YURTTA OLUP BİTENLER Emin Kalafat tehlıkelı bır ameli- muvaffakiyetle — geçirmişti; Çelik- ameliyattan çıkmış Doğrusu istenilirse iç politika- ın bu ikizleri daima beraber hare- ket etmişlerdi. O kada fat sanki yaz aylarında apandısıtını al- dıran Fethi Çelikbaştan gen kalmamak için gözlerini ameliyat ettirm Gümrük ve Tekel Vekılı haylı Za- mandan beri memleketten uzaktı. O bu- mişti. beğenilmesin, bir şahsiyete, bir karak- tere sahipti. İki ahbap evvelâ sarılıp öpüştüler, sonra hususi meselelerden bahsettiler, onu takiben sura memleket dâvalarına geldi. Fethi Çelikbaş, Gümrük ve Te- kel Ve kılıne hâdiselerin bir hülâsasını yaptı. Bu hülâsanın pembe bir gozluk— le yapılmadıgını hemen belirtmek icap eder. Emin Kalafat Istanbulda çok kal- madı. Başkente dönmesi icap ediyordu. Döndü. Orada, hararetle olmasa bıle ıyı nıyetle karşılandı . Kalafatın istifa etmesi ihtimalin- den — bahsedilmişti. Fakat vekilin hiç olmazsa şimdilik böyle bir niyeti yok- tu. Zaten bu hareket, doğrudan doğru- i müteveccih bir hareket i Çelikbaş, gerekse Emin Kalafat Başvekile karşı muhabbet beslemışler— di bu hıslerınde değişikliği icap et- tirecek bir şey olmamıştı.. Ancak ikisi- nin de bazı hareketleri ve bazı şahıs- ların tutumlarını tasvip etmedikleri bizzat başvekilin bile meçhulu değildi. Emin Kalafat makamında bir çok ziyaret kabul etti. Gelenlerin — çoğu, dostu olan mebuslardı. Onlarla da ve- kil, memleket islerini görüştü, bir fi- kir edinmeye çalıştı. Kabineden aynla— cak ve Meclis Gurubu içinde bir mü- rakabe unsuru mu olacaktı, yoksa ye- rinde mi kalacaktı" Henuz tam bir karara varama Gümrük kl vekili Vazıfesın— den ayrılsa da beklenilen büyü le degışıklıgmm bugünlerde vuku bul- vekilleri mütemadiyen hakaret da- vası açan bir hükümet kendi itiba- rını elile sarsıyordu. Gidişi beğen- miyordu. Gerçi uzakta duruyordu ve bir muhalefet yapmıyordu. Ama, bir çok göz ona çevriliydi. İşte bu sırada Adnan Mende- res kendisine yaklaştı. Samed Ağa- oğlu her zaman bir kıymetti. Onu ziyafetlere davet etti, — beraberinde Emin Kalafat İyiyi gören gözler edilmektedir. Böyle bütç müzakerelerinin sonunu beklemek icap etmektedir. Fethi Çelikbaşa gelince, o hare- ketinin esbabı mucibesini — seçmenleri- ne izah etmek üzere İstanbuldan Bur- dura hareket etmişti. Meclis Bir günahın tamiri mayacağı tahmın evvel İstan- lerinden müebbeden mahrumiyete mah- küm ediyordu. Bu memlekete büyük hizmetlerde bulunmuş biriydi. Mıllet vekilliği, hattâ vekillik yapmış- . Adı Sırrı Bellioğlu idi. Sun Bellioğlu, Reisicumhur İsmet büyüklerine ve ordu kumandanlarına bir takım mek- tuplar yazmıştı. Bu mektuplarında hü- kümetin siyasetini şiddetle tenkid edi- harbe girilmemesi lüzumunu e- sasiye Kanununun tam tatbikini isti yor, matbuat hürriyeti istiyor, daha de- mokratik bir idare istiyordu. 1940 senesi... Bu, Türkiye Cumhu- seyahatlere götürdü. Şimdi, kabine- ye, arka kapıların birinden, İşletme- ler vekili olarak girmiştir. akat orada kalmayacağı hakkaktır. Bakalım hayatının bu yeni faslında kendisine hangi telak- kileri rehber edinecek? Temenni edelim ki Demokrat Parti muhalefeti yılları ıçmdekı te- lakkilerini rehber edin: riyetinin tarihinde iki şey ıfade eder: koyu bir diktatörlük -ikin a har binin en buhranlı unlerı' Sırrı Bellıog— lu mahkemeye Verılıyor fakat beraat ediyor. Bunun üzerine askeri mahkeme- ye sevkediliyor. Bu hareketin — delâlet ettiği manâ basittir ve açıktır: İktidar, Sırrı Bellioğlunun mutlaka başım ye- mek, kendisini hapse attırmak ve böyle- ce sust urmak arz ndadır Nitekim mu vaffak olunu Ask hkeme "Si- yasi Ba: şkumandan a karşı orduyu kış- kırtmak suçundan Bellioğlunu mahküm ediyor. 70 yaşındaki lhtıya hapse giri- yor ve çilesini tamamlıyor. 1940 gibi buhranlı bır yılda, Al- man orduları Belçikayı, Hollandayı Fransayı silip süpürmüşken bir dikta- rlüğün memleket içinde — heyecan uyandıracak, milli bütünlüğü sarsacak hareketlere müsaade etmemesini anla- mak kabildir. Türkiye harpten uzak kal- maya, bu yoldan muvaffak olmuştur. Bu nu inkâra imkân yoktur. Fakat, bırakı- nız ki ceza çok şiddetlidir, üstelik buh- ranın geçtiği ilk fırsatta e rak kalmıştır lu affedılmış, fakat maaşları kendisine verilmemiştir. Sırrı Bellioğlunun bugün hâlâ ıstı- rap içinde bulunduğunu — söylememek haksizliktir ve hangı ahvalde hangı se- beple hem TI Bellı_çglp '1940 iktidarı affedilmemiş olmasını affetmeye imkân yoktur. k Sırrı Bellioğlunun o zaman 1stedıklerı neydi? Teşkilâtı Esasiye Ka- nununun tam tatbiki, matbuat hürriye- ti, daha demokratik bir idare tarzı... demokrasiyi rın esbabı mucıbesının aynı olması kar- şısında insan üzüntü duyuyor. Elbette 4 yıl içinde terakki olmuştur. Sır- rı Bellioğlu'nun o gün 1sted1klerını bu- gün isteyenler onun akıbeti kadar acık- l1i âkibete uğramıyorlar. Daha rahattır- lar. Ama, Bellioğlu'nun talep ettikleri tahakkuk etmiş midir? Hayır Hüseyin Cahidin mahkumıyeti üze- rine meydana çıkan üzüntü verici ha- va karşısında bazı iktidar yazarları Sır- rı Bellioğlu'nun başına gelenleri hatır- latmışlar ve adeta <«işte, onlar da vak- tile bunu yapmışlardı, 70 yaşındaki es- ki bir vekili hapishanelerde çürütmüş- lerdi» diye Demokrat Partiyi müdafaa etmişlerdir. Ümid ve temenni olunur ki Mecliste — müzakerelerin havası bu sakat hava olmayacaktır. Zira millet Demokrat Partiye revi- ni, 1940 iktidarı gibi hareket etmesin diye vermiştir. AKİS, 18 ARALIK 7954