Mareşal Tito, ikinci Dünya Harbi- nin arefesinde Kremlinin yaptığı ne- viden bir sürpriz yapıy: Batılılarla konferans aktedılecektı Bu tebliğ Belgratta okunduğu sıra- da Batılı memleketlerde Batı dımı mevzuunda Yugoslavlarla yapı- lacak bir toplantının hazırlıkları de- m ediyordu. Üç batılı devlet, Ame- rıka, İngiltere ve Fransa Belgr ada müşterek bir konferans teklif etmiş- lerdi. Konferansta yardım meseleleri görüşülecekti. Gerçi Mareşal Tıto teklife henüz kati bir cevap Verme- mişti ama batılılar bunun kabul edı— leceğinden öylesine emindiler ki kon- feransta kendilerini nasıl temsil et- tireceklerini bile kararlaştırmışlardı. Toplantı Belgratta cereyan edecek ve hususi surette Washington, Londra ve Paristen gelecek mütehassısların refakat edecekleri Buyukelç jiler ka- demesinde olacaktı. Mareşal Tito diğer devlet adamları Buyukelçılerle yaptıkları temaslarda bu ümidi kuv vetlendirecek sözler sarfetmişler, ta- vırlar takınmışlardı 1939 ğustosunda Moskov: daki batılı temsılcılere gul gülüp son dakikada Almanlarla lıır ittifak ak- tedivermeleri gıbı Mareşal Tıto, ha- kikaten sürpriz yapmıştı. Ama sürp- riz batı dünyasında hoş karşılanma- dı. Zira bir müddetten beri Rusların nasıl bir politika takip ettikleri açık surette görülüyordu. Rusların gayesi “Bundan 35 sene kadar evvel, Birin- ci Dünya Harbinin sonunda batılı- lar Rusyayı tecrit ve batıyı komü- nizm mikrobundan kurtarmak için Sovyetlerin etrafında bir- "Sıhhi kor- don" kurmak istiyorlardı. — Şimdi Kremlin böyle bir kordonu, — ikinci Dünya harbinden sonra ele geçirdiği ganimetleri muhafaza için teşkil et- mek arzusundadır. FKordon, Demir Perdenin yerini alacak ve tarafsız memleketlerden teşekkül edecektir. Avusturyadan işe başlanmıştır. Onu Yugoslavya takip edecektir. Fakat asıl hedefin Almanyayı da aynı kor- dona dahiil etmek olduğu aşikârdır. Tabii bu, Ruslar hazım ameliyesini tamamlayıncaya kadar devam ede- cektir. Hele Amerikalılar da kuWet- lerini Avrupadan çektiler mi Ruslar istedikleri gibi Cirit atabileceklerdir. Zaten hudutlarının bıtışıgınde taraf- sızlardan müteşekkil bir manzume teşkil etmeleri kendileri için kalî bir kazançtı. Zira bugünkü dünyada ta- rafsızlık hülyasına dalan her memle- ket, istese de istemese de kızılların oyununu oynuyordu. Tarafsızlık an- cak tarafların samımıyetınden emin bulunuldugund bir mâna ifade ede- bilirdi. Rusların samimiyetine inan- mak ise, kurdun samimiyetine inanan kuzu safdilliğinden başka şey değildi. Belgradda görüşülecek meseleler "Belgrad görüşmeleriyle Yugoslav - yanın Batıyla olan alâkasını he- men keseceğim sanmak hatadır. Ni- AKİS, 21 MAYIS 1955 Kapaktaki politikacı DÜNYADA OLUP BİTENLER Clement Attlee 1951 senesinde Batı Walthams- tow'da yapılan seçimleri 23.021 oyla İşçi Partisinin adayı kazanı- yordu. Seçmen adedi o tarihte 42.063 idi. Sandık başına gelenler- den 11.447 tanesi Muhafazakâr a- dayı desteklemişti. Ingılterede 11 bin 574 rey farkı çok mühim bir farktır. Ama Batı Walthamstow'- da bu netice tabııydı, zira İşçi a- dayın adı Clement Attlee idi. Aynı esnada Woodford'un 77975 seçme- nınden 40938 i Muhafazaka_r 2 bin 350 u ise ışçı daya oy veri- yordu. Oradaki Muhafazakar aday ise Winston Churc! Clement Attlee 1883 de doğ- muştur. Haileybury ve Oxford'da tahsilini yapmış, 1005 de İnner Temple barosuna dahıl olmuştur. Beş sene sonra ynbee Hall'un sekreterliğine getırılmış, 1913 Ile 1023 arasında da Sosyalistlerin meşhur