Siyasi Bilmece Bu vatandaş kimdir? Bu hafta sizlere, ilginç bir siyasi bulmaca sunulmaktadır. Gerçi 1967 Türkiyesinde yobazlık yadırganacak birşey de- gildir ama, birtakım özelliklerle bit milli kuruluşun genel müdürlük titri birleşince, ortaya önemli bir durum çık- maktadır. Bu önemli durumu yaratan kişinin belirgin özel- likleri aşağıda verilmiştir. Dikkatli bir kimse, bu özellikle- rin sahibini bulmakta güçlük çekmiyecektir. Adı : Yanında çalışan memurlar tarafından ancak namaz saatlerinde hatırlanır. Mesleği : Demirel kuşağı mühendislerindendir. İşi : Lâik Türkiye'de, bir zamanlar emperyalizme bayrak açmış bir milli kuruluşun genel müdürüdür. Sıfatı : Ünitede arkadaştan, hocalığım yapığı öğrenciler ve mdi de memurları, kendisine "Allahlık" Medeni hali : Evli Aile durumu : Allaha şükür, mutaassıp müslümandır. Özel Yükseliş Kolejine kayıtlı bulunan kerimeleri, eteklerinin bittiği yer- le çoraplarının kapattığı ayak bilekleri arasındaki kısım sınıf arkadaşları tarafından görülür diye okula gitmez, an- cak dönem sonlarında imtihanlara girer. Bir ipucu : yn Erkek kardeşi de, hem pek sevdiği "şeriat isteriz" sloga- em de mevkii ile -en az kendisi kadar- ünlü, bol bol plân, program yapan bir teknisyendir. Bir yurtdışı gezisin- de, yanındaki arkadaşına gönlünde yatan büyük plânını açıklamıştır: Türkiye'yi ancak şeriat kurtarır!" Üzüldüğü bir olay : Teşkilâtı içinde yaptığı bir gezide, yanında ça- lışan genç mühendisler, kendisinin orada bulunduğunu bi- le bile, içki içmişlerdir. Hem de, müdürlerini yerinden aldı diye, kadeh kırarak... Kaldığı misafirhanenin kapısında sa- bahlara kadar teneke çalmış, geceyarısı perilerin rahatım kaçırmışlar, şeytan çağırmışlardır. En mutlu anı : ladığı andır. Yanında çalışan memurlara cuma namazlarında rast» Bu cuma namazlarına katılmak, durumunu garantiye almak isteyen memurları İçin artık zorunluluk ha- line gelmiştir-. Özellikleri : rinden Akköprü'ye uzanan yol Boş vakitlerini gizli âyinlerle değerlendirir. İsrailevle- üzerindeki bir apartman, çok ilginç âyinlere sahne bunaktadır. İkametgâhı : hissettiği Keçiören. Tahammül edemediği : olması. bını vermiştir. Siz ise, il cevabı yazınıza aktarırken, "Akis'in müm- kün gördüğü şekilde bir parti ku- rulduğu zaman" ibaresini çıkarmı- şınız. Aynı konuda aynı bulanıklığı ve dolaylı suçlamayı devam ettirme üzere sözü geçen yazıda "Klâsik ko- münist partilerin “zellikleri bilindi- ginden," demekle yetiniyor (sahife 6 Kendini şehrin günâhlarından uzak, Tanrıya yakın Karyolasının ayakucunun kıbleye dönük 5, sütun |, paragraf 3), bu "bilinen özellikler"in ne olduğunu açıklamı- yorsunuz. Çünki açıklasanız, TİP'nin bir komünist partisi olmadığım ka- bul etmek sorunda kalacaksınız. TİP'nin bir "Kapalı kutu hüviye- ti" taşıdığı iddialarınız da (sahife 4 sütun 2, paragraf 2) hakikate aykı- rı olmaktan öte, düpedüz bir ifti- radır. TİP'nin tüzüğü, özellikle, 2. ve 3. maddeleri ve programı ortadadır. Bugüne kadar gelmiş geçmiş ve bu- gün mevcut partilerden hiç birinin memleket sorunlarını bu kadar şü- mullü ve teferruatlı bir şekilde ele alan ve bu kadar açık ve seçik çö- zümler getiren bir programı olma- mıştır ve yoktur. Ayrıca Partinin se- çim beyannameleri, yüksek organ- larının ve yetkililerinin bildiri ve demeçleri, bir "kapalı kutu" olduğu ve "bocalamakta" bulunduğu şöyle dursun, TİP'nin en açık ve kesin bir tutum içinde bulunduğunu doğru- lar Yine TİP'nin hedefi konusunda Genel Sekreter Sargın'ın verdiği "hedef emekçi sınıfların temsilcisi partinin iktidara geçmesi ve prog- ramını tamamen uygulamasıdır/" cevabım yazıya aldıktan sonra, "bi- lindiği gibi komünist partiler için e hedef budur. TİP bu hedefi ger- çekleştirdiğinde. yani iktidara ge- lirse nasıl bir program uygulayaca- ğı konusunda da komünist parti- lerle çok benzerlik göstermektedir," diyorsunuz. Bu düpedüz bir tahrif- tir, çünki yalnız komünist partile- rin değil, bütün partilerin hedefi ik- tidarı kazanmak ve kendi program- larını uygulamaktır. Siyasi partile- rin ise toplumdaki temel sınıfların siyasi örgütleri oldukları ve bu ör- gütler aracı ile sosyal sınıfların se- çimlerde iktidar için mücadele et- tikleri hususu üzerinde durulması gerekmiyecek kadar iyi bilinen sos- yolojik bir gerçektir. Türkiye İşçi Partisi bir işçi sınıfı odiktatörlüğü kurmak, bu amaçla da tek bir parti rejimi ihdas etmek o hedefini güt- mez. Bunun için de, komünist nite- likte bir parti değildir. Türkiye İşçi Partisi programının, "komünist partile rle çok benzerlik göstermekte" olduğu yollu iddianız da mesnetsiz, art niyetinizi apaçık ortaya çıkaran bir iddiadır. Bu "çok benzerlik"ler nelerdir; açıklamanız gerekirdi. Aynı yazınızın daha aşa- ğısında (sahife 6, sütun 7) "kamu sektörünün esas olacağı kesinlikle bildirilmektedir. Bu safhada, ban- kalar, sigortalar, ithalat ve ekono- mide kilit taşı görevi yapan üretim ve mübadele araçları devletleştiri- lecektir. Toprak reformu yapılacak- tr," diyorsunuz. İddia ettiğiniz "benzerlikler" bunlarsa, hemen ha- tırlatalım ki, bir; ütün bu işler, bugünki Anayasamız .çerçevesinde yapılabilecek işlerdir. İkincisi; bu- gün Türk ekonomisinde devlet sek- törü esasen, yatırımlar itibarı ile, ağır basmaktadır ve devlet sektörü büyümeye devam etmektedir. Bü- tün mesele, devlet sektörünü, bir avuç kapkaççı ve sermayecinin, özel sektörün hizmetinde olmaktan çıka- AKİS