YURTTA OLUP BİTENLER lantılarda bu yöndeki (o önergeleri biz vermiştik" diye okarşılıkta bu- lunmuştu. O Çarşamba sabahı toplantı baş- ladığında, görüşmelerin basına açık olması için verilen Önergeye karşı çıkanlar Feyzioğlu taraftarları ol- du! Grup Yönetim Kurulu üyesi Reşit Ülker, açıklık önergesinin a- leyhinde konuştu, bunun kabul e- dilmemesini istedi ve böyle âdetle- rin eski partide yeni ortaya çıktı- ğından şikâyet etti. Fakat önerge, Ortanın Solunu destekleyen Parti Meclisi çoğunluğunun oylarıyla ka- bul edildi ve basın mensupları içe- ri girdiler. İkinci blöfü Ferit Melen yaptı. Konuşmaların 15'er dakika ile sınır- lanması için İlhami Sancar, Orhan Erkanlı ve Hüsnü Özkan tarafın- dan verilen önergeye isyancılar şid- detle karşı çıktılar. Emin Paksüt bunun aleyhinde konuşurken, Ferit Melen, önerge kabul edilirse kal- kıp gideceklerini, toplantıyı terke- deceklerini bağırarak ilân etti. O- nerge kabul edildi, fakat kalkıp gi- den olmadı Bu önergenin verilmesi ve yapı- lan oylama, bir A Ony daha etkisiz hale geti , "Ortacılar" diye alkndılmak hel şöhret, tecrübe ve akıl sahibi CHP'lilerin 8'leri desteklemeğe başladıkları ve hele onların tasfiyesine hiç taraftar olmadıkları yolunda uçurulan ha- berdi. Ortacılardan diye tanıtılmak istenen Sancar ve Erkanlının, ko- nuşmaların 1S'er dakika ile sınır- lanması önergesini vermeleri 8'leri şaşırttı. Emin Paksüt, bu önerge- nin aleyhinde olanca hırçınlığı ile konuşurken, Sancarı da itham eden bir ifade kullandı. Sancar buna kar- şı. "— Şimdi burada söz alan arka- daşlar gene, Nuh tufanından baş- lıyarak her şeyi anlatacaklardır. Herkes iyice düşünüp, 15 dakikada söyliyeceğirii söylesin" diye karşılık Ecevit ile mutediller -Ortacılar ismi uygun değildir. Çünkü onlar da Ortanın Solunu samimiyetle des- teklemektedirler- oarasında çatla yaratan Feyzioğlu, . Eceviti yalnız bırakma taktiğinin Paksütün lüzum- suz hırçınlığı ile iyice güme gitme tehlikesine düştüğünü görünce te- lâşla ayağa fırladı ve Sancarı met- heden kelimeler kullandı. Ama bu davranış, toplantı boyunca yapılan oylamalarda &'lerin 6 oyun ii ıkmalarını sağlıyamadı. Görü karşılarındakini bölmek şöyle dur. -un, Feyzioğlu ekibinin bölündüğü idi. Meselâ Fehmi Alparslan, daha ilk gün, hasta olduğunu söyliyerek çıkıp gitti ve bir daha da dönmedi. Coşkun Kırca söze ve kavgalara, çok defa oylamalara karışmadı ve vakti salondan çok dışarıda geçir- di. CHP'Meclisi toplantısında ÇEP'liler "Yabancı olduk şimdi..." AKİS Kabadayılık bizde kalsın arti Meclisine bu defa iki rapor Pp ile gelinmişti! Bir tanesi Merkez Yönetim Kurulunun hazırladığı Tes- mi ve meşru rapor, diğeri ise ÇEP- nin hazırladığı ithamname idi. "O- nerge"idiye sunulan ÇEP raporun- da Genel Sekreter Ecevit "tepeden inmeci sosyalistlerin osavunucusu" olmakla suçlanıyor ve malüm iddi- alar bir defa daha tekrarlanıyordu. Dikkati çeken ise, bu önergenin "teklifler" bölümü idi. Feyzioğlu ve arkadaşları, artık saklamadıkları isyanlarına son vermek için, kabul edilmiyeceğini kendilerinin de bil- dikleri bazı şartları ileri sürüyorlar- dı: CHP'nin sosyalist olmadığı ye- niden ve teyiden açıklanmalı; U- lus gazetesinde yazı yazan sosyalist- ler ve Demirperde övücüleri gazete- den uzaklaştırılmalı; sosyalist der- neklere kayıtlı CHP'lilerin kayıtla- rı derhal silinmeli; CHP'liler, bazı dergiler ile kurucu, sahip gibi iliş- kileri derhal kesmeli; Partinin para- sı ile düzenlenen -ve Ortanın Solu anlatılan- gezilere son verilmeli idi. Bunlar birer tekliften çok, zapta geçirilmek ve CHP'yi yıpratmak için düzenlenmiş ithamlardı. Sade- ce bu itham belgesi bile, Feyzioğlu- nun, Partide kalma, ihtimalini göz- den çıkardığını ispata kâfi idi. O- kunması ve zapta geçirilmesi için Feyzioğlunun çok ısrar ettiği bu ö- nergeye takılan çeşitli isimlerden biri "Giderayak kabadayılık bizde kalsın önergesi" idi. Parti Meclisi raporu ise, CHP'"- nin karşıkarşıya bulunduğu proble- mi başından alıyor, kronolojik bir sıra ve belgelerle bugüne kadar a- çıklıyordu. o Rapor şöyle sona eri- ordu: "Kurultayımızın son sözünü say- gı ile bekliyoruz." Moral meseleleri EP için işler, daha ilk günden za- Ç ten hiç de iyi gitmiyordu. Parti Meclisinde okunan, Genel Başka- nın, Kurultayı toplantıya çağıran mektubu ise büsbütün ümit kırıcı idi. Genel Başkan, mektubunda, toplantı gerekçesi olarak şöyle di- yordu: , "Parti Meclisinin, İller Toplan- tısının, Teşkilâtın ve Genel Başkan olarak benim, bütün uyarılarımıza rağmen, Parti içinde belirli bir çev- reden gelen ve Partiyi oyaralayıcı bir huzursuzluk kaynağı olan tah- riklerin sona ermemesi, hattâ ar- tarak devam etmesi karşısında..." 25 Mart 1967