Üniversitesi olan London Sehool of Economics'de lektörlük yapmıştır Birinci Dünya Harbine katılmış ve binbaşı rütbesiyle ter- hısedılmıştır 1010 dan 1920 ye ka- dar Stepney'in Belediye Başkanlı- ğını yapmış, 1927 ye kadar da Be- lediye meclisinde aza olarak çalış- mıştır. Clement Attlee Parlamentoya 1922 de Limehouse temsilcisi ola- rak girmiş ve 1924 deki ilk işçi ka- bın inde Savunma Müsteşarı ola- rak yer almıştır Clement Attlee 1950 ye kadar Limehouse temsıl- cisi olarak vazife görmüştür. İki ci İşçi Kabinesinde kendısıne Pos- ta Bakanlıgı verılm Clement At 1935 den 1940 a kadar Muhalefet liderliği yap- mış ve harp çıkınca kurulan koa- lısyoıı kabinesinde sırayla Mührü- has Lordluğu, Dominyonlar Ba- chill'in en hararetli ve gayretli tekim Mareşal Tito hükümeti tebli- ğin akabinde — Amerika, Ingıltere, Fransa, Türkiye ve Yunanistan Bü- yukelçılerıne toplantının — mahiyeti akkı izahat vermiş ve konferan- sın bir degışıklıge müncer olmıyaca- ğını, Yugoslavyanın hem batılılara karşı olan, hem de Balkan paktı da- hilindeki taahhütlerine sadık kalaca- ğını bildirmiştir.. Ancak Moskovaya yakınlaşmanın, tabıatıyle Batıdan U- zaklaşmak mânasını taşıyacağından şüphe yoktur. Balkan ittifakına ge- lınce bunun Rusya ve peyklerine arşı bir emniyet supabı teşkil etti- ği biliniyordu. Muhtemel mütecaviz- c politikayı gütmeyen ortakların me- yardımcılarından biriydi. Harp bi- r bitmez İngilizler Başbakanlıga Chuchıllı değil Attlee'yi getirme- yi tercih etmişler ve Limehouse temsilcisi 1045 te kurulan ilk İşçi kabinesine başkanlık etmiştir. Kü- ük bir ekseriyetle memleketi beş yıl idare eden Attlee, 1051 seçimle- rınde yerını eski rakibi ve dostuna kmış, yeniden Muhalefet lider- liği vazifesini üzerine almıştır. Attlee ortadan hıraz uzun boy- lu, sa bır insandır. Butun Ingılızler onda, 'orta İngi- liz" tipinin bariz husussiyetlerini bulmakta ve o yüzden çok sev- mektedirler, işçi Partısının lideri, her gittiği yerde "O İyi bir arka- daştır" şarkısıyle karşılanmakta- dır. m turnelerine bizzat karı sının kullandıgı ufak otomohılıyle Attlee ise reklam n ve kalabalık- tan nefret eden bır politikacı. Sesi ince ve zayıftır. Ama muhakemesi ve partisini idare ediş tarzı kuv vetli.. Bevan'ı doğru yola getir- meğe muvaffak olmuş, tam bir po- litikacıya has manevrasıyle onu evvelâ partısı n dış kapısı önüne bıraktırmış, sonra içeri almıştır. 1951 de kaybettiği ıktıdarı, 1955 te alacak mıdır? Heri ticenin ufak bir ekseriyet uzerınde döneceğini — tahmin etmektedir. Şansı Muhafazakârlardan az ol makla beraber, başh akanlığa gel- mesi gene kuWetti bir ihtimaldir. O takdirde Ingılterenın politikası- nı, tıpkı Eisenhower gibi, kendi partisinden bir gurupla Muhalefet partisine dayanarak yürütecek ve asıl mücadelesi Bevan'a karşı ola- Zira İngilterenin politikası, ık— ıdarda kim bl ursa bulunsu daima İngilterenin menfaati 0n plânda tutularak çizilecektir. selâ askeri sırlarının ne kadarını a- işbi da bulacakları düşünülecek bir mese- ledir. Zaten bızım bazı gayretkeş gaze- radyomuzun — parla sözlerine ragme AKIS in evvelce de bildirdiği gibi Balkan ittifakı si- yasi ve askeri cephelerinden zayıfla- makta ve daha ziyade ticari ve kiiltü- rel bir mahiyet almaktadır. Başbal Adnan Menderesin Belgradı zıyaretı sırasında bu husus açık surette anla- şılmış ve ittifakın o bakımlardan de- n bir uykuya hazırlandığı, hattâ gırdıgı orul müştür. Bunun boylece bılınmesınde ancak fayda vardır. - :© --