TİYATRO Henz Hilpert - Carl Raddatz "Şeytan Generalin yaratıcıları ner'lerin, Heinrich George'lerin yö- nettiği ünlü tiyatro... 1951'de perde- sini yeniden açan bu sanat ocağının başında şimdi, aynı zamanda -iki ay- rı senitteki- Schlosspark ve Werks- tatt Devlet tiyatrolarının da yöneti- cisi olan, Boleslaw Barlog var. Büyük sanat adamlarına yakışan bir tevazu ve samimiyetle beni ka- bul eden Boleslaw Barlog, Berlin tiyatrolarının, 1961'de onarılıp yeni- den açılan Deutsche Oper'in, ünlü Filarmoni Orkestrasının, yani sanat ve müzik hayatının canlanmasında, birkaç yıl önce ölen Prof. Ernst Reu- ter'in, Belediye Başkanı olarak, ne üyük, ne unutulmaz bir rol oyna- dığını anlatıyor. Onun gayreti saye- sinde Berlin Festivalleri eski parlak- lığını bulmuş, Gerard Philippe lerin, geldikleri uluslararası bir sanat merkezi olmak niteliğini oyeniden kazanmış. Şimdi üç Devlet tiyatro- suyla bir Devlet Operasının ve "du- var'ın yanıbaşında yeni bir binaya kavuşan Filarmoninin dışında, bas- ta, geçenlerde ölen Emin Picator'- un "Serbest Halk Sahnesi" olmak üzere, fikir tiyatrosundan bulvar komedisine, "Küçük Opera"dan mü- 32 zikaline varıncaya kadar çeşitli tür- lerde eser oynayan 13 özel tiyatro, 2 milyonu aşkın Batı Berlinliye, yı- kıntılar ve acılar içinde geçen yılla- rı unutturuyor. Schiller Devlet Tiyatrosunun ge- neral intendant'ı, tiyatromuzun ger- çekleştirdiği ilerlemeleri uzaktan iz- lemiş, Hans Schweikart'dan duy- dukları da ona yurdumuza gelmek, Devlet Tiyatrosunda bir eser sah- neye koymak arzusunu vermiş. Ya Çekhovdan "Üç Kızkardeş"in, ya Brecht'den "Üç Kuruşluk Opera" nın, ya da Mozart veya Verdi ope- ralarından birinin Ankara rejisini yapmaktan zevk duyacağım söylü- yor. Tiyatromuzdan tâ Kuzey Alman yada böyle sözedilmesi, en ciddi sa- nat çevrelerine kendini tanıtmayı, en önemlisi de saygı ve güven u- yandırmayı başarmış olduğunu gör- mek insanı gerçekten sevindiriyor. Batıda "Şeytan General" gehiller Tiyatrosunda o akşam Carl Zuckmayer'in 70. doğum yıldönü- mü vesilesiyle İsviçreden sonra bir- çok alman sahnelerine yeniden çıka- rılan""Des Teufels General" - "Şey- tan General"- i oynanıyordu. Eser, İkinci Dünya Savaşında, alman ha- va kuvvetlerinde büyük prestiji o- lan, bunun için de -nazi olmadığı, hattâ yahudilere karşı girişilen zu- lüm hareketlerini tasvibetmediği bi- lindiği halde- kendisine dokunulma- yan, ama sıkı bir göz hapsi altında tutulan General Üdet'in -bir çeşit intiharla biten- hayatını konu ola- rak işliyor. Yazar, Hitlerin iktidar- da olduğu yıllarda, onun her yaptı- ğını beğenmeyenlerin, ünlü bir ge- neral de olsalar, Gestapo tarafın- dan nasıl baskı altına alındıkları- nı, o terör havasım ustalıkla veri- yor. Ertesi gün Schlosspark Tiyatro- sunda, provasına ara verdiği bir s1- ra, bunu kendisine sorduğum zaman Hans Schweikart -"Vanya Dayı'nın Ankaradaki sahneye koyucusu, gü- nümüzün en yaşlı, en ünlü sahne adamlarından biri- hiç tereddüt et- meden, "— Üzüntüyle, ibretle... Tiyatro- nun bir rolü de eski hataları göste- rip yeni kuşakları uyarmak, aynı felâketlere sürüklenmekten kurtar- mak değil mi?" dedi. Doğuda "Schweyk" atı Berlindeki 4'ü Devlete, 13'ü özel teşebbüse, ait bu 17 sahne- ye "duvarın öte tarafındaki 9 sah- AKİS eyi de eklerseniz, Berlin tiyatrola- rının sayısı 26'yı buluyor. Doğu Berlindeki bu 9 tiyatrodan en önemlisi, Brecht'in yönetiminde epik tiyatronun en başarılı örnekle- rini vermiş olan "Berliner Ensemb- le". Batı kesiminde, Zuckmayer'in "Şeytan General"i Hitler Almanyası- nın, yüksek çevrede, dramatik bir tablosunu çizerken, Doğu kesiminde de Brecht'in "Schweyk"i nazizmin popüler bir hicvini yapıyor. Onun "Schweyk"i yaşını başını (o almış, babacan, nükteli, nazilerden yakası- nı kurtarabilecek kadar zeki -şefle- rine hoş görünmeyi becerecek ka- dar da akıllı- bir adam. Ama sonun- da, midesine düşkün bir arkadaşına bir yerlerden sağladığı bir parça ka- çak et, onun da başım derde sokmı- ya yetiyor: Müziğini Hans Eisler'in yaptı- ğı, Erich Engel ile Wolfgang F ka'nın da sahneye koydukları "İkin- ci Dünya Savaşında Schweyk", epik türün kurallarına, kollektif oyun il- kelerine uygun, ama o karikatüre kaçmayan rahat bir oyunla oyna- nıyor. Frankfurttaki "Puntila" gibi buradaki "Schweyk" de, her türlü yorum aşırılıklarından uzak tutul- muş. Bu mn rn kişilerin de, oyunun da ı daha sevimli, daha inandırıcı 1. ifade kazanıyor. "Schweyk" Brecht'in "Şeytan Asker'i 25 Mart 1967