SİNEMA Görüntü * ses birliği gin en usta yönetmeni olan Eisenstein, en usta olduğu des- tan türünde, bütün sanat gücünü ri bir kere daha başarmış- . Evet, bir kere daha... sinemanın en büyük ,ü "Potemkin'zırhlısı" nasıl sessiz fil- min zirvelerinden biriyse, ("Alek sandr Nevski" de sesli filmin zirve- lerinden biridir. Bir destanın ağır- başlı, soylu, yüce havasını dekorun dan kişilerine, temposundan kos- tümlerine, kurgusundan Oyununa kadar her yanını inceden inceye hesaplıyarak "Aleksandr Nevski"yi meydana getiren Eisenstein, sesli filmin ortaya çıkışından on yıl son- 34 (Basın A: 20248) — 11. AKİS ra çevirdiği bu ilk sesli filminde, sanki on yıllık gecikmişliğin acısı- nı çıkarırcasına sesin en usta kul- lanışlarından birini vermektedir. Eisenstein'ın her biri en ince ayrın- tısına kadar tasarlanmış, düşünül- müş görüntüleri, Prokofiyevin her bölüm için hazırladığı ayrı müzik parçalarıyla etle tırnak kadar ay- rlmaz bir bütün meydana getir- mektedir. Bazan orkestranın, bazan koronun, bazan bir mezzo-soprano- nun solosunun eşlik ettiği görüntü- ler böylece, fazladan bir destansı nitelik kazanmaktadır. Bütün bun- lara, Eisenstein'ın insanları, yapı- ları, hattâ başlıkları, mızrakları bi- le getiren plâstik duygusu eklenin- ce, "Aleksandr Nevski", sinemanın erişilmesi güç özellikteki ürünlerin- den biri olmaktadır. .ve bir ders ma, "Aleksandr Nevski"den alı- nacak bir ders daha var: Eisens- tein, , sinemanın başlangıcından gü- cek anlamsız, bağlantısız olaylar di- zisi olarak kullanmamaktadır. Eis- enstein "Aleksandr Nevski"yi çevi- rirken, bütün büyük yönetmenler gibi, tarih veya destanı ulusunun geçmişinden bugününü, yarınını aydınlatacak bir araç olarak kul- lanmaktadır. Bu yönden ele alındı- $ı vakit "Aleksandr Nevski", bir si- nema sanatçısının, ulusunun kendi kendine güvenini artırmak, diren- me azmini bilemek, düşmanlarını uyarmak için m meydana getirdiği bir mesaj niteliği kazanmaktadır. Çün- kü Eisenstein "Aleksandr Nevski"- yi herhangi bir tarih! film olarak çevirmemişti. "Aleksandr Nevski", 1937-1938 yıllarında, Hitler ordula- rının, yani yeni çağ Töton şövalye- lerinin XX. yüzyılın en kanlı mace- rasına atılmak üzere olduğu bir sı- rada çevrilmişti ve bu maceranın en tehlikelisinin Rusyada geçeceğin- den aklı başında hiç kimsenin şüp- hesi yoktu. İşte, Eisenstein "Alek- sandr Nevski"yi (o çevirirken, o bir yandan ulusunun direnme gücünü artırmaya, bir yandan da Çud gö- lünde boğulan Tötonların torunla- rına böyle bir maceranın muhtemel sonucunu anlatınağa çalışıyordu. Nitekim bu uyarmaya kulak asmı- yan Nazi orduları, Tötonların tec- rübesini 700 yıl sonra bir kere daha yaşamaktan kurtulamadılar. 25 Mart 1967