dığı takdirde, eninde sonunda çoğa- lacaktır Vietnamdan Kıbrısa Amerikanın bugün içine düştüğü ikin ci büyük bunalım dış politika ko- nusundadır. Amerikan dış ii Vietnamdan Kıbrısa kadar, gözle rülür bir bocalama içindedir. John son yönetiminin Vietnamda can kur- taran simidi gibi sarıldığı Kaan reji- mi, bir yandan komünist gerillacıla- ların baltalamaları, öteyandan gi lerin ülkenin yönetiminde haklı rak daha fazla söz sahibi öliik ie temeleri yüzünden bir türlü yerine oturamamıştır. Son haftalarda reji- min dayandığı ordu içinde de önemli bölünmeler başgöstermişür. Zor geçiş- tirilen bir darbe denemesinden sonra, şimdi ordudaki "Genç Türkler" Khan' ın yakın çalışma .arkadaşlarından ba- zılarını Vietnamdan o uzaklaştırmaya çalışmaktadırlar. Vietnamın kapı kom şusu Laosta olup bitenler ise daha iç açıcı değildir. Önce Kamboçyanın ba- ğıra çağıra tarafsızlığa kaydığını gör dükten sonra, Amerika şimdi Laos o- layları karşısında da etkisiz bir göz. lemci olmaktan öteye gidememektedir. Dün Kamboçya, bugün Laos, belki ya- rın da Vietnam, birer birer Amerika- nın nüfuz alanından çıkarak tarafsız- lığa kayacaklardır. Eğer amerikan dış politikası yalnız geri kalmış ülkelerde başarısızlığa uğ- rasaydı, belki bunu dünyadaki geli- şim çizgisine bağlamak kolaydı. Fa. kat, şu sırada Amerikanın, Batılı dost- larıyla da başı derttedir. Fransanın başına geçen bir De Gaulle, washing- ton'un hem dünya, hem avrupa politi- kasına karşı dikilmiş bulunmaktadır. Washington Güney Doğu Asyada kuvvetli sağcı yönetimler (o kurmaya çalışırken, De Gaulle MN gam piyonluğunu yapmakta, Komünist Çi- ni Amerifcaya rağmen anımal, te- reddüt (o etmemektedir, Washington Avrupada NATO örneğine uygun bir birleşik düzen isterken, De Gaulle, Avrupanın kapısını avrupalı olmayan, lara, yani anglo-saksonlara kapayı- vermektedir. Bütün bunlar yetişmiyor- muş gibi, fransız devlet başkanı son günlerde bir de Lâtin Amerika gezisi- ne çıkmıştır ve şimdiye kadar yalnız Birleşik Amerikanın nüfuz alanı i- çinde bulunan bu koca kıta üzerinde de söz sahibi olmaya çalışmaktadır. NATO'nun durumuna gelince, Bir leşik Amerikanın bütün avrupa savun- ma düzeninin temeli saydığı bu teşki- lâtın durumu şimdi içler acısıdır. De Gaulle, Fransanın savunması o için NATO dışında tertipler o yapmakta, büyük bir inatla kendi bağımsız vu- AKİS, 9 EKİM 1964 rucu kuvvetini kurmaya uğraşmakta- dır. Amerikanın onu bu inattan dön- dürmek için öne sürdüğü çok taraflı vurucu kuvvet tasarısı hâlâ yerinde saymaktadır. Önümüzdeki seçimlerde İngilterede işbaşına İşçi Partisi oge- çerse, tasarı bir darbe daha yiyecek- tir. Nihayet, Türkiye ile Yunanistan arasında çıkan Kıbrıs anlaşmazlığı — TO'nun güneydoğu kanadım daha kolay kolay kendine ölemişeğek biçimde sarsmış bulunmaktadır. Yanlış reçete Amerikan dış politikasının içine düş- tüğü bu güç durum, hiç şüphesiz, amerikalıları büyük bir hayal kırıklı- gına uğratmış bulunuyor. Bu bakım- dan, kafası işleyen her amerikan va- tandaşı yeni bir dış politika anlayı- DÜNYADA OLUP BİTENLER Cumhuriyetçi aday, bu bakımdan, za- man zaman bir atom savaşı tehdidin- den bile kaçınmamak gerekliğini ile- ri sürmektedir. Bu görüşüne uygun o- larak, Goldwater, sınırlı etkili tak- tik çekirdekli silâhların gerilla savaş- larında, örneğin Vietnamda kullanıl- masına taraftardır. Üstelik, Goldwa- ter'e göre, bu türlü silâhlan kullan- maya karar vermek yetkisi de Was- hington'a değil, savaş alanındaki ku- mandana bırakılmalıdır. O zaman ko münistler gerilla savaşların durdura- caklar, Amerika artık gerilemiyecek- tir. Goldwater"e göre, "sıkılı yumruk" politikası yalnız sıcak savaşları değil, soğuk savaşı sona erdirmek için de Barry Goldwater ailesiyle Milyonluk bir aile sının özlemini çekmektedir. Goldwater bu özlemi de çok iyi sezinlemiştir ve seçmen karşısına kendine has bir dış politika reçetesi ile çıkmaktadır. Ger- çi bu reçete de modası geçmiş bir re- çetedir, eskidir, bugünkü dünya mese- lelerine şifa olacak bir reçete değildir ama, dış bozgunlardan bıkan ameri- kan vatandaşlarının kulağına uysal gelmesi ihtimali bir tarafa atılmama- lıdır. Amerikayı dış politika bozgunla, rından kurtarmak için Goldwater "sı kılı yumruk" politikasını izlemek ge- rektiğini ileri sürmektedir. Goldwate- re göre eği politikada ba- şarıya ulaşmak için kuvvetli olmak ve karşısındakini, gerekirse bu (kuvveti kullanacağına inandırmak lâzımdır. en etkili politikadır. o Görüşme ve taviz, yeni görüşmeleri ve yeni taviz- leri gerektirmektedir. Oysa görüşme ve tavizden mümkün mertebe kaçın. mak gerekir. Kuvvet tehdidi, düşma- nı kendiliğinden yola getirecektir. Goldwater'in milletlerarası gerçek lere tabantabana aykırı bu modası geçmiş dış politika görüşü, amerikalı- ların büyük bir bölüğünü iç politika görüşünden daha çok korkuya düşür- müştür. Kuwvet politikasının, bir ilke olarak benimsendiği takdirde, dünyayı bir atom savaşına götüreceğini o aklı başında her amerikalı pek iyi bilmek- tedir. Bu fırsatı kaçırmak istemeyen da Goldwater'i amerikan u oyuna savaş isteyen oadam" die tanıtmak için büyük çabalar har 19