O Sokak, O Evler, O Kadınlar! O sokağa, bir arkadaşım gidelim, Köşe başındaki kömürcü dükkânı çoktan kapanmıştı. Açık kapılardan, yahut camları be- yaz boya ile örtülmüş pencerelerden kaldırımlara çarpan cılız ışıkların ara- sında yürüyorduk. Birden yolumuz kesildi! — Gelsene içeri, sana birşey söyli- yeceğim! Bu, bize “birşey söyliyecek,, olanın yüzüne baktım, hiç birşey söylememe- sini tercih ettim, yürüdük. Adımlarım itiyad, düşüncem de biraz , Daha doğrusu toyluk. Gidelim mi? Ea Kalalım Si Evet de değil! Peki, ne olacak bu sürtmenin sonu? Hiç! Kaldırım Gol. evlerin hende- * Ben de meclisin shenirine ee Oyun bozanlık etmemek lâzım... Elem böyl la ve barışıklığı eksik olm a m Kemeri k.. * Yalnız biri mest.. O, demin- denberi bir kolluğa yaslan- miş, kendine poz vermekle meşgul... sesi yerinde. Fakat şuurumuzun hende- sesi karmakarışıktır, hattâ iflâs etmiştir! Yalnız şu varki arkadaşın acemi ve genç bakışlarile paltomdaki yenilik iti- pm çoğaltıyor. Bu iki sebep el ve etlerini ve Ama henüz arar ieremedik. Onuniçin dili ve âdeta bileği de kuvvetli olan muhtemel misa- firhanemiz mensubunun ısrarından ya- kami m için : atta olmaz, dedim! — Ne saki suratımda? — Anlamadım! Bu suratla olmaz. Kendimi tutamadım, güldüm ve mak- satla anlayış arasındaki farkı izah ettim. Lâkin ne faide! Yüzümüz açılmıştı bir kere | Zafımızdan istifade etmesini bil- diler: Arkamızdan bir kapı kapandı! .diyorsun da! * a # Bu Kli ya benim için açılır, kap ma alm; ari donlar. Hattâ o kadar ki kızlar, bu dostluğa taham- mül edemezler, bu dostluğu çekemezler. Belki onlar da haklı. Çünkü hemen hep- * O sokağa, bir arkada- şım gidelim dedi v gittik... $ sinde Nasrettin hocanın küçük karısı olmak iddiası vardır. Netekim, şimdide ayni haleti ruhiye ile karşı karşıyayım. Kızlar, benden fa- yda çıkmıyacağını biliyorlar. Var kuy- vetlerile bizim arkadaşa abandılar, ve başım rahat benim! — O, sensin vire Sabih, gel burda, otur yanımda şöyle. E anlat bakalım ne var, ne yok? — Sağlık, güzellik mamacığım! Ya- Şıyoruz işte! Sen ne âlemdesin bakalım; © — Çok fena işler vire, daha siftah a gözüm çıksın! a kötü. Mamanın cebi delik anlaşılan! Teselliye ihtiyacı var kadın. cağızın! Masayı şöyle çektim, kanapeye | yaslandım. Yaktık pekin birer Yeni. ce, gelsin birer de kahve! ' Beri yanda kızlar şakımadalar. Bizim & arkadaş, onlarla pek başa ere ben 5 zemiyor. (Moris Meternig)in dediği “Bakire ışığı unuttu, Ve anahtar denize düşlü,, teranesini, onlarda terennüm edecek ii İ ler gibi. çi Alemin işi nemize lâzım bizim. Öyle ise devam edelim mama ile muhabbete! O, bugün keyfim yok, diyor ama şık” lığı da üstünde hani. Alacalı, bulacalı* bir basmadan yaptırdığı entariyi geçir miş tombul vücuduna, başında da ye? meni azmanı, örtü benzeri bir çatkı Parlamış doğrusu! i Fakat, ne fayda ki kızların sululu gundan ikide birde rahatımız bozuluyor. ! Şimdi de arkadaşı bıraktılar, benim yakama yapıştılar. Dava on kuruşta! Baktım kurtuluş çaresi yok, tosladım tabii bu mühim meblâğı! Artık her iki tarafın gönlü olmuştu. | Bizim gibi hem gedikli ve hem de hef varda müşterileri eğlendirmek gerekti| doğrusu! Mama kıydı yine Ödeon iğne lerine Yanık Ömer ila Hey rl ik Ömer alir iner, ya Pembe nee bağlar kemer i a ; Yanık Tömer Yanık Ömerin şerefine birkaç bir elemi artık, Hizmetçi karının gitme gelmesi bir oldu. İnsanların bazat eli, ayağı pek çabuklaşıveriyor. Bizin hizmetçi karı da bu cinsten!.. İnanmar sanız, siz de ona, bira bedellerinden arti kalan küsüratı bağışlayıverin, görürsü nÜz i