YURTTA OLUP BİTENLER betlerin bugünkü durumundan haberdi kör partizanlar çıkacak — ve Enstitüyü de tahkir edeceklerdir. Ama bununla Türkiyede basın hürriyetinin mevcudi- yetını isbat bir yana, üstelik Türkiye'- de dünya yüzündeki basın hürriyetine aleyhtar kalemlerin bulunduğu ortaya çıkacaktır. Basın Enstitüsü bu mektu- bunda «takım takım gazeteciler» in ha- pis — cezasına çarptırılmaları karşısında basın hürriyetinin zedelenip zedelenme- diğini merak etmektedir. Görülüyor ki, Times gazetesinin, üstelik «Çok kısılan bir hürriyet» gibi masum bir başlıkla neşrettiği başmaka- le son hâdiselerin dünyada uyandırdığı akislerin yalnız biridir. Elbette ki kendi işlerimizi, «baş- kaları ne düşünecek?» diye bir zihni- yetle tedvir etmiyeceğiz. Ama, <«âlem bıze vız gelir» diye de duşunemeyız Eğer şu veya bu hürriyeti kısarsak için- de bulunduğumuz Batı âlemi bıze der- hal sut mı çevirecektir? Hayır. O Batı âlemi ki Franko ile işbirliği yapmakta— dır, Tito ile dosttur, elbette Türkiyede de bir diktatorya kurulsa menfaati icap ettirdiği müddetçe onunla münasebet- lerini devam ettirecektir. Ama o zaman beynelmılel siyaset âleminde mevkiimiz, ugün mokrat Partinin haklı olarak iftihar ettıgı mevki olmıyacaktır. Batı âlemi bizi içine, sadece demokratik bir memleket oldugumuzdan dolayı kabul ediyor. Yoksa, Avrupaya şöyle bir ba- şım uzatmak fırsatını bulanlarımız ora- da aleyhımızde ne kadar cereyan oldu- ğunu görmüş ve ihtimal ki ürkmüşler- Basın hurrıyetı kısıldı mı, kısılmı dı mı? Yabancıların bize sordukları bu suali mutlaka cevaplandırmak mecburi- yetındey . ve dostlar, ister inanınız, ister inanmayınız 2 Ma an o yana yazı yazmak, bu yana yazı yazmaktan çok daha rahattı. Üniversite Siyasetin mânası? Ankara da çıkan Halkçı gazetesinde bu yıl Üniversitenin açılış merasi- mine girecek talebenin tahdit edilece- alkışlanmamasının sağla- yanlış haber çıktığı za- man unıversıtelılerden Halk Partisine besleyenler, Halk Partisinin gençlik kollarında — yer alanlar derhal mukabil tedbir düşündüler. Tedbır ku- laktan kulağa fısıldandı... geçmeden anlaşıldı ki, miyle uydurmadır. Üniversitenin açılış merasimine da- vetiye ile gırılecegı hakikattir. Ama bu, talebe olmıyanlar için variddir. Talebe her yılki gibi, kapıda hüviyetini goste— rip girecektir. Bu hususta ne düşündü- ğü sorulduğunda rektör Huseyın Cahid Oğuzoğlu başını salladı v <— Allah, Allah! Talebe için ter- tiplenen bir törene talebenin girmesi hiç kayıtlandırılabilir. mi? Yazmadan evvel 10 iki gün havadıs tama- bir defa bize telefon edip, böyle bir erin aslı var mı diye sormak yok mu?» dedi. Hakikaten, açılış merasimine giriş- te bu yıl bir degışıklık olmıyacaktır. Ancak, İsmet İnönü'nün bu gibi gençlikle alâkalı törenlerde iktidar ılerı gelenlerınden çok daha fazla alkışlandı— ğı ve iktidar ileri gelenlerinin de bun. —nedense— kızdıkları hakikattir. Hal— buki gençliğin, tabıatı itibariyle muha- lefete meyya ruh taşıdığım bilmek mutlaka psıkolog olmaya lüzum r. ızmak için mutla- ka psikolojiden