DÜNYADA OLUP BİTENLER tidarı da verecektir. kimin alacağı sualinin cevabını Daha d V tinin de oradan geldiğini söyleyenler çoktu yeni ders yılı başladıgın— Bakalım da Juan Karlos hangi yolu tutaca Demir perde Zorla bayram. M şıkaleyi yazan adamın adı Stefan İgnar idi. Makalesini yazdığı gaze- te ise İzvestia! Stefan İgnar yoldaş hem Devlet Şürasının, hem de Rus - Polon- ya dostluk cemiyetinin ikinci başkanı- dır. Yazısı Rus - Polonya dostluk ayı munasebelıyle kaleme alınmışt Polonya, gelen haberlerden anlaşıldığına göre, Eylülün 12 si ile Ekimin 12 si arasında bir bayram ha- vası içinde yaşamıştır. Ama biraz tuhaf ve biraz zoraki bir bayram. Zıra doğ- rusu istenilirse bayram — yapm ağır cezalara çarpılmaktan korkmuşlar— dır. Polonya'da her yıl, 12 Eylül - 12 «Rus dostluğu» lenmiştir. Hatiplerin hepsi iki millet arasındaki — yakınlaşmayı hararetle öğ- -üşlerdir. Ancak, 1ştırak eden herkes arın neticesi olduğunu pekala bılmek ydi. münasebetle İzvestia'da lümat vermiştir. dur: 1953 senesindeki dostluk ayı Zar- fında Polonya'da tam 260 bin konferans verilmiş ve bunlara 12 milyon kişi ka- tılmıştır. Yine İgnar'ın makalesınde bil- dirildiğine göre 1946 da lonyanın bütün nüfusu kadardır. Demek oluyor ki, milletin dörtte biri Rusya ile dostluk cemiyeti- bedbaht Polonyalılar bu teşekkullere katılıp senede bir ay «ya- şasın Rusya» diye bağırmaya mecbur tutulmaktadırlar. Düşününüz, 12 mil- yon — kişi konferanslarda hazır bulun- muştur ve İgnar yoldaş bu rakamın da- ha da artacağını vaadet Prensip itibariyle Rusyada da bir Polonya - Rus dostluk cemiyeti vardır ve 12 Eylül ile 12 Ekim arasında orada AKİS. 23 EKİM 1954 da dostluk ayı tertıplenmektedır Ama, toplantılara giden Zira Rusya'da b mecburıyet degıldır ye askeri işgalden sonra ideolojik bakımdan da Polonyayı işgal etmekten başka şey değildir ki... İşte bunun içindir ki, şehirli - köy- lü 12 milyon Polonyalı dipçik zoru ile konferanslara gönderilip Sovyetleri öven traşı dinlemeye mecbur bırakıl- maktadır. , İşin garibi, bunu yazdıkları zaman hâdisenin samimiyetine 1nanacak kadar budala insanların yer yüzünde mevcut olabileceğini zannediyorlar. Fransa General de Gaulle hâtıra yazıyor «— Bütün hayatımca, Fransa bak- landa bir muayyen fikrim oldu. Bu fik- ri ilham eden, mantığım kadar hisle- De Gaulle ve karısı küsmüşler Dünyaya rimdir de. İçimdeki hassas taraf tabii Fransayı masallardaki prenses veya du var fresklerindeki madonna...» Bu satırlar Fransada, Parıs yakı- nındaki Colombey de park içindeki bü- yük bir evin üç penceresi ormana ba- kan bir odasında yazılıyordu. — Yazan adam normalin çok üstünde uzun bir boya ve hemen hemen ona yalan bur- na sahipti ve bu iki alâmet kendisinin başlıca hususiyetini teşkil ediyordu O- daya biraz evvel girmiş ve vaktiyle Pa- risin Saint - Antoine mahallesi tarafın— dan hediye edilmiş büyük Direktuvar masasına oturmuştu. Karısı bir iki yas- tık getirmiş, adam onları böbreklerinin üstüne yerleştirmişti. Sonra kadın dışa- ş ve kocası büyük dolma kale- mini eline almıştı. Bir ara dolma ka- leme bakarak dalmış, aynı kalemle bun- dan senelerce evvel attığı imzaları dü- şunmuştu Yazı yazmak belki o kadar güç değildi de, bütün olup bitenleri ha- tırlamak müşküldü. Hayatini anlatacak- tı ama, hayatının en mühim safhası ile Fransız tarihinin bir kısmı birbirine ka- rışıyordu. rede kendi ismi söyle- nildiğinde, zihinlerde beliren: — Yılma- yan, mücadele eden, istiklâlini kaybet- memek için cansiperane çalışan Fransa idi. Zira adam, General — Charles de Gaulle idi. Hâdise iki sene evvel cereyan et- mişti. Kaybeden — bir. adam imdi bu hâtıraların ilk cildi «L'Ap- pel — Çağrı» adı altında yayınlan- işgaline uğrayıp hükümet teslim bayra- ğim çektiğinde — Londraya geçiyor ve mücadele azmini kaybetmemiş olan bü- tün Fransızlara sesleniyordu. Çağrı, işte o çağrıdır. Hatıralar İkinci Cihan harbine te- kaddüm eden günlerden başlayacak ve 1946 da, yâni General de Gaulle'ün ik- tidardan ayrıldıgı yılda bitecektir. Bi- rinci cilt 2 ye kadar olan hâdiseleri nakledecek, «L'Unite — Birlik» adını taşıyacak olan ikinci cilt 1944 e kadar gidecek, üçüncü cilt de iktidar yılları- na ait olacaktır. eral de Gaulle'ün hayatı bütün polıtıkacılar için son derece ibret ve- rici bir hayattır. Harpten evvelki yıl- larda da ileriyi gören bir adam olarak tanınan bu asker Fransa gibi bir mem- leketi kurtarmış, onun şerefini ayaklar altına düşmekten korumuş, ona Büyük Devletler arasında nisbeten eski yerini tan sonra da Dev- islerinin yoktur. şana, şerefe — sahip olurlarsa olsunlar! 1944 yılında, Parisin kurtuluşun teakip Zafer âbidesinin Champs - Elyees'yi yüzbinlerce kişinin alkışları arasında bir hakiki fatih eda- siyle inen General de Gaulle bu hâdi- seden sadece iki sene sonra politikacı- ların kurbanı olarak iktidardan kendi arzusıyle çekılıyordu Dik kafalı hareket etmiş, kâfi derecede elastikiyet göster- memiş, tarziyeye yanaşmamış, dış poli- tikada olduğu kadar iç politikada da bir başka devrin adamı olarak siyaset kurtlarıma arasında bocalayıp durmuş- tu Kendi anlattığına göre henüz yir- mi yaşındayken, kime benzemek istedi- ği sorulduğunda : «— Cyrano de Bergerac'a» bını verirmiş. Yirmi yaşının çok üstüne çıktığın- da da aynı hayali devam ettirdiğinden, sonu hüsran olmuştur. bütün Fransanın merakla bek- ira General ceva- mak gibi bılenler ve şahsi kinlerinin çok kuvvet- 19