25 Mart 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

25 Mart 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SOSYAL, HAYAT masını, resim yapmasını, müzik din- lemesini veya orada (konuklarını kabul etmesini mümkün hale sok- mak hiç de zor değildir. Bu; ugün lr gençlerin odası için düşündükleri en güzel ve elverişli eşya, ayni zan. kolay- lıkla kanape olan sade bir yatak- tr. Tabii bu, bir salon kanapesinin ağırlığını taşıyan bir möble değil, hafif bir şeydir ve daha çok, yatak niteliği taşımakta, fakat bir veya i- ki hareketle, güzel bir örtü ile kana- pe halini alabilmektedir. Her ne o- lursa olsun, aynı şeyi, bir somye, birkaç yastık ve güzel bir örtü ile de sağlamak mümkündür. Maksat, gencin odasını yatak odası görünü- şünden kurtarıp, ona rahat bir stüd- yo görünüşü vermek, gencin, konuk- larını evde kabul edebilmesi için anne ve babasının evden gitmeleri- AKİS ni beklemesine meydan vermemek- tir. Pahalı eşya şart değildir. En basit bir masa, biraz zevkle, güze) bir yazı masası haline getirilebilir. Gencin çalışma köşesi, kitaplığı, o- dasında bir koltuğu, iyi bir ışıklan- dırma tertibatı olmalıdır. Genç böy- lece, odası için birşeyler yapmaya, yaratıcı olmaya ve orada oturup ça- lışmaktan da zevk duymaya yönel- tilmiş olur. Helva yapıp yiyelim! gra sorarsanız, son aylar içinde, TBMM'nde en ve- rimli konuşmayı yapan İktidar mensubu, Meclis kürsüsünden helvanın nasıl yapıldığını anlatan mil- letvekili Mehmet Güverdir. Hazır, önümüzde bayram da var; helva yapmasını bilmiyen ev kadınlarının, Gü- verin bu konuşmasından çok yararlanacaklarını sanı- yorum. Hafifçe kızdırılmış tereyağına elenmiş bir miktar un koyacaksın, un esmerleşip bir koku peyda edin- ceye kadar yarım saat süreyle orta ateşte kavuracak- sın, öbür tarafta hazırlanmış şurubu üzerine dökerek afiyetle yiyeceksin, Güverin derdi şekerde. Hani, İktidarı şeker fiyatlarında "mini' "bir be ii yaptı ya... Bundan yararlanan tatlıcıların, * uymayarak, herşeye uzun boylu Zana” yaptıkların- dan şikâyetçi. Bundan da sorumlu olanlar, tabii, baş- ta Ankara ve İstanbul olmak üzere, büyük şehirler- deki belediye başkanları, yâni CHP'liler. Hele, önü- müzdeki mahalli seçimlerde bunlar iktidarı AP'lilere devretsinler, o zaman, hükümetin zorunlu gördüğü fiyat ayarlamalarına rağmen, AP'nin, denetleme yolu ile, halka ne helvalar yedireceği görülecektir. Sayın kl hiç şüphe yok ki, un helvası yapma- sını iyi biliyor. Ama nasıl, helvayı tutturmak için unun, yağın. Şekerin bulunması yeterli değilse, eko- nomik düzenin tutturulması için de "belediye denet- lemesi”", bir ara DP iktidarının denediği çe denet- leme sistemi ile bile yeterli değildir. Elbette ki bele- diyelerin, fırsatçılar, karaborsacılar ve tahiş kâr pe- şinde koşanlarla savaşması başta gelen ödevidir. An- cak, iktidar partisinin ardarda getirdiği oadaletsiz zamların, hem fiyatlar bakımından, hem de bunların beraberlerinde taşıdıkları zihniyet ve psikolojik etki, bakımından ekonomik şartları ve piyasayı sarsacağı muhakkaktır. Bir defa zamlar, vatandaşın ödeme gü- cünü aşıverir ve daha çok günlük ihtiyacını zor sağ- layan kın üzerine yüklenirse, herkes derhal, "ge- misini kurtaran kapt. sikolojisine kapılır ve ha- yatili, devam ettirebilme kaygusu, beşeri olrak, ön- plâna geçiverir. Sayın Güverin, örneğin Ankara Belediyesinin son günlerde yaptığı zam tartışmalarını izlemesini çok isterdim. Enerji Bakanlığı, bilindiği gibi, bundan bir süre önce, elektrik enerjisine 5 kuruş gibi küçük bir zam yapmıştı. Ankara Belediyesi, elektrik enerjisinin 30 bir kısmım Enerji Bakanlığından almaktadır. Ankara Belediyesi bu zammı halka aksettirmezse, elbette ki, hesabı-kitabı değişecek, ya zarar edecek, ya da, kârda ise yatırımlarını yapamıyacaktır. Neyse ki, EGO'nun Elektrik Umum Müdürlüğü, kâr eden tek müessese- dir. Ne var ki, bu kârla, sadece Otobüs İdaresinin ve Havagazının ziyanları kapatılmaktadır. Dahası var: Bilindiği gibi, 40-43 lira gibi "mini" bir zamla da kö- mür fiyatları ayarlanmıştır. Bu ise, esasen zararda olan Havagazı Umum Müdürlüğünü, havagazını natı- rı sayılacak bir zamma gitmeye zorlamaktadır. Hesap kitap; bu zammın metrekübde 10 kuruştan ağı ola- ıyacağını da göstermiştir. Tabii, elektriğe zam ge- lince Sular İdaresi de suya zam yapacaktır. Yoksa, Gecekondu Kanununa göre, Ankaranın dağına-taşına kurulan gecekondulara su çıkarma mükellefiyetini yerine getirmesi mümkün değildir. Ankara Belediye Meclisi, zamları toptan reddet- miştir. EGO müessesesi, Elektrik İdaresinin cılız kâ- rı ile öteki iki idarenin kamburunu kapatmaya çalı- şacaktır. Ama bu, ne derece yararlı olacak ve ne ar sürecekür? Ben, sayın Güvere hemen cevap vere- çay ll yapılacak olan m: seçim- lerin sonuna kadar!.. Çünkü muhtelif partilerin men- supları olan üyeler, “mahalli seçimler arefesinde, par- tnerine zarar vermek istememişlerdir. Yoksa, hiçbir üyenin, vatandaşa hizmet götürebilmek için, Beledi- yenin, herşeyden önce müesseselerini, hiç olmazsa, zarardan kurtarma durumunda olduğunu bilmediğini düşünmek mümkün değildir. Şimdi, eğer Belediye elektriğe, havagazına ve suya zam yapsaydı, dunun ne olurdu? Elbette ki ren sonucu yalnızca vatan- daşın ödediği elektrik, havagazı ve su faturaları ve psikolojik olarak da genel fiyatlara sıçrardı. Büyük Meclislerde zamları kabul edip, bütün u- mudu belediye kontrolüne bağlamak, memleketin ekonomik ve sosyal sorunlarım askıda bırakıp, tek tedbir olarak Temel Hak ve Hürriyetleri Koruma Ka- nununu getirmeğe benziyor. Ekonomik düzen öyle bir mekanizma ki, bir dokunursun bin yerden patlak verir. Ama, bu tatsız konuları bırakalım. Nasıl olsa, önümüz bayram. Un var, yağ var. Bir miktar şekerle bir de usta bulalım ve helva Yapıp yiyelim! En kolayı budur, değil mi Jale CANDAN 25 Mart 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: