YURTTA OLUP BİTENLER ter alınmış, hazırlıklar tamamlanmış bulunmaktadır. Bir ziyaretçi Lefkoşedeki o görüşmeler bir yılan hi- kâyesi halinde uzarken, haftanın ortalarında Çarşamba günü, Birleş, iniş Milletlerin yeni arabulucusu Galo Plazza Ankaraya geldi. Plazza'nın bu Ziyareti Kıbrıs Meselesinde ilgili dev- letlerin ogörüşlerini almaktır. An- cak Sinyor Plazza'nın Esenboğaya i- nişinden bir gün önce Türkiye, bu meselenin Genel Kurulda gündeme a- lınması için Birleşmiş Milletlere mü- racaat etmiştir. Bu sebeple arabulucu, kısa vadede bir çözüm yolu bulmaktan çok, An- kara, Atina ve Londrada yapacağı te maşlardan sonra Genel Kurula sun- mak üzere e rapor ba- kımından önemlidir. Ankaradaki görüşmelerde Türk Hü- kümeti, bu raporun Türkiye lehinde bir hava içinde kaleme alınması için Bu, Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna tesir edebilmek ba- kımından ele geçirilmiş çok kıymetli bir fırsattır. Oylar, kullanılırken her. halde pek çok delege, arabulucunun raporunu dikkatte alacaktır. Nitekim Plazza, Esenboğaya indik ten kısa bir süre sonra yaptığı basın toplantısında bu konuya da değinmiş ve: — Raporumun Genel Kurul için ni olacağına İnanıyorum" demiş- Tatafsızlar toplantısı Haftanın başında Kahirede toplanan tarafsız devletler zirve toplantısın da en fazla kulis çalışması yapanla- rın başında, hiç şüphesiz, Makarios gelmektedir. Bu toplantıya katılanlar arasında çeşitli elbiseler giyenler gö- rülmektedir ama, papaz kılığında or- talıkta dolaşan tek insan da, Makari- ostur. Özellikle müslüman Afrika dev leblerinin papaz kıyafetinden pek hoş lanmadıkları, bazı tarafsız ülke baş- kanlarının da din adamlarının siya- sete girmesini istemedikleri düşünü- lürse, bu kılığın konferansta Makario- sa fazla birşey kazandırmıyacağı ko- laylıkla anlaşılır. Mısır başkentini uzun bir süre bir festival havasına bürüyecek bu top- lantıda, Makarios, herşeyden çok Kıb- rıs halkına self-detennination hakkı tanıyacak bir karar sureti çıkartma- ya çalışacaktır. Self-determination il- Makarios - Nasır Kavalcılar keşi, tarafsız devletlerin pek hoşlan- dığı bir ilkedir. Bağımsızlıklarına ço ğu yeni kavuşan bu devletler, hâlâ sömürge (yönetimi altında bulunan ülkelerin kurtuluşu o için bu ilkeden büyük fayda ummaktadırlar. Bu ba- kımdan, toplantı sonunda yayınlana- cak bildiride self-determination hakkı sarih olarak yer alacaktır. Ancak bu- nu Makarlosun anladığı mânada yo- rumlamaya imkân yoktur. Makarios, self-determination hakkını, Kabrisin Yumanistana ilhakı için kullanacak- tır, yoksa bağımsızlık için değil. Eğer bu hak bundan sonra da başka il- haklar için kullanılırsa, bütün Afri- kanın ve Uzak Doğunun haritasını yeniden çizmek gerekecektir. Self- determination Oohakkının bu şekilde yorumlanmasına ülkesinin birliğini korumak isteyen hiçbir lider razı ol. mayacaktır. Bu bakımdan, yayınla- nacak tebliğde (Kıbrısa sarih olarak bir atıfta bulunulması uzak bir ihti- maldir. İngiliz boyunduruğundan — çıktık- tan sonra bağımsız bir ülke olan Kıb rısın şimdi bir self-determination per desi arkasında Yunanistanla birleş- mesi, elbette ki tarafsız (devletlerin birçoğu tarafından istenmemektedir. Bunların başında, Mısırın başkanı Nâ tıda, herşeyden çok yabancı üsler me- selesi üzerinde duracaktır. Bu mese- leyi ortaya atarken de aklındaki tek üs Kıbrıstakiler değildir, Suudi Ara- bistandakiler de, Güney Arabistan- dakiler de Nasırın aklındadır. Mısır lideri, eğer Kıbrıs Yunanis- tanla birleşirse buradaki ingiliz üsle- ri bir tarafa, onların yerine daha kuwetli NATO üslerinin Oo geleceğini pek iyi- bilmektedir. Kıbrısı kendi eliyle Yunanistanın ku cağına atmak istemeyecektir. (Kaldı ki, Makariosun gerçek amacını Asya ve Afrikanın liderleri de şaşılacak ka dar iyi anlamışlardır. Afrikanın genç devletlerinden birinin lideri. . haf- tanın başında Kahirede kendisiyle görü şen bir batılı diplomata, tarafsız ül- kelerin oKıbrıstaki türk topluluğunu zorla yunan buyruğu altına koyacak bir çözüm yoluna asla razı olmayacak larını açıkça, belirtmiştir. Tarafsız ülkeler toplantısında Kıb rıs konusunda yapılacak kulis görüş- melerinde bütün ağırlığım ortaya ko- yacak liderlerin bir başkası da, Tito- dur. Bütün hayatım iki taraflı oyun. la -işin doğrusu, bu oyunu oynamak- AKİS, 9 EKİM 1964