabayı tanıdığı 25 kişinin içine nasıl sığ- dırmışlardı bilinemez, fakat Clarissa istemişti. 25 davetl_inin üzerine yapanan bu kapı, sabık İngiliz Hari- ciye Nazırının prestişkârlarının ümit- leri üzerine de kapanan bir kapı idi. Clarissa Churchill Eden ismini taşımak bu Londralı, hanıma, tarihte bir yer verebilecek kuvvetteyse de, Clarissa asıl bu talihi için kıskanılı- yor. Eden devlet adamı olduğu ka- dar, güzelliği ile de sükse yapmış bir insandır.. Yirmi s enedir, dünyanın dört bir tarafında hayranları vardır.. Sağları beyazlaştıkça süksesi arttı, hele karısı Beatrice Helen Beckett onu terkedince, hayranlıklar ümit ha- linde inkişaf etti. Ve birdenbire Eden, 55 yaşında nişanlandı; "dünyanın en mesut er- keğiyim" dıy Herkesin meraklı gözleri, bu ta- lihli kadının pzerınde durdu. ins- ton Churchill'in yeğeni olan Claris- Clarissa Eden Başbakanlara — meraklı sa'nın, parlak mavi gözleri, soluk bir teni, sarı saçları vardır.. Şimdi 35 yaşındadır Koleji bitirdikten sonra Pariste yaşıyarak Fransızcasını mü- kemmelleştiren, — Oxford'da — felsefe tahsili yapan bu genç kadın siyaset- ten olduğu kadar edebiyattan ve sa- nattan da anlar amcası gibi resim yapar yazı yaz enç yaşında hayatını kazanma- ya başlamıştı. Harpte, hariciyede telgrafları deşifre ederken Mr. ile dost olmuştu. Bundan sonra bir propaganda gazetesinde çalıştı. Da- ha sonra Vogue mecmuasında.. En son olarak Sir Alexander Korda'nın filmlerinin propaganda servisinde i- di.. Elbise modellerini kendisi çizer.. Nikâhında giydiği kısa eflâtun taf- ta elbisenin modeli Clarissa imzasını taşımaktadır Evlenmeden evvel partmanda oturur ve sanatkârları, tanınmış yazarları, siyasileri evinde toplamaktan zevk duyardı. En büyük dostları arasında Orson "Welles, Gre- küçük bir a- ta Garbo, Cecil Beaton'u sayabiliriz.. Vakıa Downing street'te, 10 nu- maralı evinde, Clarissa 3 katın işiy- le meşgul olacak resmi davetler ya- kasında gizlenen bahçesinde, 1le beraber gül yetiştirecek.. Bu işte isi de ustadır ve bu onların en bü- uk zevkleridir.. Adabımuaşeret Konuşmak meselesi Hayvanlar — koklaşa koklaşa, insan- lar konuşa konuşa anlaşırlar, der- güzel şeyi dil, en kötü şeyi gene dil- d Çı in bir kadın konuştukça gü- zelleşebilir. ve çok güzel bir kadın, konuştukça çirkin olabilir. Konuşur— n yüz mimiklerine dikkat etmek, aşırı ve çirkin hareketler, mübalâğa- l1 jestler yapmamak lazımdır Mese— lâ güzlerden yaş ncaya kadar gülmek, dudaklardan tukuruk sıçra- acak kadar telâşlı konuşmak, burun kırıştırmak, kaş çatmak gibi hare- ketler insanı sevimsiz yapar. Bundan başka dolu ağızla konuşmak veya bir odadan başka bir odaya muha- tabınızı yoracak şekilde lâf etmek de çirkindir. m! meclislerde, kendinizden fazla bahsetmeyiniz, hele şahsi sı- kıntılarınızı, şahsi meselelerinizi, baş- kalarının başına gelen kötü şeyleri kafiyen söylemeyiniz. Bir mecliste parlamak ve alâka toplamak için 'konuşmak iyidir ama unutmamalı ki fazla konuşmak hem etraf için yoru- cudur, hem de sizin için tehlikeli: fazla konuşanlar ekseriya çam devi- rirler. Bir mecliste alâka toplamak istiyorsanız konuşmaktan daha çok etrafınızı konuşturmaya gayret e- din. Dinlemesini bilmek, konuşmasını bilmekten daha zordur. Dinlemesini ilen bir insan, en cahil olduğu bir mevzuda bile, zeki ve bilgili hissi ve- rebilir, hem de dinliye dinliye birçok şeyler öğrenir. Kadınların konuşmayı sevdikleri malümdur, kapı sohbetleri de meş- hur.. Zaten erkek veya kadın, ekse- rıya 1nsanlar hoşlandıkları bir mec- lisi zamanında terketmesini bilmez- er. Bilhassa kadınlar, nihayet gitme- ye karar verdikle rınde daha yarım saat oturur ve yerlerınden kalktık- tan' sonra da, ev sahiplerini kapı a- ralığında yeniden söze tutarlar.. Gitmesini bilmek ve ölçülü konuş- mak cidden bir sanattır ve insana çok şey kazandırır. AKİS'E Abone olunuz AKİS, 21 MAYIS 1955