Eğer 1961 seçimlerinde C.H.P. Mecliste bir çoğunluk alsa ve iktidarı rahat kursaydı memle- ket bir hamlede çok uzun yıllar kazanırdı. Belki onu takip eden seçimlerde iktidara gene A.P. gelirdi. Fakat "İkinci Cumhuriyet "in temelleri sağlam atılır, her halde ilk devrenin dalgalan- maları ve ikinci devrenin saçmalıkları olmazdı. Millet bu gerçeği maalesef göremedi. A.P.'de iki temayül doğurdu. Bir kısım a- teşli ve sinirli eski Demokratlar seçimle- re hiç girilmemesini, bunların boykot e- dilmesini istiyorlardı. Bir başka temayül ise Genel Başkanlığa derhal Ali Fuat Baş- gilin getirilmesiydi. Her halde, A.P.'nin bir sert tepkiyi açıkca göstermesi talep olunuyordu. Buna mukabil yeni partide eskinin mirasçıları vardı ve bunlar par- maklarının ucuna kadar gelmiş olan fır- satın kaçırılmasını hiç arzulamıyorlardı. P. saflarında bunlar üçüncü sınıf, be- şinci sınıf kimselerdi. Milletvekilliği nö- betinin bir gün kendilerine gelmesi bahis konusu bile değildi. Halbuki artık A.P.'nin birinci adamları sayılıyorlardı ve kuvvet- li bir parti ellerindeydi. Bunu kullanarak Meclise girdikleri ve demokrasi çarkı bir kere işletilmeye (başlandıktan sonra su- ların durulacağından emindiler. Bunlar, o zahmetli ve karışık günlerde A.P.'ye hâ- kim olmasını bildiler. Onların zaferi, bi- raz da rejimin zaferi oldu. Zira eğer A.P. 1961 seçimlerine ogirmeseydi, yahut Ali Fuat Başgil gibi birinin idaresinde gir- seydi her halde 15 Ekimle 25 Ekim ara- sındaki kritik günler pek atlatılamazdı. Bu sırada İsmet Paşa, hep Ankarada kaldı. C.H.P.'de kesif bir faaliyet vardı. C.H.P.'liler seçimleri okazanacaklarından zerrece şüphe etmiyorlardı. İsmet Paşa- nın da tahmini bir çoğunluğu sağlayacak - ları merkezindeydi. Parti Meclisi»toplandı ve C.H.P.'nin seçim beyannamesini açıkla- dı. Bu, gerçekten, mükemmel bir beyan- nameydi ve hislerin değil de aklın, basi- retin hâkim olacağı bir "ilk seçim"de oy- ların o beyannamenin sahibi partiye git- mesi gerekirdi. Ama muhakemeler, idam- lar, Kayseriye tıkılan yüzlerce siyasi mah- küm o günlerin Türkiyesini bir his kerme- si haline getirmişti. Seçim tahmini konusunda CH.P.'nin Genel Merkezinde Kemal Satır, Emin Pak- süt ve Turhan Feyzioğluyla birlikte yap- tığımız hesapları hatırlıyorum. Bana, her ilden gelen haberleri değerlendirerek ve anayasa referandumunun neticelerini de kaale alarak nerelerden C.H.P.'nin ne ka- dar milletvekili ve senatör çıkaracağını söylüyorlardı. Üçü de son derece nikbindi ve bilhassa Emin Paksüt kesin bir zafe- ri muhakkak görüyordu. O gün ortaya dö- külen hesaplara nazaran C.H.P. 300'e ya- kın milletvekilliği alıyor, Senatoda ise da- ha da kesin bir çoğunluk sağlıyordu. Ben C.H.P. a Ku arkadaşlar A.P. ve Y.T : merkezlerinde o perilerin 1 eklilaiie aynı konuyu görüşmekteydiler. Bu görüş- melerden edindikleri intihalar hiç bir par- tinin kendisini C.H.P.'den daha fazla sayı- da milletvekili veya senatör çıkaracak kuvvette sanmadığı oldu. Fakat üç parti- 185