ka birşey değilmiş.. Bunu da yine hayat denemeleri ile yüzyüze geldiğim zaman anladım, Ben seni sevdiğimi sayıklarken bir genç kızlık rüyası gördüğümü, seni ro- manların, kitabların beslediği kafamda ken- di kendime yarattığımı düşünemiyecek ka- İ dar hayalle dolu bir genç kızmışım. Babam annemin bağlılığından, Annem babamın verdiği heyecanlardan gelen bir güvenle bu işe ses çıkarmamış” lardı, bu a muhakkak Babamın da e'biseleri, mevkii gibi ağır, yaşlı bir adam olduğunu pek iyi bilirsin. Onlar kızlarının da kendi tuttukları yoldan gideceğini, ve ömrünün sonuna kadar sar- sıntısız, bulutsuz, durulan arzularla yaşa- iy yacağını ummuşlardı. | Ne büyük yanlışlık. Seninle evlendikten sonra ilk üç ayda hiç te hayal kırıklığına uğramadım. Genç liğimin hakların verecek kadar hisle, he- yecanla, ateşle dolu bir sdamdın. İ S5 vmesini biliyordun Konuşman güzeldi. Varlığında öyle bir mana vardıki.. Ka- rin olduğum için gurur duyuyordum. Mem- lekelte iyi bir yeri olan, sayılan, sevilen, beğenilen bir adamın karısı olmaktan ziyade. vektubumu Cez- Kadına karşi istenilen bir erkek olma sını bildiğin için mesuddum. özlerim gözlerine değdikçe içimde uğum sayısız ki- Arkamızda yıl uk, belkide bi. bir isim, bir iz ir gün gelip si rok olup gitmi: ? için yazıyorum 5 insan onu dili sapmadan söy“ en önce tam bir inde ve gecele- kendime sor hep müsbet ve r ki, seninle ev söylemiştim yangınlar tutuşuyor, okudu tapların asıl kahramanları hep senin başın. da toplanıp yükseliyorlardı. © Üç ay beni tam manasile mes'ut ettin © Cezmi. apaçık yazmağa ani isterim. | n, düşünüş, gö 8 içe sayarak se dinle beni... Ya © Ç ben seni haksızlığına inandıracağım, ya © sen bu kâğıtları bir paçavra gibi buruş- « turup başıma çarpacaksın tediğimi vermiyeceksin. Ben nasıl olsa bitmiş, mahvolmuş bir kadınım. Ne o İursa olsun göğüs gereceğim. Ölümü bir kurtuluş olarak bekleyenler için, ha- t acılarının korkunçluğu, bir duman i eyi halkalana dağılıp gider i yine ikimiz bi bana is- rını taparcasına yecandan başka iyen bir kadın. iza: sen, bu üç ayda clduğu gibi okşayan; onun , üzüntüsü, herşeyi papa bir adam olsaydın.. bütün lar olmıyacaktı. Bizim de hayatımız rçoklarının hayatı gibi dalgasız, göz- işsiz, çilesiz geçecekti. Ne ben, alnına silinmez ei yiyen r kadın olacaktım. Ne sen mektebinden, ğinde kaça: kadar utanç duyacaktın. Nede çocuğumuz, biricik kızımız... suz, güneşsiz kalan bir çiçek gibi so- ak ve yatağa düşecekti. çok geç düşüm um ? Bilemiyo* , kızımın hasreli tüğ an” iüncesizliklerini, ttuğu yolun gü iü ayal kötülük ettikle* im Cezmi. evmiştim. 'omanlarda oku" m sevgi böyle rvehimden baş” nlara görünüşte; ve herkesin ina- nışı, görüşü ile ben sebep oldum. Fakat derdimizi, düğümlenmiş bir ibrişim çi- esini açar gibi uğraşıp deştikçe, göre- ceksin ve inanacaksın ki dostum, asıl yolu şaşırtan, hayatımızı alt üst eden m. Henüz çocuk denecek yaşta genç, şen, hayatla, kahkaha ile dolu bir kızı alırken derin düşünmek lâzımdı. “Dü- şündüm, çok düşündüm, hattâ bu dü- şünce iledir ki senden kaçtım,, diyecek- sin. Değil mi? Düşünmüş olabilirsin dostum,Fakat, şimdi sana açık açık söy- liyeyim ki düşünmesini bilmemişsin, E ğer bilseydin muzikten anlar, danseder, giyinmesini, gezmesini çok sever bir süs, bir his kadınını üç ayda bir köşe- de bırakılıp unutuluvereceğini doğru görmezdin. Sen bir humma nöbeti ye: çirir gibi bir sevgi geçirdin. Belki bir aşk sıtmasına yakalanmıştın. Bunun hı- zı üç ayda geldi, geçti. Sen, hayattan alacağını almış bir insan tokluğu ile işine