İKTİSADI VE MALİ SAHADA Dış etkilere gelince.. Öte yandan, dış değeri hergün bi- raz daha azalan türk lirasının en kısa zamanda bir devalüasyona tâ- bi tutulmasını telkin eden, hattâ baskı yapan dış etkiler gittikçe güç- lenmektedir. Bir devalüasyon halin- de, 400 milyon dolarlık yeni bir kre- di ile, devalüasyon sonrası görüle- cek sarsıntılı dönemin desteklene- ceği söylentileri ilgililerin kulakla- rına kadar götürülmektedir. Yine ayni konuda, birçok üretim fazlası tarımsal ürünün, örneğin tütünün, fındığın, zeytinyağının elde kalmış stokları böylece oderhal eriyecek- tir, denilmektedir. Küçük sanayi mamullerinin özellikle buzdolabı, 24 çamaşır makinesi ve benzeri malla- rın devalüasyon halinde ortaya çı- kacak, değer üzerinden kolaylıkla müşteri bulacağı iddia edilmekte- dir. Görüşlerini haklı göstermek is- teyenlerin, Lâtin Amerika ülkeleri- ne göre Türkiyenin devalüasyona pek az başvurduğunu delil gibi or- taya attıkları görülmektedir .Bu tel- kinler altında kaldığından şüphe e- dilmeyen ilgililer, böyle bir yola başvurmak için, ithalât mevsiminin bitmesini ve ihracat mevsiminin başlamasını bekler gibi bir tavır ta kınmaktadırlar. Batı Avrupa ülkelerinde çalışan "türk işçilerinin Almanyada görülen son ekonomik tıkanmanın etkisi al (İlâncılık: 7968) — 113 AKİS tında sayıca azaldıkları veya yurda göndermeleri muhtemel paraların hacminde mutlak bir eksilme görü leceği gerçeği okarşısında, bu kay nağa Ziyadesiyle güvenen yetkilile- rin hayal kırıklığına uğrayacakları elle tutulur hale gelmiş gibidir. At mosferik şartlar hakkında şimdiden bir şey söylemeğe ise imkân yoktur. Geriye kala kala, biraz artacağı umud edilen turizm dövizleri kay- nağı m e Bu kaynak da, birçok açıkgöz turistin Türkiyeye gelirken paralarını dışarda t türk pa- rasına çevirerek, çok aşağı hadler- de kalan resmi kurdan yakalarını kurtarmaları yüzünden, beklenen sonucu vermeyecektir. Dış değeri hergün biraz daha düşen türk > sının, turizm gelirlerinin döviz linde olmasını m Eni etmek gerekmektedir. Güneş çarığı, çarık ayağı.. atandaşı dört bir yanından sım- sıkı kavrayarak, bütün toplum- sal sınıf ve zümreleri değişik yön- lerden rahatsızlık ve huzursuzluk içine atan bu durum ortada iken, Türkiyeyi yönetme çizgisinde bulu- nanlar, iktisat dışı konularla ilgilen- meyi te rcih etmektedirler. İlk ba- kışta birbirinden ilgisiz gibi görü- nen bu iki konu, birbirini doğur- makta ve yaratmaktadır. Bozulan iktisadi durumun şikâyetleri artı- racağını ve artan şikâyetlerin daha da sertleşen eleştirilere sebep ola- cağını geçmişin tecrübeleriyle bilen İktidar, çayı görmeden paçaları sı- vama açıkgözlülüğüne kalkışmış- tır. Yukarıdanberi anlatılmağa ça- lışılan kötü ekonomik gidişi, siya- sal tepkiler haline gelmesine mey- dan vermeden, önleme kaygısındaki iktidarın "temel hak ve hürriyet- ler"i korumak için kanunlar çıkar- maya kalkışmasının başka biçimler altındaki ne itibar etmek mümkün deği Oysa, bütün akıllı iktidarlar, e konomik huzur ve istikrarı sağlaya- rak, refahın yerleşmesi için çalış mayı her türlü politik oyunlara ter cih etmişlerdir. AP iktidarının böy le bir gerçekten ders alması umu- du hâlâ yitirilmiş değildir. Baskı kanunları ile ekonomik o gerçekle- rin ıstırabının susturulabildiği hiç bir yerde görülmemiştir. Türkiyenin bu konuda bir istis- na teşkil ettiğini sanmak için ger- çekten safdil olmak gerekir. 25 Mart 1967