SOSYAL HAYAT Flörtlerle tanışma yüzde 33 ora- nında Fakültede, yüzde 40 oranında toplantılarda, yüzde 27 oranında so- kakta ve diğer yerlerde olmaktadır. Gençlerin yüzde 97'si flörtleri ile yal- nız kalabilmekte, bunların yüzde 31'i eve, diğerleri parklara, kırlara ve baş- ka yerlere (gitmektedirler. | Beraber gezmeye çıkıldığında masrafı yüzde 60 erkek ödemekte, bu durum yüzde 23 kıza göre değişmekte, yüzde 10 ya- rıyarıya ve yüzde 5 kız tarafından halledilmektedir. Gençlerin ( ailelerinin yüzde 70'i, çocuklarının flörtlerini (o bilmekte ve hoş görmektedir. Yüzde 30'u muha- fazakârdır, "babam duyar- diye bildirmiş, konuda değişik tutumları (o olduğuna işaret etmiştir. Gençlerin yüzde 33'ü kuralları be- nimsemekte, yüzde 67'si ise bunları tasvip etmemektedir. Kızlarla arada beliren en büyük fark, yüzde 80 ora- nında erkeğin flört için aşkı öngör- Flört için aşkı şart ko- şanlar ancak yüzde 20'yi bulmuştur ki, kızlarda bu yüzde 48'e çıkmakta- dır “Anketlerden anlaşıldığına (o göre, memleketimizde' "harika çocuk" aşk alanında da eksik değildir. 9-10 yaş- sırf kolaylık yüzünden bu işi yıllarca devam ettirdiğini yazmış, bu yaşa dik- kat edilmesini istemiştir. Dokuzar ya- şında iki akraba çocuğu ise, evcilik oynarken, işi bir çeşit cinsel müna- sebete kadar (o vardırdıklarını, bildir- mişlerdir. “Dünyalarımız ayrı" A nkete cevap vermek istemiyen bir "Hukuk oFakülteli gençkiz, AKİS muhabirine şunları söyledi: — Riyakâr olmak istemiyorum, o- nun için flört etmiyorum." Üniversiteli veya liseli olsun, türk kızlarının dünyası, cinsiyetlerinin nor- mal etkileri yanında, toplumumuzun kendisine mahsus değer ve şartları ile şekillenmekte, bu yüzden erkekler- le aralarında bir uçurum açılmakta, dünyaları ayrılmaktadır. . Türkiyede bir kız normal bir eğitim süresinden geçer, bu arada ev işlerini öğrenir ve 18-19 yaşlarından itibaren açıkça veya belli etmeden evleneceği erkeği bek- lemeğe koyulur. (o Açık olarak bekle- mesi liseden sonra evine çekilmesiy- le anlaşılır, fakat Oyüksek öğrenime AKİS/28 devam eden bir gençkızın da çoğu za- man, iyi bir talip çıkınca tahsili ya- rıyolda bıraktığı görülür. Evlenmeyi istikbalini kurtarmak için birinci de- redece hal çaresi (oolarak gören bir gençkızın, evlenme şartlarını hazırla- masından tabii birşey olamıyacağı i- çin de herhangi bir türk kızının ha- reketlerini bu yönden ayarlamasını, toplum, küçük yaştan ona, çeşitli yol- larla telkin etmiştir. Önde gelen şart- lardan biri aranılan eşin saf ve te- yar. Çünkü o erkeğin kendi kızkarde- şi veya evleneceği kız için neler dü- şündüğünü pek iyi bilmektedir. Kısa- cası, birtürlü birbirlerine oldukları gi- lisan biliyorlarsa, bu yüzden yabancı- larla konuşmayı tercih ederler, Bu konuda şöyle bir hikâye var- 6: Birgün kızlar, ruyorlarmış. Birisi içini e grup halinde otu- çekmiş ve D.T.C. Fakültesinde gençler göç yok Kaç, miz olmasıdır. Evleninceye kadar flört etmiyecek veya öyle görünecektir. Bu hal daha ilk buluşmadan itibaren kız- la erkek arasındaki içtenliği bozar meselelere başka (yönlerden (o âdeta başka dünyalardan bakılır. Konuşmak kız için başka şeydir, erkek için baş- ka. Kız, evlenmeyi düşünmese de, ge- ne toplumun önünde kötü kızlar ka- filesine katılmamak, ailesini utandır- mamak, hattâ konuştuğu erkeğin gö- zünde küçülmemek zorunluğunu du- "Yarın dünya batsa acaba ne yapar- dık?" diye sormuş. Kızlar hep birden "Derhal bir erkekle tanışırdık" demiş- ler Doğrudur. Bu hikâye, gençkızların cinsel isteklerini nasıl bastırdıklarını göstermektedir. Cinsel oisteklerin (bastırmak 70- runluğunu duyan Oo gençkızla, daha çok bu isteğini tatmin etmek ama- cıyla konuşan ve bunu da kızlardan saklama (durumunda olan