sarıldın. Ben, hayata karşı taşıp kaynayan, alev gibi.. dalga, rüzgâr ve kasırga gibi.. önüne geçilmez arzularla tutuştum kaldım. Ben kadındım Cezmi. Kısaca, açık mn derin manasile kadındım dos: tum. Kadın yaşamak ister. Yaşamak deyince senin aklına: her gün birkaç cilt artan bir kitap rafı ge- lebilir. Fakat benim aklıma süs, eğ. lence, zevk, gezmek, dansetmek, mu- zik yapmak geliyordu İşin en acı, en yakışıksız tarafı da buya!.. 5 yıllar ei iş başbaşa ya- şamış, onlara ö ze,en gü- zel heyecanlarını Sarmal; onların üs- tünde bütün bir gençlik tüketmiş adam; hayatı romanlarda, filimlerde, birkaç yaprak model ve yığın yığın salon mecmuaları arkasından görmeğe hazır- lanmış bir kızla ömrünü bağlıyor, bir çatı altında ölünceye kadar beraber yaşamak kuvveti görüyor. Çok sonra anladım ki; sen kalbin- den çok kafasını dinliyen bir kadının.. okumasını, düşünmesini, çalışmasını se* ven bir fikir kadınının kocası olmağ. e m baş başa çole mes'ut ola- Me dan; kilap odanda sabahlara kadar yalnız kalmıyacak, onunla bera- ber kimbilir ne ebedi eserler yarata- ktınız. Ben ise.. kolay kazanan, kolay ya: şıyan, ç lışmadan çok eğlenmeğe za- man ayıran hafif bir erkeğin karısı o- lacaktım. Ömrümüz kuşlar gibi geçe- cekti. Şehir şehir dolaşacaktık. Hiç bir yerde bağlanıp kalmıyacak.. evimize, bir iş, bir dinlenme için ancak uğrayacak. tık. Hiçbir baloyu, hiçbir toplantıyı ka- çırmıyacaktım. İstediğim gibi giyiyinip gezecektim. Plâjlar, tiyatrolar, sinema- lar, tenis kortları benim için açık ola- caktı. Vs her zaman yanımda, beni sık- madan konuşacak, böyle yerlerde bana yol açacak.. ve hisli dakikalarımda gö- nül dili ile konuşacak bir erkeğim bulu- nacaktı. Ö zaman mesut olacak mı idim! Bil- miyorum şimdi bunu. Çünkü ben bu hayatı, henüz çok genç- ken düşünüyor, istiyordum. Şimdi yıllar aştıktan, birçok acı hakikatla yüzyüze geldikten sonra, bütün bunların bir sa- bun köpüğü kadar hafif.. ve dökülmüş bir yaldız gibi cansız olduğunu görüyo- rum. Eğer beni, çok yeni evliliğimizde yalmz bir köşede bırakmasaydın.. his- lerimin biraz durulmasını.. görüşlerimin ağırbaşlılaşmasını bekleseydin, böyle olmıyacaktı değil mi? Sen çalışma odana çekilip gidince, kendimi birşeyle avutamıyordum. Piya- no bir köşede, kanat açmış yarasayı andırıyordu. Sevdiğim romanlarda canlanan, ya- şayan kahramanlar, kendi üstünlüklerini her satırda ince ince fısıldıyorlardı. Bundan öyle eşsiz ve güzel şeylerin yalnız romanlarda olabileceğini, parlak ve kusursuz hayatın sadece filimlere çe- kileceğini düşünemiyecek kadar toydum © zaman... elişi, yalnız gezinti, misafir günleri beni oyalıyamıyordu. Balolardan, çaylardan, toplantılar- dan kaçıyordun. Belki, zavallı annemle babam o kadar çabuk ölüp gitmeseler- di.. onları benden alan hiyanet deniz motörlerinde bari ben de varken el u- zatsaydıda, onlarla beraber sönüp git- seydi. Arkada bir kalp kırığı bırakmadan... Arkada kara sürülmüş bir alın yazısı , kalmadan silinip gitseydim.. | Annem olsaydı ona derdimi dökecek, avunacaktım. Hayatta çok yalnız ve tesellisiz kalmıştım. Bütün sevincim, sevgim, bekleyişim çocuğumdu. Onun gelmesini nasıl iç parçalayan bir şaf- katle istediğimi pek iyi hatırlarsın. Denize düşen insanların can kurta- ran gömleğine uzanışları gibi yavrumu bekliyordum O doğacak Onu e basacağım, u eceğim, öpüp okyay ARAL sleleyüceğim. Sevin olacak diye ep Gidi YAYIN bir gömleğini dikmek, ona bir patik örmek, bir kundak hazırlamak bana kadınlığı- mın ihmal gi ruyor, anneliğin m mir gün geçtikçe daha çök Ski rdum. (Arkası a 31