rezaletleri de yapmıştı. Kanında bir zerre Türk kanı.. alnında bir tek çizgi halinde Türklük haysiyeti bulunsaydı; bunu yapabilir miydi? Ey ahali! ne der- siniz? Türk evlâdı bu alçaklığı kabul eder mi? — Haşa! Haşa! Haşa! — Yaşa! Ali çavuş yaşa!... Şak şak şak şakl.... Bu milletin bir Mustafa Kemeli ol- masaydı we olurdu halimiz? Hiç düşün» dünüz mü? Kizgın demirli bir kafese konulmuş yaralı bir aslan gibi çırpına çırpına öle- cektik. Bize ne padişah, ne de padişah- lik hükümeti acımazdı. Onlar zaten bu milleti kendilerinden saymıyorlardı.Mil- letten daima korktular ve daima korku içinde yaşadılar. ktep açtırmadılar, kitap bastır- madılar, halkı uyandırmadılar. Medre- sede din namına, küfür.. ilim yerine ba- tıl okuttular. Milletin evlâdına kendi hakkından ziyade padişahın, böyle soy- suz ve sütsüz padişahların köleliğini öğrettiler. Kafamızı günahla, önümüzü haramla doldurdular. Düşmanlar bizden alıp götürdükleri bilgileri zihirli kur- şun yapıp bizim bağrımıza çalarken; onlar, kurşun geçmez nushalarını boy- numuza takarak kırılmamıza sebep ol- dular. Düşmanlar, toprağı altın yapıp taşı gümüşe çevirmeğe çalışırken; onlar bizi tekkelerin miskin tevekkülüne bağ- ladılar. Yüzünü Allaha çevirene kudret helvası vadettiler. Yahudilerin bile artık inanmadıkları bu safsataya tekkelerimiz, şeyhlezimiz, hocalarımız halâ bizi inan- dırmaya uğraşıyorlar. Bugüne kadar çektiklermiz hep bu yüzdendi. Fıkaralığımız, yoksulluğumuz, gerili- ğimiz hep bundan ileri geldi. İşte bu toplar, bu kara günleri silip götürdü. Üstümüzdeki belâlı saltanatı yıktı. Bizi hürriyete, bizi selâmete, memleketi saa- dete kavuşturdu. Yaşasın Cumhuriyet. — Yaşasın! Yaşasın Cumhuriyet, Re- isicumhur Gazi Mustafa Kemalile çok yaşasın | Ey, yarının büyükleri olacak küçük yavrular! Ali dayınız, şimdide size söyliyor; ben, gördüğünüz şu yarım ve âlil vücudumla daima içinizde ve gö- zünüzde bulunmalıyım; bu toprağın uğ- runda kopmuş, dökülmüş nice kollar nice bacaklar vardır. Bu kurtuluş ve bu Cumhuriyet uğ- runda şehit olmuş binlerce kardeş ve hemşireniz vardır. Köyüne dönenlerin pek çokları da işte böyle Ali dayınız gibidir. Onların bu kanlarını siz ödeye- ceksiniz, bu sizin borcunuzdur. Biz ko- lumuz, kanadırmz, kanımız ve canımız bahasına sizelbu mutlu ve kutlu günü getirdik. İstiklâli, ve Cumhuriyeti size emanet ediyoruz. Onu siz büyütecek 24 siz yetiştirecek, siz kökleştireceksiniz. Bu uğurda bir savaşa, bir zorluğa dü şerseniz; iyi bilin ki Türk olan herkes sizin arkanızdadır. Hiç birşeyden kork- zor karşılaşmalarda olsa ca- nınızla, başınızla Cumhuriyeti koruyun; çünkü Türkün selâmeti, memleketin sa- adeti bu yolun üstündedir. Cumhuriyeti siz bu saadete götür- miyecek olursanız, bizim akan kanlarımız sizi boğsun; ve bu topraklara düşen şe- hitlerimizin hakkı size helâl olmasın. yük Mustafa Kemalin size bir an var. O, size koca bir vatan, tam bir istiklâl bağışladı. Sizden bir tek şey istiyor. Oda Cumhuriyeti korumak! Et- rafınıza iyi dikkat edin: başları ezilmesi lâzımgelen yılanlar hep inlerine çekildi, deliklerine sokuldu. Yarın bir fırsat zu- hurunda başlarını çıkarıp sizi birer birer zihirlemek isteyeceklerdir. Onların baş- larında yeşil taçlar, beyaz sarıklar var- dır. Buraları tekkelerdir. Hariçteki düş- manlar toprağımıza nasıl ateşli niyetler besliyorlarsa, dahilde de bunlar Cum: yük nasihatını, bir küçük yavrunun oku” ması için veriyorum. Ne