BELEDİYECİLİK förü takip ediniz. Seyrüsefer lâmbaları- nın bulunduğu bazı yerlerde hayretle durduğunu, halka hayretle baktığını, lâmbanın altında elinde dü tılı çizmesi ile bir p lışına, ceza yazıp bagıı'ışına kızdığını göreceksiniz.. Şoför postahanenın kösesinde idi.. Yukarı çıkan yol Posta Caddesi, posta- hanenin, bankaların önünden geçen as- faltı yol Atatürk Bulvarı idi. Birbirine dik iki çizgi gibi, iki büyük cadde idi bunlar.. Ulus'tan Cebeci'ye gidecek bir mobil bu kavisi geçecek, Yenişehir'- den Ulus'a, Ulus'tan Yenişehir istika- metine gıdecek otomobiller bu asfaltı katedeceklerdi. imdi sizde tam postahanenın kö- edeceksiniz. nunun, Belediyenin tavsiyelerine uy- mak Zzorunda iseniz, yola devam ede- mezsiniz.. Burada da seyrüsefer lâmba- ları vardır, yanarlar, sönerler, yol ka- parlar, açarlar.. Asla yayaları düşünme- den bu iş olur. Çün ku Ulus'tan Cebeci'ye güdecekler va- sıtalar için yol kaj palı olunca Yenış - hir'den gelen ve PosaCdds ne mak istiven otomobil ve diğer vasıtalar için yol açıktır. Çiğnenmemek için bek- İeisiniz Ye nişehir'den Posta Caddesi istikâ- metıne sapacakla r ıçın yol kapalı oldu- man, Ulus'tan Ce becıy gidecek- ler ıçın seyı'usefer lâmbası yeşil yan- mıştır. Çıgnenmemek için gene bekle- mek zorundasınız. şoför gene düşünür: Eski Milli Eğitim Bakanlıgının sokagından Posta Caddesine ulaşan hususi otomo- bil parkı olmaktan kurtarılsa şehrin en kalabalık bir noktasında seyrüsefer in- tizamsızlığı olmaz, tehlike kalmaz.. Hiç değilse, Ulust Cebeci — istikâmetine İ vasıta tek asfalttan halk da daracık Atatürk Bulvarı'nın postahane önünde- ki vasıtadan korkma derdinden kurtulur. fari yan aides unutkanlık eseri şotbr riayet etm di mi, kuvvetli bir para cezası ile el sıkışmış demektir. Keyfi düdük sesi anun, her vatandaşa o kadar geniş haklar tanımıştır ki, her Vatandaşa trol ek, hattâ ceza te alınırsa, şoförü mahküm eden, geniş vatandaş şikâyetleridir. — Trafik polisi* nin, — telefonlu — şikâyetlerin — fazlalığı karşısında yüklendiği vazife bir iki mis- li artmıştır. Telefonlu şikâyetler, şofö- rü bir kaç bakımdan zararlı çıkarmak- tadır: Zabıtaya yapılan bir şikâyet üzeri- ne şoför karakola davet edilir. Şikâyet- çi de gelir. Zabıta her iki tarafı da dinler, şahit sorar, ekseriya şikâyetçinin şahidi fazla gelir. Şoför, haklı dahi ol- 32 Trafik kontrolü Bu bir yol kesme değildir sa, 50 lira para cezasına, on beş gün Bu ksi de varittir. iddiasında hiç bir müspet delıl goste— remez. Şoför çıkar, gider, müşterisi de beraber.. İlk vak'a ile ikincisi aı'asında şu fark vardır ki, şoför haksız çıkarsa cezalanır şıkayetçı dâvasını teyit ede- mezse, hiç bır cezai hükme tabı değil- dir. Ayrıca, ikinci nev'i vakalarda, şo- för haklı dahı çıksa, karakolda işinden kaybettıgı bir zaman — vardır. Telâfisi için hiç bir hüküm yoktur. Bazı nisbetsizlikler polisi, bir taksi şoförüne «dur!» erse, ve otomobilinin içinde istiab haddınden fazla müşteri — bulursa, şo- före iki günlük kazancını cepten götü- ren bir ceza pusulası keser. Bir husu- si otomobil için ayni endişenin pek az zaman varit olduğu söyleniyor. Halbu- ki, Trafik Kanununun zabıtaya tanıdığı hak, hususi ve taksi diye bir tefrik yap- az. Kanun, istiap haddini aşkın insan otomobilde — bulunursa, — alkol almış, uyuşturucu madde kullanmış bir kimse direksiyon başında ise, ehliyeti yoksa, kaidelere riayet etmiyorsa, «her kimin ve hangi müessesenin otomobili olursa olsun» aynı muameleye tâbi tutulacak- tır, der Şoför, Belediye otobüslerindeki bir küçük plâkaya parmağım uzatır, sonra o belediye otobüsündeki kalabalığa işa- ret eder: O küçük plâkada <27 otura- cak, 45 ayakta yer vardır» yazısı görü- lür. Filhakika oturan 27 kişidir, fakat ayakta duran 47 değil, 60 kişidir. Hal- buki hususi otobüste 3 kişi fazla olsa trafik memuru hemen onları indirir. Trafik hatası yapan belediye oto- büsünün ceza giydiği, para ödediği de bugüne kadar görülmemiştir. Halbuki kanun seyrüseferin tanzimini belediye- den almış, Emniyet Müdürlüklerine vermiştir. Örnek zabıta olarak, şoföre verilen cezanın herkes ve her vasıta için ayni olacağını göstermek için, be- lediye otobüslerini de kanunun emret- tiği yolda cezalandırmalı ve uslandır— malı oksa bu u mevcut olan Tra- fik Kan ununun bir zümre vatandaş 1çın çıkarılmış, sadece onlar için tatbik sa: hası bulmuş intibaı olduğu kuvvetlene— kt' murlarımıza «güler yüz politi- kası» derken dudaklarda tebessümü de- ğil, tatbıkatta vatandaşa yapılacak mu- amelede, iyi niyeti kastetmekteyiz. - nunu tatbık eden elemanlarda, «şoför her zaman haksızdır» peşin hükmü ol- mamalıdır. Fazla para isteyenler F akat bir noktaya da dikkati çekme- mek imkânsızdır. Bilhassa son za- manlarda belki de İstanbul şoforlerınden müntekil bir huy ile, Ankara şoförleri muşterıden fazla para doğrusu ısrarla talep ermeye başlamış- İhtimal ki bu, İstanbulda dol- tüye yol açmaktadır. kendilerine zammı — yapıvermişlerdir. Trafik polisinin bu mevzuda çok alâka göstermesi icap ediyor. Nihayet müşte- ri, belediyenin — tesbit ettiği tarife de para ödeyecektir. Bunun üstünü isteyen- lere şiddetle karşı koymak lâzımdır. Halbuki, — şoförlerin — «şahsi» bir gayret ile zam yapmağa haklan yoktur. Kanuni mecburiyete göre, taksimetre ne miktar yazdı ise, onu kabullenmek zo- rundadır. Ancak, belediye taksimetre- lere zammı kabul eder ve tatbikini is- terse durum değişir. Bu — hususun da dikkate alınması faideli olacaktır. AKİS, 18 ARALIK 1954