DÜNYADA OLUP BİTENLER Yugoslavya Rusyayla dostluk "Bundan15 gün kadar evvel bir gün, İstanbulda çıkan Fransızca " tanbul" gazetesinde Yugoslavyanın durumuna ait bir makaleyi okuyan- lar tebessüm etmekten kendilerini a- lamamışlar ve isterinden bazıları "Ne hayal!" diye düşünmüşlerdi. Ma- kalede Yugoslav Devlet Başkanı Ma- reşal Tito'nun Mareşal Bulganin ile görüşmek üzere Moskovaya gitmesi- nin muhtemel olduğu bildiriliyor ve Yugoslavyanın "Barış içinde bir a- rol alma gayretinden bahsediliyordu. Yugoslavyanın uzun zamandan beri Doğu ile Batı arasındaki anlaş- mazlıklar karşısında — tarafsız kal- mak istediği biliniyordu. 1848 yılında Molotofun gayretiyle Kominform ta- rafından takbih olunup oradan ihraç edildikten. sonra Yugoslavya — gerçi Batıya dönmüştü. Ama bu. daha zi- yade, bir el uzatma hareketiydi. Baş- ta Amerika Birleşik Devletleri ol- mak üzere İngiltere ve Fransa Mare- şal Tito'ya, Rus tazyiklerine muka- vemet edebilmesi için geniş yardımda bulunmuşlardır. Bu yardımların mik- tarı yedi sene içinde bir milyar do- ları aşmıştır. Fakat Yugoslavya hiç bir zaman komünizm yolundan dön- memiş, bilakis hakiki komünizmin Rusyada degıl Yugoslavyada olduğu- ileri sürmüş, Batıyla arasındaki İdeoloji farkını bir iç mesele telâkki ettiğini söylemişti. Yedi sene ve bir milyar dolar Mareşal Titoyu bir Ba- tı dostu yapmamıştır. — Yugoslavya, bir bloka girmeyi daima reddetmiştir. Stalinin ölümünden beri vaziyetin değiştiği görülüyordu. Rusya ile Yu- goslavya arasında yakınlık tezahür- leri oluyordu. Kesilen diplomatik mü- nasebetler fiilen yeniden teessüs et- mişti. Rus mütehassıslar ve ziyaret- iler tekrar Yugoslavyaya — gelmeye Bilhassa son zaman- larda Rusyada Yugoslavya ve Mare- şal Tito lebinde nutuklar söyleniyor, buna mukabil Yugoslavyada da es İ Rus dostluğu hatırlatılıyor ve "a- ans" lar reddediliyordu. Her iki memlekette de demokratik mânasiyle ir umumi efkâr bulunmadığından aynı ağızlardan bir kaç sene fasılay- a başka ahenkte kelimelerin dökül- mesı garipseniyordu. Ama gene de, 15 gün kadar evvel Mareşal Titonun Mareşal Bulganin ile görüşmek üze- gideceği haberi bir fantezı telakki ediliyordu. —Halbuki şimdi öğrenilmiştir ki Ruslar Yugos- lav Devlet Başkanını kendi başkent- lerine çağırmışlar, fakat Mareşal Ti- to - hiç şüphesiz emniyet sebeplerın— den - buna itizar beyan ederek eğer Mareşal Bulganin Yugoslavyayı şe- refi endirirse bundan pek büyük has duyacagını bildirmiştir. Geçen haftanın sonunda bir teb- Belgrad şehri | ahbaplar buluşacaklar Eski liğ Rus devlet adamlarının Belgradı resmen ziyaret edeceklerini haber ve- riyordu. Moskovadan gelecek heye- te Komünist Partisinin Birinci Sek- reteri Krutçef başkanlık edecek, he- yete Hükümet başkanı Mareşal Bul- ganin de dahil bulunacaktı. Bu suret- le Kremlinin hakiki efendisinin kim olduğu da açık surette anlaşılıyor ve Malenkofu Krutçefin tasfiye ettıgı ortaya çıkıyordu. Havadis bütü dünyada çok derin akisler yarattı. Zı— yaret tarihi olarak Mayıs sonu tesbit edilmişti. O vakte kadar muhtelit ha- zırlıklar yapılacak, bu arada çok sıkı emniyet tertibatı alınacaktı. Rus giz- li polisi mensupları şimdiden Belgra- da gelmişlerdi. Tam sürpriz Cumartesi günü Belgradda Dışişle- ri Bakanlığının geniş konferans salonunda mutadın çok üstünde bir kalabalık vardı. Bunlar, haftalık ba- sın toplantısına gelmiş gazetecilerdi. Dışişleri Bakanlığının sözcüsü her Cumartesı günü öğle vakti saat 13 e bir basın toplantısı yapıyor ve "ce- vaplandırılabılecek" sualleri cevap- landırıyordu. Rus heyetinin ziyareti haberi o sabah duyulmuştu ve her- kes tamamlayıcı malümat peşindey- di. Fakat sukutu hayale uğranıldı, zira sözcü sadece bir tebliği okumak- la İktifa etti ve bu mevzudaki hiçbir suali cevaplandırmadı. Tebliğde ya- pılacak görüşmelerin ehemmıyetı an- latılıyor ve gayenin "bir arada aktif surette beraber ve anlayış içinde ya- şamak" İmkânlarını kuWetlendir- mek olduğu söyleniliyordu. Konfe- ransın Avusturyayla — Barış andlaş- masının imzalanmasının hemen aka- bine tesadüf etmesi iyi karşılanıyor, bu toplantının “"havayı ıslah etmek: maksadına matuf olarak — sarfedilen diğer bütün gayretlerin ayrılmaz bir parçası olarak mütalâa edilmesi" lü- zumu hatırlatılıyordu. — Tebliğin şu cümlesi bilhassa batılı muhabırlerı alâkadar etti. Deniliyordu "İstiklâl, müsavi haklar ve diğer milletlerin dahili işlerine ademi mü- dahale esaslarına müstenit milletler- arası işbirliği siyasetine bağlı olan Yugoslavya hükümeti, yine bu mü- nasebetle hali hazır durum içinde, yalnız batılı memleketlerde mevcut sulhsever ve faydalı işbirliğinin inki- şafını takviye etmek unda de- ğil, fakat aynı zamanda bu işbirliği- ni, bunu kabule hazır bulunan ve bu konuda belirtiler veren diğer mem- leketlere de teşmil etmek hususunda mümkün olanı yapmak kararım da belirtmeyi temenni eylemektedir. Mutasavver görüşme sırasında Yugoslav hükümeti bir anlaşmaya varmanın imkânlarına aynı zamanda hem Yugoslavya ile Sovyet Rusya a- rasındaki münasebetlerin salâh bul- masına yardım edecek, hem de umu- miyetle milletler arasında umumi an- layış zihniyetinin gelişmesine ve u- zun samandan beri sulh ve refah ar- zulayan insaniyetin üzerine çöken gerginliğin bertaraf edilmesine yarı- yacak tedbirlere matuf her türlü ya- pıcı fikri müdafaa edecektir." AKİS, 21 MAYIS 1955