İÇ OLAYLAR ERTUĞRUL ADALI Adalardan bir yâr gelir bizlere DR. FAHRİ ATABEY Ganyan değil sürpriz radı. James Bond'vâri dövüşlere, küfürleşmelere sahne olan kongre- de, AP Genel Başkan Yardımcıları Talât Asal ve İsmail Hakkı Teki- nel'in gayretleriyle, Ertuğrul Ada- lı'yı destekleyen grup, seçimleri ka- landı. Mücadelenin Adalı'nın galibiye- tiyle sonuçlanan bu ilk raundunun 14 ötesinde, bütün aday adayları, he- yecanla, diğer kongreleri beklemek- tedirler. Parti adaylarının mahalli teşkilâtlarca seçilmesini öngören eçim Kanununa göre, hemen her ilçe başka bir aday adayını lanse et- miş, ortaya şimdiden, sayısı I2)yi bulan isim atılmış en. 4 Bunlar arasında en güçlüleri, Fener- bahçe yöneticiliğinin popülaritesin! ustaca kullanan Faruk Ilgaz ile Ge- nel Merkezin desteğine sahip oldu- gunu haykıran, fakat kimliği ve marifetleri fazla belli, üstelik "Me- zarlar Meselesi'nde Genel Merkezi zor duruma düşürmüş Ertuğrul Adalı'dır. Bu arada ortaya, bazı "sürpriz isimler" de atılmaktadır. Yassıada "Bebek dâvası"nın şöhret- li doktoru Fahri Atabey, bunlardan biridir. DEVLET PARASI Gelir, gidere denk mi? Demirel'i in, sayısı 26 milyonu bu- lan özel teşebbüs erbabı, Kıbrıs olaylarının yarattığı iktisadi kriz- den kan ağlarken, bunlardan sade- ce bir tanesi, hayatından memnun, gezi hülyaları kurmaktadır. Bu, Bayan Demirel'in özel kuaförü Nuh Akgün'dür. Nuh Akgün, haftanın sonların- da kendisine duyurulan "Cumhur- Başbakanın yurt dışı gezileri için 1 milyon 500 bin lira- lık ek ödenek istendiği" yolundaki haberi büyük bir sevinçle karşıladı: — Sahi mi?" Arkadan hemen ekledi: — Nereye gidecekler? Ben de gidecek miyim? Müjdeyi Nuh Akgün'e duyuran gazetecinin. Bayan Demirel'in özel kuaförü olarak (katıldığı bu gezi- lerden memnun kalıp kalmadığı ve tekrar gitmek isteyip istemediği yolundaki sorusuna ise Akgün: "— VW , doğrusunu “Söyliye- yim, şekerli oluyor! Gitmek İste- rim" diyerek cevaplandırdı. Sonra da endişeyle sordu: — Tahsisat çıkıyor, diyorsunuz ama, benim de bu gezilere götürü- leceğim kat'i değil ki... Hem, tahsi- sat verildiği kat'i mi?" Ek »* ödeneğin kaynağı kgün'ün endişesinin cevabı, bu- günlerde görüşülmek üzere Se- İl Başkanlığında bakliyen 4 mad- bir kanun tasarısıdır. Tasarı- da, 1967 yılında, Başbakan ve Cum- hurbaşkanının yapacakları yurt dı- şı için ayrılmış bulunan | milyon 500 bin liralık tahsisatın tü- ketildiği bildirilmekte, ve bundan sonraki geziler için bir bu kadar daha ödenek verilmesi öngörülmek- tedir. Bu yeni ek-ödeneğin hangi kaynaktan karşılanacağı yolundaki bir soruya, Maliye Bakanlığı Bütçe Kontrol Genel Müdürü şu cevabı verdi: — ©0000, biz ne büyük rakam- larla uğraşıyoruz! 1,5 milyon lira da para mı sanki! 1,5 milyon küçük rakam, çok küçük rakam, beyim!" Rakam küçük de olsa, öngörülen bütçenin dışındaki bu yeni giderin yeni kaynağı, Türk maliyecilerinin yüzünü ağartacak nitelikte oldu: — Gelirlerimizle karşılayacağız. Geliikrniz giderlerimizi karşılaya- bilecek vüs'attedir.. Gelirler giderleri karşılar ve büt- çeye 1,5 milyon liralık "ek yurtdışı ödeneği" konurken, şimdi Kavaklı- dere'de, Nazmiyânım' ın alışveriş et- tiği bütün esnafın gözlerinde umut ışıklan parlamaktadır. Ancak, bunu söyleyenler herhal- de 1968 yılı Bütçe Tasarısını oku- mamışlardır. Zira bu tasarıda açık şekilde belirtilen husus şudur: Tür- kiye'nin gelirleri, harcamaları kar- şılamamaktadır ve açık gittikçe bü- yümektedir!.. . ii. , GÜNERİ CİVAOĞLU AKİS