ğer taraflara nisbetle tabii— der, mem- nuniyetini izhar etmekten çekinmez, hattâ bu i$i zevkle yapar. Fakat bu ya- bancının yüzünü arkaya döndürmeyi- niz, birden yıkık binaların, — tozlu ve berbat yollarının önünde durduğunu, arada bir kaç büyük binanın yükseldi- ğini görecektir. Yine hayret edecek, şa- şıracak, hiç bir şey soylememeyı tercih edip yutkunacaktır. Aman Alla- hım diyecektir, ne tezatlar ne tezatlar geliridir, bu Yabancının her şeyi söylemekte hakkı vardır. Yerden göğe kadar hakkı vardır. Bu şehirde her meseleden evvel, en sonra yapılacak işler ele alınır, işler İrsi bu dağınıklığın, her zaman bır eksıklıgın olmamasına imkân yok- Uur. Şehrin — muhtelif yerlerini gezımz caddelerine, kaldırımlarına bir balan Otomobıller hattâ atlı arabaların geçe— cekleri yollar tamamen — asfaltlanmış, düzeltilmiş ve kısa bir zamanda bitiril- miştir» Seneler ve seneler bu asfaltlan- mış yollarda atlı arabalar rahat rahat geçer ve gezerken, kaldırımlar bir pe- rişanlık, bir çamur deryası içinde yü zer, hiç kimsenin aklına da, yayaların rahata kavuşturulması diye bir mesele gelmez. Halbuki, bütün garp memle- ketlerinde, bir yol yapılırken, ilk önce yayaların geçecekleri, yürüyecekleri kı- sımlar ele alınır, asfaltlanır veyahutta nakil vasıtaları ile birlikte kaldırımlar da yapılır. Bizde her meseleden önce, insan rahatı düşünülmez, belki de hiç düşünülmez; fakat şekil itibariyle kal- ırıml. üzgün olmadığı görülür. düzeltilmesinin lüzumlu olduğu <<şek11» balamdan ileri sürülür, yapılır. Bu şehirde yayalara yürümek hu- susunda bir hayat hakkı, rahatlık tanın- mamıştır. Şehrin en kalabalık caddele- rinden birisinde, bir bina inşaatı baş- larsa, evinizin en kestirme yolu bu yol olsa dahi, oradan geçmemeyi tercih ediniz. Çunku, yayalara ayrılan esasen geniş olmıyan bir kaldırım, tahta bir perde ile kapanmıştır. Ancak, kenarın- da ve asfalta çıkmak sureti ile buradan geçmek kabildir. — Asfalta indiniz mi, nakil vasıtalarının hücumuna uğrarsı- nız, yanınızdan, yanı başınızdan geçen vasıtalardan bunalır, bir de sahiplerin- en söz işitirsinir.. Bu inşaat aylarca devam eder, aylarca buradan bu şekil- de geçer, aylarca bu yolun kum, çakıl ve kireçpisliklerini — evinize taşırsınız. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir usul yoktur, olmasına da imkân bulu- namaz İmkân olamaz. Çünkü belediyeler, her şeyden önce insanın hizmetindedir, emri altındadır Bunlara ilâveten denilebilir ki, me- selâ bu belediye şehirlinin nakliye hiz- metinde biraz tuhaf bir anlayış içinde çalışmaktadır. Memlekete, bilhassa böy- l r gün, büyüyüp gelişen bir şehi- re, hariçten sadece otobüs ısmarlamak bir marifet değildir. Marifet gelen oto- büsleri ihtiyaçların en daraldığı yerlere tahsis etmek, buralarda harekete lamak ve şehrin muhtelif yerlerınde kuyruk kuyruk olmuş vatandaşları biran önce selâmete çıkarmaktır. 2 ULAŞTIRMA Vagonlar indiriliyor Yakında bacaları tütmiyecek Demiryolları Hamle R akamlar ortaya döküldüğü zaman, memleketin başlıca nakliyat mües- sesesi olan demiryolunun — idarecilerini bir endişe ve telaş aldı. Tetkik ettik- leri, üzerinde durdukları bölge bin iki yüz kilometrelik bir demiryolu şebeke- sini içine alıyordu. Haydarpaşa'dan başlıyor, Eskişehir - Ankara - Zongul- dak mıntakalarını dolaştıktan sonra, kı- sa bazı hatları da bu işletmeye dahil ediyordu. Arifiye-Adapazarı ve Irmak- Yerköy hatları bilhassa nakliyat bakı- mından Önemli idi. Buralar «uzunluk» itibariyle <«kısa» birer hatdı, fakat bil- hassa Irmak - Yerköy, Kayseri istikame- ti için, nakliyat bakımından mühim bir merkez idi. Doğu ve Güneyi elinde tu- tuyordu Üzerinde durulan bu bin iki yüz kilometrelik hat, işletme şebekesi- nin yedide biriydi. Bölgenin dıgerlerınden ayrı ve ke- sif bir şebeke olması, günden güne nak- liyatın — fazlala: şmasını zorlukla temin edilen kömürün daha fazla talep edıl— mesini, çift hat usulüne muhakkak su- retle gıdılmesını gerektiriyordu. Demır- yolu idarecileri çift hat usulünü şimdi- lik geri bırakmak, mürden tasarruf edilmesini temin etmek istiyorlardı. Sadece bu şebekenin yaktığı kömür beş yüz bin ton idi, bu kömürün evsafi da diğer müesseselerin istedikleri gibi değildi. Daha temiz, daha mükemmel kömür olmadığı takdirde lokomotiflerin işlemesine ımkan yoktu. Çift hat usu- lüne gidilm bu yüzden müşküldü. Üstelik bu 1şe 800 - 90 milyon sarfe- dılmesı lâzım ge liyordu. Bu rakam sa- dece - işletmenin yedıde birini teşkil eden bir bölge içindi. Bütün bunlar dik- kate alındı, tetkiklerin verdiği neticeler öne konuldu Ve tek bir noktada karar kılındı : Tasarruf zıhnıyetı ile hareket etmek, böylece hem hat esasının 1dareye yükliyeceği büyük masrafı as- gariye indirmek, hem de kömür sıkın- tısından kurtulmak! Memleketin bir kalkınma devresi- ne girdiği gözönüne getirildi. Bilhassa, diğer bölgeler hariç, Kocaeli ve bu hat- ların katettiği iç Anadolu bölgesinin bazı kalkınma, geniş yaşama şartlarına kavuşturulmak üzere olduğu dikkate alındı. Sarıyar barajı inşa ediliyordu, Çatalağzı tevsi inşaatı başlamıştı, Tun- celi santralı ihale olunmuştu. Bu sant- rallar ve bara]l ar memleketın büyük hatlarla birbirine bağlanmasını da is- tihdaf ediyordu. Memleketin geniş bir bölgesi elektrık sıkıntısından bu şekil- e kurtulacak, şehirler bol ışık alacak, bazı 1şletmeler de tesıslerden faydala— nacaktı. Etibank'ın üzerine ığı bu geniş fal et programından demıryol— ları da faydalanabılırdı Soruldu ve alı- nan cevaplardan şu netıceye varıldı : ademki, Haydarpaşa - Ankara Zonguldak bolgesını içine al an demır— yolu şebekesi gün geçtikçe nakliyatın zorlaması ile çalışamaz hale geliyordu, AKİS. 23 EKİM 1954