hiç anlamamak üste- lik muhalefette geçen yıllan unutmuş olmak icap eder. Zira bundan beş sene Hüseyin Cahid Oğuzoğlu Sütten ağzı yanan... | de, bugünkü gibi, muhalefet li- derleri iktidar ileri gelenlerinden fazla alkışlanıyorlardı. Muhalefet liderinin alkışlanmasına mâni olunabilecek midir? Küçük tertip meraklıları meselâ liderin davetiyesinin «geç» kalmasını sağlayabilirler, — yahut talebeye ayrılan yerler «pek erken sa- atlerde» dolabilir, yahut alkışı duymak istemiyenler gelmıyebılır Bütün bun- lar hakiki devlet adamlarına, hattâ ha- kiki insanlara yakışmıyan _l_ıareketler ol- maktan yukarı çıkamaz. Üstelik bekle- nilen gayenın aksini verir (eğer bir ga- ye güdülüyorsa..), muhalefet liderini alkışlamak isteyen talebe onu başka şe- kilde de alkışlar. Ne olaca Bir yandan açılış töreni, bu suret- le herkes için bir olgunluk imtihanı ye- rine geçmek üzereyken diğer taraftan Üniversitelerin Senatoları mütemadiyen toplanıp yeni ders yılının hazırlıklarını yapmaktadır. Senatolara muhtelif tek- lifler vardır ve bunların en garıbı hiç şüphesiz, Ankara Tıp Fakültesinin Pro- fesörler kurulundan gelmektedir. Bu sa- ın kurul, Üniversite gençlerının sıya setle meşgul olmalarının — —Üniversite dışında dahi— — yasak edılmesını iste- mektedir. İktidar çevrelerınde böyle bir te- mayülün bulunduğu, Trivayet şeklınde ortaya atılmıştı Öyle anlaşılı- ki, ın kurul daha evvel davran ş Eğer böyle bir karar hüküm tarafından alınacaks hükümetin işi de bu suretle kolaylaştırılrmş olacaktır. Ama biz ğimize — göre teklif heni Senaton gundemıne bıle alınmış degıldı Senato, evvelâ ün itenin tedris ışlerıyle alâkalı kararlan çıkar caktır. Üniversiteye siyaset girme- mesı gerektıgıne gore zaten Senato'nun bö: yüzde yüz siyasi bir meseleyle ugraşması, aslına bakılırsa, yasak olma- lıydı. Maarif Vekili, — eğer profesörlerin muhalefete sempati beslemelerini değil de hakikaten siyasetle ugraşmalarını men etmek istiyorsa, işle önünde m kemmel bir firsat vardır. Tıb fakü lte— sinin sayın kurulunun azalarına siyaset- le iştigal edıyorlar diye toptan işten el çektırebılır Zira Anayasanın verdiği bir siyasi hakkın kaldırılmasını istemek ha- reketine «siyasi hareket» vasfı verile- mezse hangı harekete verilir' Ami şmdıden iddia edebılırız ki kurul kadar savın Yardımcı hiç bir ha- rekette bulunmıya caktır. Buna mukabil yine, iddia edebılırız ki Senato böyle bir oyuna âlet cak, ıktıdar lebine de olsa siyase rışmıyacaktır. Eğer Üniversite talebe— lerinin de sıyasetle meşgul olmalarının 'aSal mesine — s eldiyse, bunu yapm anın günahı ve sevabı alâkalılara bırakılacaktır. Senatoya dahil bir profesör bize: «— Senatodan lehte veya aleyhte bir karar beklemeyiniz. Bu, bizi alâka- ar eden bir husus degıldır» demiştir. Bu sırada İstanbul Üniversitesi Se- natosu da, haklarında Bay Yardımcı ta- rafından — tedbir alınmak istenilen üç profesör hakkındaki —Şükrü — Baban dahil— kanaatinin müsbet olduğunu bildiriyordu. AKİIS Hoşunuza gittiyse hemen Abone olunuz AKİS. 23 EKİM 1954