re ve Fransanın yeni kuvvetlerle anlaşmak teşebbüslerini görü- yoruz. Bu anlaşmanın kıta ÂAvrupadaki kıla memleketlerinin a« leyhine cereyan ve inkişaf ettiği muhakkaktır. Cünki bütün on dokuzuncu asır zarfında, İngiltere - Fransa man- zumesinin himayesi altında cihan istismar cihazından faydalan- mış, kendilerini buna göre kurmuş, nufuslarımı buna göre arttır-« mış olan bu memleketler, İngiltere - Fransa manzümesinin bu hi- mayesinden bugün gittikçe daha az yardım görmektedirler. Bütün bu gibi memleketlerde, derin bir iktisadi buhran ile bir- likte şiddetli bir ahlâk ve politika buhramnının kendine yuvalar yapması, bir takım şiddet ve terrör hareketlerine ve rejimlerine yol açması, hep bu yüzden, yani bir zamanki iktisadi, mali ve si- yas? hegemonyası bugün mutlak bir tasfiyeye tâbi tutulan bir kıtamın tarihi mukadderatı içinde hapsolmuş olmalarından ileri gelmektedir. Bu noktayı, gelecek yazımızda Ortaavrupa memleketlerini birer birer tetkik ederken, daha fazla izah edeceğiz. ___ Bir Yurltaş için en büyük öğünç: «Bakırköy fabrikasınm, geçen on senc zarfında bu imtihanı ver- misz kıymetli müdürü, reyine güvenilir ve eline milletin sermayecsi emanet olunur bir kudret göslermişlir.» — İşmet Paşa — Bilgisi, çalışması, hevesi az olanların sığınmaları için millet fab- rika yapmıyor, ve yapmıyacaktır. Fabrikaların kapılarından ilk günü giren memur ve işçiye herkesin bu esası evvelâ yüreğinin içine yerleştirmek lâzımdır. Onun için yeni büyük fabrikalar ilk kuruldukları andan itibaren sanatta vc marifette yüreği titriyen sanatkârların yetişmesi için gayret sarfedeceklerdir.» — İsmet Paşa — GEZERLD TT NN NL Bir € Türk yirmi anlar decel min recet _Vîl Tt köyli hepsi mun hikm verm Uzak hend maunl geğin mi b bir & ev, | çok |