Haftalık Aktüalite Mecmuası Yıl: 2. Cilt: IV, Sayı: 54 Denizciler Caddesi Yeni Matbaa - Ankara P. K. 582 — Tel: 18902 Fiatı: 60 Kuruş İmtiyaz — Sahibi Metin TOKER Yazı İşlerini fiilen idare eden: Cüneyt ARCAYÜREK Ressam: İzzet ÇETİN Karikatür: TURHAN Fotoğraf: ASSOCIATED PRESS — HÜSEYİN EZER Klişe: Doğan TORUNOĞLU Abone — Şartları: 3 aylık (12 nüsha) : 6 lira 6 aylık (25 nüsha) : 12 lira 1 senelik (52 nüsha) : 24 lira İlân Şartları : 4 Renkli arka kapak (Tam sayfa) : 350 lira Kapak İçi 300 lira ve metin sayfaları Santimi 4 Lira Dizildiği ve Basıldığı Yer Yeni Matbaa — Ankara Kapak Resmimiz Clement Attlee Dar kapının önünde Kendi aramızda Sevgili AKİS Okuyucuları Zaman zaman insan Avrupaya bir göz atmaktan kendini ala- mıyor ve oradaki cemiyetlerle bi- zim cemiyetimiz arasında elinde olmadan mukayeseler yapıyor. Ne kadar değişiklik var yarabbı Dı- şardan bakıyorsunuz, görünüş ay- nı. Ama kabuğu yardınız mı çok defa altından bambaşka bir man- zara çıkıyor. Cemiyetler de öyle, insanlar da.. İnkılâplarımızın en ateşli devrelerinde doğmuş olanla- rımızın dahi vücutlarının üst ta- rafındaki avrupai taraf şapkaları- dır. O şapkaların altında, şarklı bir baş ilk fırsatta kendini belli e- diveriyor. pa, her yerınde demokra- sinin daima hakim bulunmuş ol- duğu bir kıtanın adı değildir. Av- rupanın bir çok memleketi, hatta bunların en ziyade medenileri va- kit vakit ve türlü sebeplerle başka rejımlerın altında kalmışlardır. Al- manya en güzel misaldir. Italya da öyle. Fransa, Mareşal Petain'in i- daresinde bir diktatörlüktü. İspan- ya halen koyu bir istibdat içkide- dir. Tıpkı, Demir Perde gerisinde- ki diyarlar gibi.. Ama haritanın yanında tarih kitaplarını karıştı- rınca insanın bedbinliğe kapılma- sına mahal kalmıyor. Zira Demok- rasiye hasret daıma az sürmüş, milletler er veya geç özledikleri, hak ettikleri rejime kavuşmuşlar- dır, özledikleri ve hak ettikleri.. Ya biz? Ya acaba biz? Ozledıgımız rejımm demokrası olduğuna şüp- he yokt Fakat onu hak ettiği- mizi söyliyebilir miyiz ? Conrad Adenauer kimdir, bilir misiniz? Conrad Adenauer bir Al- man politikacısıdır. Bir Alman po- litikacısı ki Hitlerin iktidara gel- mesinden çok evvel politikaya atıl- mış ve Hitlerizmin prensiplerinden bambaşka prensiplerin müdafaası- nı omuzlarına almıştır. Sonra, tam on iki yıl Nazi rejimi Almanyaya hâkim olmuştur. Ama ne Hitlerin altınları onun gözünü kamaştır- l Hitlerin kampları onun gözünü korkutmuştur. Conrad A- denauer politika yapmak imkânın- dan mahrum edilmiştir. Ancak fi- kirlerinden ve prensiplerinden fe- dakârlık, aklının köşesinden dahi geçmemiştir. On İki yıl sona ermiş, memleketinin Üzerindeki fırtına dinmiş, şemsiyeler kapanmış ve ay- nı Conrad Adenauer zerrece değiş- meden ortaya çıkmış, müilletinin mukadderatını eline almıştır. Alcide de Gasperi'yi hatırlıyor musunuz? Alcide de Gasperi bir İtalyan politikacısıdır. O da poli- tikaya Mussolininin iktidara gel- mesinden çok evvel atılmış ve fa- şizmle uyuşamayan bir politika- nın ve prensiplerin şampiyonluğu- nu yapmıştı, italya da bir diktatö- rün eline geçmıştır Ama Alcide de Gasperi'nin de gözlerini diktatö- rün altınları kamaştırmamış, zin- danları korkutmamıştı. Nihayet politika yapamaz hale getirilmişti. Fıkırlerınden caydırılamamıştı. Fa- şizm yıkılmış, Alcide de Gaspeı'ı ise tıpatıp eskisi gibi ayakta kal- mış ve milletinin başına geçmiştir. ot? Onu Mareşal Pe- tain mi satın alabilmiş, yoksa Ges- tapo'nun tazyiki mi korkutmuştur? Diktatörlük devresinin sonunda Petain yoktu ama, Edouard Her- riot değişmemiş bir halde mevcut- tu. manya, Fransa, İtalya... O memleketlerin cemiyetleri Adenau— er'ler, Gasperi'ler, Herriot'larla do- ludur. İspanya da öyle, Demir Per- de gerisinde kalan Avrupa memle- ketleri de.. Bu, demokrasinin en büyük teminatı ve İstikbal için nik- binliğin en esaslı sebebidir. İnan- dığı davayı azimle müdafaa eden insanlar.. Menfaatle başı döndü- rulmeyen, zindanla yüreğine korku salınmayan politikacılar.. Doğunun atıda kıskanacağı en kıymetli meta işte budur. > emleketımızde nazizm yok, faşizm de mevcut değil.. Bır diktatorya altında da inlemiyoruz. Zindanlar adam almaz halde ol- maktarı çok uzak. Sadece biraz ga- rip ve kendine mahsus bir "De- mokrasi anlayışı İle idare ediliyo- ruz. Antidemokratik kanunlar çı- karılıyor ve bunlarm “Tüzumlu ted- birler" olduklarından bahsedılıyor Rejim gittikçe sertleşiyor ve iş ba- şındakilerde tahammül, hakıkı de- mokrasinin bu lâzımı gayrı a- rıkı azalıyor. Tenkid edenlerden bir muhalif, hoşlanılmıyor Fak Adenauer'in Almanyada, Alcıde de Gaspen nin Italyada E- douard Herriot'nun Fransada için- de bulundugu tehlikelerin pek ço- ğundan henüz masundur. Buna ragmen, polıtıkacılarımı- zın haline bir göz atınız! İster i tidar partisinde olsunlar, ister mu- halefet partisinde kaç tanesi bu- gün beş sene evvelki sözlerini tek- rarlıyor prensıplerını müdafaa diyor? Hangisinin eline bu mıllet yana mukadderatını emanet edebi- lir? Kimi menfaatle, kimi korkuy- la şaşkına dönmüş vaziyette. Içle— rinde Avrupada seneler geçirmiş, oradaki mektep sıralarında dirsek çurutmuş olanlar çok. Ama bunlar, n çabuk yılanlar, dönenler, kaçan- lar Anlaşdıyor ki Adenauer'leri, Gaspen'len Herrıo 'ları ne iklim, ne hava, ne mektep yetıştırıyor Onlar Demokrasıyı özleyen ve hak eden cemiyetlerin mahsulleri» Saygılarımızla O AKİS