YUZ-ON YASIN j D oktor Süleyman Numan Paşa- Doktor Nazım-KanunininMedresei Tıbbiyesi Nidai - Menafi-ülnas - Aynitabi Mehmed- Tefsiri Tıbyan - Evliya Çelebi - Erzurumlu Ibrahi Bp“ hekim olmak istemiş idim. Fe- lek beni avukat yaptı. Benden bir yıl önce tıbbiyei askeriyeye gelmiş olan Debreli Numan ustanın oğlu Süleyman Numan ile muhabere etmiş, yol çanta- larımı hazırlamış idim. Yola çıkacağım sırada Manastırdan bir mektup geldi, ve bir aile meclisi kuruldu. Bu Gile neclisi benim mektebi hukuka gitmek- liğime karar verdi. Mektebi hukuka girdikten sonra gençlik arkadaşım doktor Süleyman Nu- ın yanında diğer bir tıbbiyeli olduğu de, heyecanlı, heyecanlı merdiyen- i indiler. Numan arkadaşını yolcu et- kten sonra yanıma geldi ve dedi ki: — Gideni gördün mü ? Kimdir bilir sin? Doktor Nazım... Selânikte tanı- “x Mayadağlı Hacı Hamit ağayı küçük- en tanırdım. Her sabah dayımın dü- anına uğrar, bana: — Kakosi Adil Efendi ? Diye halü hatır sorar, bende ona iğ. kabeleten Bulgar lehçesile : Wi-zası dahilindedir. Birçok Bulgar köy- i vardır. Halkı Müslüman olduğu hal- e lisanları hep Bulgarcadır. Hacı Ha- hit Ağa Selânikte yerleştiği, haccı şe ife gittiği halde yine Bulgarca konu: rdu, Hacı Hamit Ağa gayet açıkgöz Lir Ham idi. Bir akşam yatsı namszından ikıp “Kule kahve, lerinde Müfti İbra- lim Efendinin konağı bitişiğindeki evi- girerken, çiftlik kâhyası tarafından j rl du; bir kurşun ile kapısı önüne se- i. * i * Hekim olamadım; mektebi tıbbiyei ikeriyeye giremedim. Fakat kader İs- tanbulda ilk ikametgâhımı Kanuni Sul- tan Süleymanın kurduğu ilk “Medresei tıbbiye,,nin yanı başında nasip eyledi. Tiryaki çarşısındaki «Medresei Tıbbi- yevnin yam başında gençliğimin ve tahsilimin birçok senelerini geçirdim. Hicrii kameri hesabile dört yüzüncü yaşını doldurmuş olan o abidei milliye ve medeniyeyi yıkıp taşlarını satmak, Doktor Nazımın nazır yaptırdığı bir “sahibi idrake,, nasip oldu. ** Süleyman Kanuninin “Medresei Tıb- biye,si dört yüzüncü senesini idrak e- derken Mahmudu Adlinin de “Mektebi Tıbbiye,si yüz onuncu yaşına bastı. Yeniçeriyi kaldıran Mahmudu Adli, yeni baştan devleti kurmağa başladı. Yeni baştan ordu yara Mahmudu (Adli, orduya hekim ve cerrah ta lâzım olduğunu düşündü. Acemoğlu meyda- nında acemi oğlanlar kışlasını “Mektebi Tıbbiye, olarak küşat eyledi. Sene 1248 idi. Şabanın on beşinci günü idi. Milâdi 1827 ye düşer. *# a Mahmudu Adlinin “Mektebi Tıbbiye, si Süleyman Kanuninin “Medresej Tıb- biye,, sinden şeklen farklı değil idi. Ted- ris usulü, cami derslerinin tedris usulü idi. Talebe hasırlar veya halılar üzerin- i medeniye var idi. O da dersleri Fransızca olarak okutmak ıdı, Fransızca ders okutmak iyi semere- ler verdi. Fransızca dersin yeni usulü tıbbı öğrenmekte çok hizmeti oldu. Fa- kat git gide bu usulün bir mahzuru gö- rüldü. Bu mahzur Sultan Aziz devrinde bütün bütün tebarüz etti. Mem öz Türk kütlesinde Fransızcaya rağbet yok idi. Tanzimatın - daha doğrusu Âli Paşanın - açtığı kapıdan gayri Türk Os- manlı unsurları mektebi tıbbiye “sahan, larını doldurdu. İçlerinden büyük he- kimler yetişti. Fakat milli gaye mahvol- mak tehlikesine düştü. Milli gaye teh- likeye düşünce şikâyetler başladı. 1286 matbuatı hayli yazılar yazdı. Bu yazı- m Hakkı - Konyalı Şani Zade- Abdurrahman Adil Eren —— << eren larda Mehmet Mansur efendi önyak ol- du. Mektebi tıbbiye dersleri Türkçeye tahvil edildi. Mehmet Mansur Efendi Babiâli rica- linden idi. İskenderiye kütüphanesi me- selesini kalemile ve ruhile müdafaa eyledi. Mektebi tıbbiye Türkçe tedrisat meselesinde de hayli yararlığı görüldü. Mehmet Mansur Efendi Yanya vilâ- yetinin Premedi kazasında doğmuştur. Yanyanın Rum Jimnazium mektebinden icazetname almıştır. Her nedense Rum- luğa kızarak Müslüman oldu. Ve Rum fitretinin iç yüzünü anlatan eserler neş- retti. Mehmet Mansur Efendi ahır öm- rünü Gebzede geçirdi. Fransanın Şam- panya şehirinden asma çubukları getir- terek bağ yetiştirdi ve Şampanya şarabı imâl eyledi. Mehmet Mansur Efendi saltanatın son Evkaf nazırı olan Bay Raşidin ba- bası idi. “5 Süleyman Kanuninin Medresej tıb- biyesi “Nidai,yi yetiştirmiş idi. Nidai Kırım Hanının nezdine hekim başılıkla gitti. Fakat izzet ve ikram gö- recek yerde zulüm ve idbara uğradı. Nidai Kırım zındanlarına atıldı. Yedi sene Kırım zındanlarında yattı. Ozın- danlarda “Tıb,, üzerine Türkçe bir telif vücude getirdi: Menafi-ülnaz Z- ma olarak kütüphanelerde bulunduğu gibi, bir zamanlar sahaflarda dahi bu- lunur idi. Ayıntablı Mehmed efendi Türkçe “Tıbyan,ı, Evliya Çelebi de seyahatna- mesini yazarken Türkçe hastalık isimle- rini de yazadılar. Erzurumlı İbrahim Hakkının Marifetnamesi Osman Türk- lerinde ilk gördüğüm ıstılahatı tıbbiyeyi an Şani Zade de “Hamse ,sile ıstılâhatı tıbbiyeye hay- li hizmetler etmiştir. Hamsei Şani Zada, Fransızca bir hekim kitabının tercüme- sidir. Üç kitabı yazılmış, bir arada neşr- olunmuştur. Şani Zadenin birinci eseri (Miyarul-Etibba)dır. Gördüğüm yazma Türk eseri Tıb kitapları arasında birde Tifilsli İbra. him Habeşinin “ Takvimül-Edviye-si ,, vardır.