T 14 Mayıs - |. Haziran tarihleri ara- sında Pariste açılacak olan Millet lerarası Baskı Eserleri Fuarında, daha ziyade turizmle alâkalı baskı şaheser lerine yer verilmiştir. Bu fuara mem leketimizden davet edilen Ajans-Türk Matbaasının fuarda teşhir edeceği tu- rizm alanındaki çalışmalarile, diğer baskı örneklerini (gösteren o panolar, Turizm ve Tanıtma Bakanı Ali İhsan Göğüş ve Bakanlığın diğer yetkilileri tarafından tetkik edilmiştir. e Teşhir olunacak eserler uçakla Parise gön- derilmiştir. Fuarda, ayrıca Türkiye İş Bankası yayınları arasında yer a- li'den haberler falar anons ettiğine ve Alageyik ha- nımın tercüme ettiğine göre, bütün elbiseler, daha ziyade seyahatte kul- lanılmak üzere düşünülmüştü. Mese- lâ buruşmaması, yıkanır olması, vel- hasıl pratikliği öne alınmıştı. Fakat, doğrusu, nasıl düşünülürse düşünül- sün, elbiseler, herkesi oldukça hâyâl kırıklığına uğratan bir gösteri duru- munda kaldı. Salonlardaki hanımlar, mankenlerden çok daha şık ve zarif- tiler. Mankenlerin hepsi Dernek ya- rarına çıkmışlar. Bu yüzden, umumi- yetle tecrübesiz ve gösterişten yoksun- dular. İçlerinde, daha evvelki defile- Göğüş Ajans - Türkün fuara katılacak panoları önünde Pariste türk matbaacılığı lan Ömer Hayyam'dan Rubailer adlı kabartma baskılı eser de teşhir o edi- lecektir. Gi hafta Pazartesi günü o saat 15'te, Ankara Palas salonlarında, Çocuksevenler Derneği yararına, Pan Amerikan hava yollarının moda mü- tehassısı Mrs. Jane Kilbourne'un ge- tirdiği, muhtelif moda müesseselerine ait, bir defile yapıldı. Erken saatler- den itibaren salonlar dolmağa başla- dı. En ön sıra kordiplomatik ve Hü- kümet erkânının eşlerine (o ayrılmıştı. Mrs. Jane Kilbourne'un muhtelif de- lerden alışık olan Aydüz, Ülker ve Be- tül istisna edilirse, ogeriye kalanlar Pek göz doldurmuyorlardı. Gösteri es- nasında, oetraftaki bütün aynalarda kendini seyreden Meral de bu halden kurtulursa ilerde iyi manken olabi- lir. Ayrıca, o elbiselerin pahalılığı da çok şaşırtıcıydı. En ucuz elbise 195 do- lar! o Sonlara doğru çıkarılan beyaz dantel üzerine işlemeli uzun elbise- nin fiyatı ise 1500 dolarmış! Defile çok (kalabalıktı. £ Ankara sosyetesinin hemen bütün tanınmış hanımları defiledeydi. Sade ve zarif siyah tayyörü ile Mevhibe İnönü ve bej bir tayyör giymiş, hasır şapkalı Jale Aksal en öndeydiler. Yanların- daki Memduha Satır, siyah bluzu ü- zerine altı sıra incisiyle her zamanki gibi zarif ve cana yakındı. Cahide A- ka, siyah dantel bir tayyör giymiş- ti ve kızı ile beraberdi. Ayten Sirmen de kızı ile gelmişti. Zekiye Baban da ön sıralardaydı. Yine önde, Atinaya tâyinleri çıkmış olan hariciyeci Me- tin Kuştaloğlunun eşi Yıldız Kuştal- oğlu, bu zaman için biraz garip kaça- cak şekilde, saçlarını iki yandan tut- turmuştu. Üzerinde, siyah üstüne bü- yük rubi çiçekli bir tayyör vardı ve i- çine, aynı renk bir bluz giymişti. Çı- karken üzerine aldığı buklet manto da koyuca bir pembe idi. Kuştaloğlu çok neşeli bir hanım. Bayan Satırla da iyi ahbap oldukları söyleniyor. Fakat, ne kadar samimi olurlarsa olsunlar, Başbakan Yardımcısının eşine, sıra- nın bir başından öbür başına Memiiiş diye seslenişi birçok kimseyi irkiltti. Bayan Mehveş Aksalur biraz geç geldi. Yeşil bir tayyör giymişti, renk- li gözlüklerini (o hiç çıkarmadı. Mrs. Hare, Leylâ Feyzioğlu, yine bej tay- yörü ve aynı renk başlığı ile Lüsyen Avunduk, pembe şapkasıyla çok zarif Lâle Kura, önünde Bayan Benler, ye- şil tayyör ve emprime bluzu ve te- pesindeki örgü saçlarıyla güzelliği da- ha beliren Leylâ Çelikbaş, siyah tay- yörü ile Hümeyra Yaltkaya, Helen Örs, İtalya Büyük Elçisinin eşi Mme Luciolli, kırmızı tayyörü ile Nermin Berki ve beyaz elbiseli kızı Leylâ Ber- ki hep defiledeydiler. | Emine Aktan acı yeşil bir tayyör giymişti. İstiklâl Paksütte ise bej bir elbise-ceket ta- kım vardı. Defileye gelenler arasında daha birçok kimse vardı. Meselâ Ne- vin Bursalı, Sevim Erkaslan, Nimet Ardıç, Firuze Cimilli, Rezan Tlabar, Gönül Çavuşoğlu, V.S. v.s... Gecen haftanın sonunda, Cumartesi günü, Gaziosmanpaşa mahallesin- de güzel bir evde, CARE'in yeni mü- dürü Mr. Cregger ve eşinin kokteyli vardı. e Davette daha ziyade, Sosyal Hizmetler ve Kızılay mensupları gö- ze çarpıyorlardı. Bu, Kızılayın kong- AKİS/33