rinin diğer cemiyetlere nazaran daha nasıl kalkındırılacağı tezini bulamamış, ka_b_ul edememiş ve harekete — geçeme- 1 kadın teşekküllerinin anketler tertıplıyerek ne gibi bir yolda yürümek lazım geldiğini tesbit etmelerı dogru bir harekettir. Çünkü, merkezleri Ankara'da olan bu cemiyetlerin kadın konusunda- ki faaliyetleri şehir içinde kalmaktadır. Bizim davamız, şehirli kadının hayatını tanzım etmek değildir. Cemiyet hayatı- girmiş kadın, şehirli — kadınlarımız nasıl hareket etmelerı gerektiğini bile- cek kadar bilgiye, hünere sahiptirler. Sahıp olduklarına inanmamak elden gelmez. Fakat, bizim bir köylü kadını- mız vardır, bizim dertli, bilmiyen, oku- mayan bir köylümüz vardır. Meselenin halli, Ankara, İstanbul gibi şehirlerde oturup, cemiyet hayatı tanzim eden, hareket getiren kadın teşekküllerimizin «şehirli - faaliyetleri» değildir. Köylü kadınına bir şeyler — öğretebiliyormu- yuz, ona yeni bir şeyler götürebiliyor muyuz, işte meselenin esası budur. Ankara'dan — sözle davalar hallet— mek, anketler tertıpleyıp, yollar bulmak lerin icra makamında bulunan kadınları- mızdan kaçı köylüye doğru gitmiş ve dertler, tespit etmiştir. Bir anketin fay- dasını ınkar etmiyelim, fakat şuna da i- alım ki, dertlerin tespit edilmesi, kalkınmanın ful haline — gelmesi için, gidip görmek, gördükten sonra hareke- te geçmek lâzımdır. Şehirli kadını, köylü kadından ayıran budur. Okumak istemiyen bir geniş kitleye anket neti- cesini bir broşür ile göndermek; kadı- nın, kadınımızın hayatını yükseltemez. Olmaz bu! Her şeyden evvel içlerinde, yanlarında olup, dille — anlatmak, ve sonra okumalarını —ne kadar güç biz- de temin etmek gerekir. Bunları bek- liyen bu hareketlerin derhal yapılma- sını isteyen aydınlarımız vardır. Cemi- yetlerden, kadın eşekkullerınden bu liriz. Yoksa, atbaa paralarına sarfe- dılen kağıda yazık olacaktır. AKIS Hoşunuza gittiyse hemen Abone olunuz AKİS, 18 ARALIK 1954