diğer bir sütunumuza tercümesini geçir- diğimiz makale çıktı. Derhal bu gaze- teye telefon ettim, harici siyaset mu- harririni ziyarete giderek uzunboylu ko- nuştum. Yaşlı ve tecrübeli — muharrir, Türkiye hakkındaki malümatının noksa- nını itirafla beraber, New-York Times gibi itimat ettiği gazetelerın izini takip ettiğini ileri sürdü ve i gazetesine yazacağım bir mektubu — neşredeceğini söyledi. Derhal oturdum, almanca ola- rak orada bir mektup — hazırladım ve muharririn kâtibine dikte ettim. Gürü- yorsunuz. ki dahilde hükümeti - tenkit, harıçte mudafaa gibi çok zor bir irin içindeyim Ah üstad, kendini bu kadar yorma- san hem sen, hem iktidar m de mil- letçe biz nasıl rahat edecegız bir bıl— sen! Bir başmuharrir paylandı B u sırada Zafer gazetesinin, son gün inden kan dam layan başmuharrirı Mumta Faik Fenik bir iyi i ayla- «Nereye?» başlığını taşıyan bir makale yazmış ve son hâdiselerin, son tedbirle- sin, son kararların Demokrat Partiye a lıyordu. Anlaşılıyordu ki, Zafer, Nadinin kovduğu başlığı dahi beğenme- «Nereye?» ne i mişti. demekti? Bunun Mümtaz Faik Fenik Sert bir. kalem AKİS, 18 ARALIK 1954 alafranga tercümesi «Kovadis?» ti. Hâ- midin Tarik İbni Zeyadında da böyle «Azimetin ne tarafa"» vardı. Ama, bu manâ kılde sorulursa sorulsun ümtaz Faikin de — vereceği cevaplar mevcuttu... Zafer'in sert başmuharriri B.B.C.'den sonra Cumhuriyete karşı da tehdıtkar bir eda taşıyordu. Galiba bu, on günlerde Zafer'e âriz olan bir has- talıktır Zafer evvelden böyle değildi. Basından hatıralar Fakirliğin yeni adı!.. nkara otobüs garajı yangınından birkaç gün sonraydı... — Ateşten kurtulan bir kaç — troleybüs, Ulus Bakanlıklar arasında sefer yapıyor... Diğer hatlara — Moskava'dan satın alınma, kırık dökük, salkım saçak ne kadar otobüs varsa tahsis edil- miş... Dış mahalle hatları aktarma- ) da ayaz mı ayaz... Sifi- rın altında ya otuz, ya da otuzbeş... Sırtımda kombinezon misillü, bir trençkot... Ayağımda terlik cinsi bir çift mokasen... Atkı matla, şapka mapka hak getıre Sabah vakti, Özdemir duragında bir saat otobus beklemişim... Delik deşik otobüste, Allahın ayazını yemişim, Hani tit- remesini bilmesem donacam Ba- kanlıklarda aktarma ettik... Sıcacık troleybüsün ilk ön sıra- sında Nurettin Artam'la Nâşit Hak- kı... Her birinin sırtında üç parmak kalınlıgında kumaştan birer palto, iki parma kalınlığında birer atkı, Habig marka — oturaklı — şapkalar, ayaklarında dört parmak kalınlığın- da kauçuklu mauçuklu pabuçlar... Ellerinde içi kürklü eldivenler... Ayrıca, paltolarının fil kulağı ge- nişliğindeki — yakalarının — içine bü- zülmüşler, yan yana oturuyorlar İkisi de besili mi besili... Benim iğ- ne iplik hâlimi görünce, Naşıt Hak- kı'nın hemen çenesi açıldı: — Nurettin'çiğim... Bak görü- yor musun, gençliği... Ne palto, ne şapka Tıg gibi geziyor bu ayaz- da.. Gençlık canım, gençlik!... azdan gerilmiş — dudaklarımı zor kımıldattım: Siz ne zamandanberi fakir- liğin adını gençlik koydunuz?... Paltolarının içine bir kat daha gömüldüler!... Yazıda Nadir Nadi sık sık Avru- pa'ya gıtmekle suçlandırılıyordu Avru pa'da bul için memlekette olup bıtenlerden habersızmış Bir defa Nadir Nadi mebus sıfatile ve — Büyük Millet Meclisini temsilen bizzat o Meclis ta- rafından Avrupa'ya gönderiliyordu. Dö- vizini veren de bizzat hükümetti. Müm- taz Faik Fenik neden kızıyordu? Nadir Nadi Demokrat Partinin hoşlanacağı bir tezi tuttuğunda yazıları Zaferin birin- YURTTA OLUP BİTENLER Nadir Nadi Kara gün dostu ci sayfasına alınıyordu. Şimdi inandığı başka bir meseleyi yazdıgı ıçın neden suçlandırılıyordu" Bu , bu has- t e memleketimizde kurul- masını arzuladığımız demokrasinin ha- kiki bir hükümeti son derece lmak m halde garip bir basın hürriyeti telakkısı Yoksa Ahmed Emin alman'ın yaptığı gibi iktidarı en ha- fif tenkitte, mutlaka, sanki rüşvet verir gibi muhalefetin vatana — hıyanetinden mi bahsetmek icap ediyordu. O takdir- e samimi tenkit ile sahtesi nasıl ayırd- edilecekti? Evet, bütün bunları anlamak güç- tü. İktidar partisinin —organı en ufak ikaz karşısında — muhatabını sindirmek yoluna gıdıyor ne kadar dostane olursa bu kesmek azminde bu- lundugunu ıhsas ediyordu. De okrat Partiye sempatisini asla mış olan ve Demokrat Parti li- derlerının ricası uzen e ve bu sempati si yüzünden daha muhalefettey- ken mebus lıstesınde ver almayı kabul eden Nadir Nadi gibi bir başmuharririn haklı tenkitleri — karşısında — gösterilen reaksiyon bundan başka bir şey ifade edemez Ecnebi muhabirler meselesi Ha&amn baş taraflarında Türkiye'nin en çok satan gazetesi Hürriyet'te çı- kan bir havadis memleketimizde vazife gören yabancı muhabirlerin, yüreklerini hoplattı. Havadis Ankara mahreçliydi ve Büyük Millet Meclisine bir takım kanun 7