YURTTA OLUP Hükümet E. Menderes-F. R. Zorla Başvekilin vekili ve — muavini Değişiklik var mı, yok mu? Kabinenin genç ve sevilen azaların- dan biri mütevazi bir tavırla hattâ hafifçe mahcup bir edayla «— Böyle bir şeyden benım habe- rim yok, dedi. Kimsenin de haberi ol- duğuna zannetmiyorum ğ ufacık bir imâ olsaydı, biz kendimiz çekilir- dik. Biz, her ne pahasına olarsa olsun sandalyede kalmak azminde Yaptığımız memleket vazifesidir. leket için hayalısı neyse er halde elimizden gelen gayretle çahşıyo— TUZ.» Türkiyenin en çok satan gazetesi Hürriyet, bir kaç gün evvel bir Ankara haberine atfen kabinede değişiklik ola- cağı yolunda bir rivayeti büyük başlık- larla yayınlamıştı. Hattâ isimler de ve- riliyordu: İşletmeler Vekili Fethi Çelik- baş, Gümrük ve Tekel Vekili Emin Ka- lafat, Çalışma Vekili Hayreddin Erk- men kabine dışı bırakılacaklar, Başve- kil Muavini Fatin Rüştü Zorlu da baş- ka bir vazifeye getirilecekti. Ancak ha- ber neşredildiği sırada Başvekil İstan- bulda bulunuyordu ve hükümette bir değişiklik yapılıp yapılmıyacağı husu- unu Adnan Menderes'ten başka biç kimsenin bilmesine imkân — ve İhtimal yoktu. Hattâ bizzat Menderes'in bu mevzuda bir karara varmış olması çok, 4 Demokrasi, ontesgieu der ki : «Krallık 1htı— şama, Cumhuriyet fazilete nat eder.» Ancak bunu rejimlerin senedenberi geçen tarihi tekâ- mülünden sonra bugün — «Diktatör- lükler ihtişama, demokrasiler fazile- te dayanır.» şeklinde ifade etmek daha doğru olur. emleketimizde sekiz seneden- derece- de ehemmiyet atfetmek bakımından ne netice vermiştir? Parti teşekkül- leri, matbuat, fertler ve sair demok- dımanlı ve vazifesini midir? Çok üzülerek ifade —etmek mecburiyetindeyim ki «Evet» diye müsbet cevap ve- rebilmek çok güçtür. Bir zaman bir partinin hususi ve umumi hayatın- daki skandallarından dolayı mühim ve actif siyasi vazifeden uzaklaştır- dığı şahısların diğer partiye şiddet- le hücum etmek kabiliyetlerinden dolayı yine itibar mevkiine getiril- dıklerı görülmüştür. Kendisi iktidar iken uygunsuz hareketle- muhalif ve muvafık ve husumetini cel- görebilmişler laştırıldıktan sonra iktidarın liderle- riyle arası açıktır diye bir sevgi ve takdir tülüne sarılmak istendiği mü- şahede edilmiştir. Filân ve filân seçimde faziletsiz- liği hakkında seçmenlerce kanaat ha- sıl edildiği halde nasılsa aday İiste- di kazanacaktır düşüncesiyle, partisi taraftarlarının butun reylerini topla- dıkları vâki olm Bu bahiste bır çok misaller ver- ümkündür. iki örnek vermekle iktifa edeceğim. 1954 seçimlerinde X vılayetınde An samimiyetten bahseden bir partidir. ama çok şüpheliydi. Eğer havadısın menşei İstanbul olsaydı, — doğru hakkında bir ihtimal belirebilir, <<belkı» BİTENLER ihtişam ve fazilet ALAKANT Parti idarecilerinden birine böyle bir ayda biç bir ahlâki kayıt gözetmek- sizin -3 partiye müracaat eden bır i nasıl mebus namze Muammer ga masraflarına yardım dıye onu namzet gösterdik şeklinde ue bir cevap veriyor. 500 lira - 1000 lira için bu gayri ahlâki hareket pervasızca yapılırsa ya milyonlar için neler y Devlet vekili olduğumun ilk ay- orum kongresınde açılan fırsat bl mebus ve vekil tahsisatiyle erve mümkün olmadıgını ve şimdi malüm olan varlığım 1954 senesinde artmış bulunursa bunun gayri meşru olaca- ğiım şimdiden millete ilân ettiğimi bildirmiştim. Bundan asıl maksadım memleketin bütün gazetelerinde neş- redilecek bu beyanatla mühim bir hakikati vatandaşlarıma — açıklamak, onların millet vekâleti — hizmetini üzerlerine alan kimselere karşı dik- kat ve murakabe hassasiyetlerini tahrik etmek idi Bir vekilin vekil olduğu —zaman servetini açıklaması Amerika ve Avrupa demokrasilerin- de takdirle karşılanan hareketlerden- di. Benim bu hareketimin muhalif matbuat tarafından da takdir edile- yormu gibi le tamiri benim elimde olmıyan bir hususla mukabeleye kalktı. Fazilet için fedakârlık edenlerin, mücadele yapanların, gayret gösterenlerin mu- halifleri tarafından da takdir ve hür- gereken bir devirde yaşıyoruz. İnsanların demokrasi için canlarını ve kanlarını feda etmeleri, daha ziyade i cephesi içindir. B «Fazilet» en esaslı bloklardan biri- Fazılet bloku eksik felâketli olur. m teur'ü gözönünde tutmaya mecbur kalsınlar. denebilirdi, «Başvekil böyle bir niye- tini orada açıklamıştır». Fakat hayır! Havadisin menşei Ankaraydı ve Anka- AKİS. 23 EKİM 1954