bu zattan daha az sevilen bir Demokrat Parti yazan —yazar, yazan mânasına alınmalıdır— yoktu Sonra, Cumhur yet gazetesının An- kara mumessılı tahkikatını yaptı ve an- ladı ki, yazı hakikaten üstadın kalemi- nın eserıdı Bunun üzerine üstada, bü- asında bır yaylım Na dı gazetecilerin İrana ahatte Velibeşe - ile toplariyle destekliyordu. Af için Büyük Millet Meclısıne başvurmuş olan İstan- bul Gazeteciler Cemiyetinin reisi Ce- vat Fehmı Başkut da inceden inceye cıhada katılıyordu Öteki gazetelerde mevzuu makalede beliren zih- nıyetle açıktan açığa alay eden yazı- lar eksık olmadı. Zühtü "Hilmi Velibe- e m: siz vaziyete sokmuştu. Üs telık yazı ile emyiz azalarma baskı yapılmasına ça- lışıldığı yolunda bir de ıddıa ortaya çıktı. İşin burada kalmasına imkân kal- mamıştı. Çeşitli taraflardan Adliyeye müracaat başladı. —Bunların en alâka yandıranı, Hüseyin Cahid Yalçın ıle beraber beş buçuk seneye mahküm uş olan —cezası: Basın suçu— Cemal Sağlam'dır. Halkçı gazetesinin iş- leri uduru savcılığa başvu rak Zafer gazetesının ımzasız bir yazı ıle Temyiz zalarının ü baskı yaptıgı yolun- da bir ıhbarda bulundu İstediği, gaze- tenin mesulleri ile yazının muharrırı hakkında takibata geçılmes di. Bu hu- susta, savcılıkça henüz bir karar veril- miş değildir. Eğer makalede hakikaten böyle bir hava sezilirsi işleri müdürü sı orguya çe cılık gazeteden Ti n, yazının kimin tarafından yazıldıgını soracaktır Gaze- te, bu suale cevap vermek mecburiye- tındedir İmzasız yazıların kim tarafın- dan yazıldıgım ancak savcılık sorabilir. Zafer gazetesinde, bil- hassa Cumhur yet gazetesme cevaplar zının Zühtü çıkıyordu. Ceva larda, Hilmi Velibeşe tarafından yazılmadıgı— na dair bir açıklama! bulunmaması İ —gazete, makalenin kımın tarafından yazıldığını istemezse söylemez ama, ki- min tarafından yazılmadığını bildirme- si âdettir— tahminlerin isabetini orta- ya koyuyordu. Hem Zühtü Hilmi Veli- beşe bunu inkâr da etmiyordu. Ken- d' 4 . Üstadım, şunlara hak ettikle- Ti cevabı veriverin!.» diye teşvikte bu- lunanlara cevaben, hakkındaki yazı muharrırlerınclen bir kısmını dava ede- Be- Hilmi Velibeşe'nin ve her yazısında «suç» gördüğü bılınıyordu Fakat Veli- beşe her yerde «suç» görür. Böylece bir dâvanın akislerinden, bir kaç dâva daha ortaya çıkmış olu- AKİS. 23 EKİM 1954 YURTTA OLUP BİTENLER Zühtü Hilmi Velibeşe Bu adam itiraz edecek yordu. Hakaret karşılıklı hakaret tera- neleri daha u müddet devam edip gideceğe benzıyor B u sırada Hüseyin Cahid Yalçın hak— kında 1951 yılında yazılmış bir y: dolayısiyle yenı bir dâva daha açılıyor— du. Ancak aynı dâvada Cemal Sağlam beraat etmıştı O zamanlar Hüseyin Ca- hit Yalçın mebus bulunduğundan teşrit masuniyeti vardı, muhakeme edileme- mişti. Şimdi, mal menın verecegı ka- rar hayli laka uyandır Nihayet, mesi l ünden Zafer, yabancı basın ve bilhassa Ingiliz gazetelerine de yaylım ateş açmıştır. Bu gazetelerde, meselâ Times'da Tür- kiye'de basın hürriyetinin zedelendiğini ifade eden yazıların çıkması Zafer'i vı onun muharrirlerini hıddetlendırmıştır Memleketimiz hakkında sıtayışkar yazı- lar yazdıkları zaman en parlak kelime- lerle pohpohlanan Tımes ve İngiliz ga- zeteleri bu sefer «taraf tutmak», <iyi haber alamamak» <kötü muhabir kul- lanmak» - gibi ithamlar altında bırakıl- maktadır. Halbuki bu gazetelerin De- mokrat Parti icraatını metheden yazıla- ıına aynı Zafer'in en mutena sütunla- rını tahsis ettiğini hatırlayanlar, o yazı- ların her bir kelimesini ele alıp maka- leler sıraladığını unutmamış - olanlar imdi iki ayrı Öölçü kullanıldığım göre- rek, doğrusu üzülmektedirler. Bundan şu çıkmaktadır ki Zafer'in tenkid ettiği u, —dünyaca kıymetleri teslım edilen gazeteler —Yarabbi, hiç mes, Zafer gazetesi tarafından, gazete olarak ten- kid edilebilir mi? — değil, onların fikir- leridir. Halbuki bir hükümet gazetesinden beklenilen böyle saçma ithamlarda bu- lunmak değil, o yazılara fikir, vakıa ve delillerle mukabele etmek, aynı ağır- başlı hava içinde mukni cevaplar ver- mekti. Unutulmamalı ki Zafer'in yazı- lan hükümetin düşüncesi olarak yaban- cılara tercüme edilmektedir. Yoksa, başka türlü cevapları Züh- tü Hilmi Velibeşe de verebilirdi! Yeni alâkalar ürkiye'de olup biten hâdiselerden hukumler çıkaran ecnebi gazetelere kızanlar r Romadaki yabancı basın mumessılleıı cemıyetının de reisi olan Mr. Weller'in memleketimizi — ziyaret sebebim bilselerdi, ihtimal ki kendisini daha huduttan geri çevirirlerdi. Zira Chicago Daily News adlı Amerikan ga- zetesinin İtalya muhabiri olan bu zat, gazetesi namına, Türkiyede basın hür- riyetinin hakikaten zedelenmi olup ol- madığını yerinde tetkike gelıyordu Mr. Weller ayağının t u silme- den İstanbul'dan Ankaraya gıttı hem iktidar, hem de muhalefet men- suplarıyle goruştu arkadan kalkıp anbula döndü, orada da gazetecılerle temas etti, bir. fıkır sahibi olmaya ça- lıştı. Tabii kanaatini gazetesıne yaza- cak, <«Zafer> refikimiz de — eğer yazı Demokrat Parti iktidarının lehinde ise Mr. Weller'i ve Chicago Daily News'u göklere çıkaracak, — aleyhindeyse yerin dibine batıracaktır. Halbuki o yazıyı kaleme alacak sayın başyazar ihtimal Weller'in de, — Chicago Daily adım ilk defa duymakta- dır. (Doğrusu istenilirse, tıpkı bu yazı- nın muharriri gibi... Hepsi bu kadar değil! Merkezi İs- viçrenin Zürih şehrinde bulunan Bey- nelmilel Basın Enstitüsü de meseleyle ok yalan surette alâkalıdır. Enstitü, mat almak için bura dakı mensup- larına mektuplar göndermiş ve neler olup bittiğini sormuştur. Tabii boyle bir hareketi «iç işlerimize müdah saya- cak çiğ insanlar, devletlerarası munase— 9