yazık ki Ali dayınız okumak bilmiyor, onun için oku- yamıyor. Benim gibi Ali daylarınızı, böy- le kara cahil bırakan da, size söylediğim kimselerdi. Fakat artık Cumhuriyet sa- yesinde hiçbir Türk cahil kalmıyacak. izi millete, milleti Cumhuriyete, Cumhuriyeti de size emanet ediyorum. yu Gm Ali çavuş yıkık lim üstünden inerken halk hıçkırıklarla sarsılıyordu. Gür sesli, sevimli bir mektepli, Ulu Ha- lâskârın gençliğe hitabesini okuyordu. “Ey Türk gençliği! Birinci vazifen Türk istiklâlini ve Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinen- dir. İstikbalde dahi seni bu hazinenden mahrum etmek istiyecek dahili ve ha- rici ii olacaktır. Bir gün İstiklâl ve Cumhuriyeti mü- dafaa sabeküriyekine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziye- tin imkân ve şeraitini düşünmiyecek- sin. Bu imkân ve şerait çok defa müsait bir mahiyette tezahür etmiyebilir. İstiklâl e ve 1 bütün dünyada misli görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Ceb- ren ve hile ile aziz vatanın bütün ka- İeleri zabtedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edil- miş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere: mem- leketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet, dalâlet ve hatta hiyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sah leri şahsi menfaatlarını, müstevlilerin yasi emellerile tevhit edebilirler. W fakır ve zaruret içinde, harpten bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte bu ahval, ve şerait içinde dahi vazifen: Türk © İstiklâl ve Cumhuriyetini korumak ve kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanında mevcuddur!, Halk, bir ağızdan uğultulu bir teha' lükle: — Ey Büyük Gazi, Türklüğümüzü; yüksek şerefi üzerine yemin ediyoruz, en büyük andı içiyoruz: Cumhuriyeti istiklâli ilelebed muhafaza ve müdafai edeceğiz!.. İçinde bulunduğumuz şeraif ne olursa olsun, Cumhuriyet, hayatımız: dan da, canımızdan da daha kıymetliği tutulacaktır. Halk, neşe ve çığlık içinde kasabanın!) içine yayıldılar; her tarafta şenlik yapı: iyordu. Dinsiz Ali, o gece temizce, ri yasızca namazini isldiktan sonra Allahı şükürler ediyor, bu günlere eriştiğinden e böyle kutlu bayramlar Mayer kıldığından dolayı hamdeyli. yor > #* Fakat dini, hasis ve fena menfaatla'? ra alet edegelmekten haya etmeyen Şeyh 5 Ayetullah, müderris Tahsin hoca, şeyh Lütfullah, hoca Halim, şeyh Mürteza; Ayetullahın evinde toplanmışlar, bir hiyanet meşvereti kurmuşlardı. Cumh: riyet yalnız saltanatı yıkmakla kalmıya cak, mutlaka saltanatın dayandığı med reseleri ve tekkeleri de yıkacaktı, On Jar, bu mukadder akibeti biliyorlardı, binaenaleyh Cumhuriyeti hemen boğmak lâzımdı. Derhal işe başladılar, İstanbul daki yobazlarla muhabereye giriştiler Memleketin şarkını, garbını, cenubunü yoklamaya, m Kek ze aleyhine tahrike koyu ) u e ekime ancak şarkta, halkın daha çok cahil ve şeyl lerin esiri oldukları mıntakada çıkarla" rına yol bulabildi. Nakşi dergâhını ahlâksız bir şeyhi, Cumhuriyete isyati kabul etti. Arkasına topladığı bir sürt imansız ve vatansız serserilerle ortaji| atıldı. Fakat Türk oğlu, Gazisinin öğüt lerini hatırladı. Hemen vazifesine koştu umhuriyeti korudu ve kurtardı. Artik teklEclerii de eceli gelmişti, İbadet mak sadile saltanatın ve hilâfetin iye | Cumhuriyet, a de kaldırmış" tı. Türbeleri kapamış, medreseleri arife teslim eylemişti. Bu güzel ve " yırlı işler de yap ; Arkası 32 inci sayfa