Parti, başında Yakup Demir a- dıyla bilinen Zeki Baştımar'ın bu- lunduğu 13 kişilik bir Merkez Ko- mitesi tarafından idare edilmekte- dir. Bu komite, partinin tam hâki- midir. Parti faaliyetlerinin en göze çarpanı, "Bizim Radyo"nun Türki- ye'ye müteveccih yayınıdır. "Bizim Radyo" Doğu Almanya'nın Leipzig şehrinde, Grunewaldstrasse No. 17- deki binada çalışmaktadır. Bu bina, yabancı komünist partilerin yetkili- lerine ayrılmıştır. " nun başında Fahri Erdinç vardır. Fahri Erdinç emirlerini, doğrudan doğruya Zeki Baştımar' dan almak- tadır. Zeki Baştımar Moskova'da ya- şamaktadır. Partinin Türkiye'yle temas ha- linde olan iki grupundan biri Sof ya'da, diğeri Bakü'dadır. Sofya gru- pu Ziya Yamaç ve Tuğrul Delior- man'ın yönetimindedir. Bunlar bil- hassa Türkiye içindeki "edebiyatçı üyeler"le münasebet kurmuşlardır, yürütmektedirler. Bakü grupunun başında Zekeriya Sertel ve eşi Sa- biha Sertel vardır. Onların da Tür- kiye'yle temasları bulunmaktadır. Partinin ideoloji ile meşgul ser- visleri Prag'tadır. O servisi, aynı za- manda Merkez Komitesi üyesi olan Halis Okan idare etmektedir. Halis Okan "Dünya Marksist Dergisi'nin yazı kurulunda Türkiye Komünist Partisinin temsilcisi olarak bulun- maktadır. Bu parti adına zaman 7a- man, temsilciler, Doğu Avrupadaki çeşitli komünist Tora katıl- maktadırlar. Parti arap ülkelerin- deki komünist gruplarla da temas halindedir ve bazı konularda para- lel hareket edilmektedir. Bu son te- maslar ikili temaslar halinde yürü- tülmektedir. ÜNİVERSİTE Plânlı tasfiye peşinde P İktidarının, üniversitelerin mütevelli heyetlerce yönetilmesi fikrine neden fazla itibar ettiği, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İdari tümler Fakültesi Dekanı Arif Pa- yaslıoğlu'nun işine son verilmesi o- layında apaçık ortaya çıktı. Payasuoğlu, görevini ifa ederken AKİS sağcı - solcu ayırımı Bir solcu da, bir sağcı da, bilimsel ehliyet yönetimindeki görevlisi olabiliyordu. metin manevi ağırlığı bulunan Mü- tevelli İÇ OLAYLAR yapmıyordu. taz Turhan, Bülend Yazıcı, Turan Güneş, Ahmet Tokuş, Sadrettin Al- pan. Heyet üyelerinin çoğunluğu, şahsi menfaatleri icabı (Hükümet paralelinde -daha doğrusu, Demirel paralelinde- kimselerdir. Hattâ a- ralarında, aşırı (sağcı olarak bili- nenler dahi bulunmaktadır. sahibi ise, Payaslıoğlu'nun fakültede öğretim Üniversitenin, üzerinde Hükü- Heyeti, bu durum üzerine, Atina'daki iktidar ve biz Türkiye b Bir süredir, herkesin her hangi bir olayı, hattâ dünya olayını CEMir C, ülke ha- line geldi. Bu davranışta unutulan, Türkiye'de Tü ürklerin menfaatinin asıl ve esas Bulunduğudur. Yoksa Hilafetçi sağın ve Komünist solun değil.. Yunanistan daki olayları Tabii, kriptolar her şeyin sorumluluğunu, hattâ Amerika'nın, rl saydı mutlaka ve hararetle tutacağı Kralın mağlübiyetinin kabahati- ni imemika ya, CI4'e yüklediler. Aşırı sağcılar da, bunda Rusya'nın hezimetini gördüler. Oysa ki Türkiye'nin, bugün Yunanistan'la mevcut ilişkilerimiz gözönünde tutulursa doğru ve objektif teşhislere ihtiyacı vardır. Biz, elbette ki, komşumuz Yunan halkının iyi bir idare altında bulunma- sını, bu idarenin kendisini refah yolunda ilerletmesini dileriz. Ama bu idarenin bir askeri diktatorya mı, yoksa bir demokratik rejim mi ola- cağı hususunda ilk karar mercii bizzat Yunan milletidir. Kendi pren- siplerimizi başkalarına kabul ettirtecek durumda değilizdir. Biz iktidarları, bizimle ilişkilerinde tutacakları, tuttukları tavra göre dost veya düşman biliriz. Atina'daki, durumunu kuvvetlendirmiş bir iktidar, bozulmuş ilişkileri düzeltme yolunda iyi niyet gösterirse biz ona, totaliterdir diye sırt çevirmeyiz. Unutmamamız lâzımdır ki bu ilişkiler en ziyade, Papandreu'nun zamanında bozulmuş, bu inatçı ve muhteris ihtiyar, nasıl, tutumuyla Yunanistanda demokrasinin suyuna kibrit suyu ekmişse Türk - Yunan dostluğunu da mahvetmiş- fir. Cuntanın hasmı Karamanlis de, geçenlerde aynı inancı söyle- miştir. Atina'daki albaylar bizimle ilişkilerinde, Kıbrıs politikasında ne derece gerçekçi davranırlarsa Türkiye'den, o konularda aynı anlayışı göreceklerinden şüphe etmemelidirler. Biz, rejimlerin ana prensiple- ri hakkındaki teorik görüşlerimizi kendimize saklamasını biliriz. Münasebetsiz bir tavır takındığında demokratik Amerika'ya kar- şı çıkmamız, anlayış gösterdiğinde komünist Rusya'ya dostlukla mu- kabele etmemiz bunun delili değil midir! mukavelesi sona eren Payaslıoğlu'- nu dekanlığa yeniden tayin etmedi. Oysa Rektör Kemal Kurdaş, karan verecek olan Mütevelli Heyete, de- kan adayı olarak Payaslıoğlu'nu gö- türmüştü. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mütevelli Heyeti şu zevattan müte- şekkildir: İhsan Doğramacı, Nejat Eczacıbaşı, Şaban Karataş, Müm- Öğretim üyelerinin tepkisi M ütevelli Heyetin son toplantısın- da Kurdaş'ın, kendi ifadesi ile toplantıyı 4-3 mağlüp terketmesi yani Payaslıoğlu'run mukavelesinin uzatılmaması, büyük tepki yarattı. Fakültenin sağcı - solcu bütün öğ- retim üyeleri, Rektörle birlikte, Mü- tevelli Heyete cephe aldılar. Olayı bilim özgürlüğüne tecavüz olarak: 9