Gençlik Parkında flört Hududu ne? sığınan, yenilik ihtiyacını taklit kı- yafetlerle gidermeğe çalışan bu genç- ler, kendilerini rahatlattıklarını, bas- kıya paydos dediklerini, o kendilerini anlıyanlar arasında mutlu olduklarını söylüyorlardı. Ucuz şarabın ve şebe- keler tarafından öne sürülen beyaz zehirin bu mutluluğa yardım ettiği, o zaman rivayet hallinde etrafı sar- mış, gençlerin (ogarajlarda ve çeşitli yerlerde, cinsel münasebete kadar git- tikleri ileri sürülmüş ve polis mari- fetiyle işe derhal müdahale edilerek, garaj maceralarına son verilmişti. Ga- raj müdavimlerinden bir küçük kız, kendisine soru sorulduğunda: — Biliyorum, büyükler, anne ve babalar, öğretmenler bizi ayıplıyor- lar ama, bizimle ayni yaşta olanlar bize imreniyorlar. Biz de büyükleri görmeyiz, olur biter" demişti. Gerçi bu olay pek küçük bir grup içinde cereyan etmiş ve etrafında çı- kartılan gürültü bir sabun köpüğü gi- bi sönüp gitmişti ama, sosyologlar, eğitimciler, yazarlar meselenin üze- rine eğilmek lüzumunu duydular. Bu olay, onlara göre, toplumsal bir yara- nın, bir bunalımın varlığına işaretti. Garaj partileri kısa bir zaman son- ra unutuldu, fakat bunları, rezalet- lerle sonuçlanan ev partileri hikâye- leri, seks partileri dedikoduları izledi. Kadeş olayı ve sonrası 1 yılının Mart ayında, patlak ve- ren Kadeş Olayı, çamuru Üniver- site gençliğine de bulaştırdı. Gençler, kiraladıkları Kadeş vapuru ile Çanak- kale şehitlerini ziyarete (gitmişlerdi. Dönüşte bazı taşkınlıklar oldu ve genç- lerin striptiz gösterileri tertipliyerek eğlendikleri, vapurun kıyısında buca- ğında çiftleştikleri haberi değişik si- yasi eğilimlerdeki çevrelerde bir bom- ba gibi patlatıldı, çeşitli! tefsirlere ve söylentilere yol açta. Gerçi bu olay da çok geçmeden su yüzüne çıktı ve Üniversite gençliğinin (o arasına sızan bazı profesyonel genç kadınların taş- kınlıklarda bulundukları, striptize kal- kıştıkları, bu yüzden gençler arasın- da çıkan tartışmanın büyütülerek ba- sına aksettirildiği anlaşıldı ama, bu olay da gençliğin, o birçok meselesini henüz halledememiş olduğunu ve top- lum kuralları ile arasındaki çatışma- yı, etrafında yaratılan gürültü ile da- hi olsa, göstermeye yetiyordu. Kadeş Olayından bir yıl sonra, Mart 1963'te, İzmirde ortaya çıkan Kiralık Kızlar olayı da endişeli bü- yüklerin, gençlik meselelerini ve sö- zü pek çok edilen gençlik eğlencele- rini bambaşka şekillerde yorumlama- larına yol açtı. 30 Mart 1963 tarihli Milliyet gazetesi, İzmirde ortaokul kızlarını fuhşa teşvik eden bir şebe- kenin yakalandığını bildiriyor ve o- kuldan kaçarak, haftanın birkaç gü- nü, tanınmış iş adamlarının yazıha- nelerine giden öğrencilerin marifetle- rini anlatıyordu. Haber, büyük man- şetlerle bütün gazetelerde çıktı. Ger- çi olay doğrudandoğruya bir ticari seks istismarı olayı idi ama, dünyanın SOSYAL HAYAT her yerinde ve devrinde var olmuş olan bu gibi şebekelerin ellerini orta- okullara kadar rahatça uzatabilme- leri, , halledilememiş gençlik mesele- i olabileceğini göstermek bakımından ilginçti ve bu nokta da gençlik meselelerine bağlan- dı Konu ele alınıyor Şen on yıl içinde, memleketimizde patlak veren ve bazen haber, ba- şeklinde, fısıltı gazetesinde dolaştı- rılan, gençlikle ilgili bir takım olay- lar, bütün dünyada olduğu gibi biz- de de büyükleri endişelendirdi ve on- ların nihayet ciddiyetle, gençlik me- in üzerine eğilmelerini sağladı. i büyük günlük gazete, Milliyet ile na. bu konu ile ilgili an- tebdili kıyafet ederek, meşin ceketli- lerin arasına girdi, onların dünyasına nüfuz etmeye çalıştı. Cumhuriyet ga- zetesinin içli yazarı Neyyire Koçer i- se, "dilleri çözen içtenlik ve açık kalplilik" Oo metodunu Oo uygulayarak, gençlere yaklaşmasını bildi ve ortao- kul, lise, üniversite ve hattâ okul dı- şı çeşitli kültürden gelme 40 kadar gençle konuştu, "Gençlerle Aramızda Ne Var?" başlıklı seri yazısını mey- dana getirdi. Dr, İsmet Giritli konu- yu gençlik ve toplum yönünden ince- ledi. Hükümetin talebi üzerine Av- rupa Konseyi tarafından gönderilen uzman O(Mr. Hicter memleketimizde incelemeler yaparak bu konuda ilginç bir rapor verdi. Türk toplumu bugün, hemen bü- tün müesseseleriyle, konunun üzerine eğilmiş bulunmaktadır. Eski kurallar- la yenileri ve bu kuralları değişik yön- lerden ele alan çevreler çarpışmakta, bu karışıklık içinde gençlik, kendi yo- lunu kendi bulmağa (o çalışmaktadır. Gençlik, kendine oOhas düşünceler ve kendine has bir dille (kendine has kıyafetler içinde, kendi kanatlarıyla uçmağa, büyükler tartışırken "yaşa- çalışmaktadır. pst 7 Ocak günü Kavaklıderedeki a- partımandan pıtır pıtır sokağa dö- külen gençler de "yaşamağa" çalışan gençlerdi. e İstanbuldan, bir yabancı okuldan, tatilini geçirmek üzere An- karadaki genç dayısının yanına gelen "S", Ankarada, değişik okullardaki ar- kadaşlarını, dayısının evinde vereceği artiye davet etmiş, muhtelif ortao- kullarla liselere haber uçurulmuş, ço- cuklar ilk gün, dayının da müsaade- AKİS/23