İÇ OLAYLAR rıp, büyük halk kitlelerinin hizme- tine koşmaktır. Kaldı ki, sözü geçen ekonomi kesimlerinin kamulaştırıl- ması, bugün komünist partilerin ik- tidarda bulunmadığı bir çok mem- leketlerde de, bilhassa üçüncü dün- ya devletlerinde yapılagelmektedir. Bu açık gerçekler karşısında, bu çe- şit uygulamanın yalnız Sovyetler Birliğinde NEP devrinde yapıldığını yazınızın bir kaç yerinde beyan et- meniz, hakikatleri nasıl tahrif etti- ginizin bir delili kadar, okuyucunun TİP konusunda zihnini bulandır mak yolundaki art niyetinizi de ke- sinlikle ei çıkarmaktadır. T formu, bilindiği gibi, topaklar "devletleştirilmesi değil, tersine o topraksız ve az topraklı köylü çocuğunun toprağa kavuştu- rulmasıdır. Küçük sanatkârlar ve esnaf da "özel sektör" değildir. Bü- yük sermaye ve modem araçlarla iş yapan "özel teşebbüs"ün devlet- leştirilmesinde kullanılacak kıstas- ları o Anayasa'nın 40. maddesi ver- miştir. Devletleştirmenin objektif kıstası ise, üretim güçlerinin geliş- me ve bütünleşme derecesidir. So- mut olarak hangi özel işletmelerin bu kıstaslara uyacağınıve kamu- laştırılması gerekeceğini şimdiden söylemeye imkân yoktur. Son olarak, aynı yazıda, "geçiş dönemi içinde uygulanacağı bildiri- len tedbirler hiç bir demokratik ül- kede uygulanmamıştır," odenilmek- te ve bununla herhalde batı ülkele- ri kastedilmektedir. Dergi sahibi ve yazar sayın Toker'in sık sık kullan- dığı bir deyim vardır: "Elmalarla armutları karıştırmamak." Oysa, az gelişmiş, sanayileşmemiş, geri tek- nikli tarım ülkesi Türkiye'yi Avru- pa'nın gelişmiş, sanayileşmiş kapi- talist ülkeleriyle kıyaslamaya kalk- mak, böyle bir karıştırmanın ta ken- disidir. Türkiye'nin bugüne kadar izlenegelmiş olan bütün batı örneği kalkınma politikasına rağmen, bü- yük bir devlet sektörü meydana ge- tirmiş olması, ayrı kategoriden bir toplum olduğunun ve batı modeli kapitalist yoldan kalkmamadığının en belirgin delilidir. Türkiye İşçi Partisi'nin getirece- gi düzenin niteliğini saklamak için "Türk sosyalizmi" tabirini icad et- miş olduğu, bunun ise, yine TİP' lilerce ileri sürülen "tek bir sosya- izm vardır" iddiası ile "taban taba- na" zıt olduğu yollu sözlerinize ge- lince, bu ifadeleriniz, konuyu kasti bir şekilde karıştırmak değilse, af buyurun bilgisizliğinizin bir be- lirtisidir. Türkiye İşçi Partisi'nin 8 programında ve tutumunda hiç bir çelişki, zıtlık yoktur. Sosyalizm, o kapitalist (sisteme karşı bir diğer şık, alternatif bir sis, tem ve sosyal evrimde kapitalizm- den daha ileri bir safha olarak te- mel nitelikleriyle birdir; ama her ülkenin sosyalizme giden yolu ve sosyalist sistemi uygulama şekil ve yöntemi milli özellikler gösterir. Türk sosyalizmi'nden maksat, sos- yalizme götürecek, Türkiye'ye özgü kalkınma yöntemi ve sosyalizmi uygulama şeklidir. Son olarak, "üst tabakada CHP hakkındaki duyguların o ifade edilmesinin sebebi, TİP'nin CHP ile bozuşmasını önlemek arZsUdU. Zi- ra TİP kendini güven içinde hisset- memekte, başına bir felâket getiril- mesi faalinde CHP'nin himayesini kaybetmek istememektedir" demek suretiyle verdiğiniz hükümlerin de hakikatle bir ilişkisi yoktur. TİP, Anayasa teminatı altında bir parti- dir ve tâ başlangıçta bile mücadele- sini tek başına yürütmüş, 'Kuruldu- gu günden beri iftiralara, yalanlara, taşlı sopalı tertiplere karşı yalnız kendi gücüne güvenerek, Anayasa- nın, memleket gerçeklerinin kendi sinden yana olduğunu bilerek tek başına cesaretle mücadele etmiştir. Unutulmasın ki, TİP'nin uğradığı en amansız, en kanunsuz saldırılar CHP'nin başkanlığındaki koalisyon hükümetleri o zamanında olmuştur. TİP'nin davanağı Anayasadır ve A- nayasanın uyanık bekçisi olan halk kütleleridir. TİP istikbale, yarınla- rın kendisinden vana o Iduğu inan- cının verdiği ferahlık ve iyimserlik- le bakmaktadır. TİP'ne karşı girişi- lecek bir hareket, aslında Anayasa- ya karşı, demokratik düzene karşı girişilmiş bir hareket olacağı için de, TİP böyle bir tertibe aklı ba- şında hiç kimsenin cesaret edemiye- ceğini pek iyi bilmektedir. Müvekkil: M. Ali Aybar KOMÜNİSTLER Neredeler kimlerdir? Türkiye Komünist partisinin teş- kilâtı ve idarecileri hakkında bu- gün AKİS, kendi özel kaynaklarına dayanmak ve Türkiyede ilk defa o- larak tam bir açıklama yapmak du- rumundadır. Türkiye Komünist Partisi res- men, kendisini 1921'de kurulmuş addetmektedir. Bu itibarla, komü- nist âlemde, ürkiye Komünist Partisi Orta Doğunun en eski ko- münist partisi diye bilinmektedir. Parti, yasaklanmış bulunduğu Tür- kiye" de 2 bin kayıtlı üyeye sahip ol- duğunu söylemiştir. Partinin faal elemanları genellikle Doğu Avrupa- da yaşayan, Türkiye'den firar etmiş mensuplarıdır. LEIPZIG'DEN BİR GÖRÜNÜŞ Sahibinin sesi AKİS