15 Mayıs 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

15 Mayıs 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER «— Görüşmeleri yağlı güreşe benzetebilirsiniz. Her tutmak isteyi- şimizde Fulbright ellerimizden sıyrı- lıverdi» o diyerek ifâde etti. İlk sondaj O gün, Dışişleri Bakanı Feridun Cemal Erkin (amerikalı (o misa- fir şerefine Hariciye © köşkünde bir yemek verdi ve ilk temaslar burada başladı. Yemekten önce aperetifleri- ni alırken bir aralık Senato Dışişleri Komisyonu Başkanı Hıfzı Oğuz Beka- ta ile Fulbright yalnız kalmışlardı. Bekata fırsatı kaçırmayarak sözü derhal Kıbrıs meselesine getirdi. İki politikacı bir köşeye çekilerek uzun uzun konuştular. Daha doğrusu Be- kata konuştu, Fulbright ( dinledi.. Bekata konuşmasını seven bir kim- sedir. Bekata, meselenin milletlerarası münasebetler yönünden çok, olayla- rın Türkiyede yaratmış olduğu tep- kilerden bahsederek : «— İmkânınız olsa da 30 mil- yon türkle konuşsanız ve bu saha- daki bütün düşüncelerimizi toplasa- nız» dedi. Bekata, uzun sözlerini : «— Ümid etmek istiyoruz ki, 30 milyon türkün ve onun gerçek mümessili TBMM nin bu müşterek duygu ve düşüncelerini böylece an- lıyacak ve anlatacaksınız» o diyerek bağladı. Fulbright'in temenni niteliğin- de de olsa bu sözlere bir cevap ver- mesi gerekiyordu. Tedirgin olmuş- casına koltuğunda kıpırdandı, bir süre söyliyeceği kelimeleri düşündü ve tam bir şeyler söylemek üzere ağ- zını açıyordu ki, içeriye Feridun Ce- mil Erkin girdi. İki politikacıyı ye- meğe çağırarak, oFulbright'i (o içinde bulunduğu ( sıkıntılı durumdan kur- tardı! Uzun masada Fulbright ile Bekata karşı karşıya düşmüşlerdi. Senatörün sağında Faize Bekata, Bekatanın sa- ğında ise Mrs. Fulbright oturuyor- lardı. Yemekte daha çok genel ko- nulardan, oSenatörün (o seyahatinden bahsedildi, Yalnız Hıfzı Oğuz Beka- ta, mutlak amerikalı senatörün fikrini öğrenmek istiyordu, önce Mrs. Fulb- right'in nabzını yokladı! Ama hiçbir cevap alamadı. Senatörün eşi politi- kadan hoşlanmadığını, üstelik hiç de ilgilenmediğini ileri sürerek konuyu Amerikaya, yeni dünyanın güzellik- lerine getirdi ve Bekata ailesini evin- AKİS/14 Bekata ve Sükan Aynı ses de memnuniyetle misafir edebileceği- ni söyledi. Hıfzı Oğuz Bekata yılma- mıştı. Bu kez de Fulbright'in yanında oturan eşinden, senatörün, Kıbrıs me- selesi ile ilgili olarak ne düşündüğünü sormasını istedi. Fulbright bu soruya: — Başkan Johnson ve Kongre ko- nuyla yakından ilgilenmektedir" diye- rek cevap verdi. Yemekten sonra, Bekata ile Mil- let Meclisi Dışişleri Komisyonu Baş- kanı Nihat OErim başbaşa vererek Fulbright'i bir kere de TBMM deki parti gruplarıyla temas ettirmeyi dü- şündüler. Böylece Adadaki olaylarla ilgili olarak türk halkoyundaki reak- siyon daha net bir şekilde aksettiril- miş olacaktı. Fikir, Hükümet tarafın- dan da yerinde görüldü. oBekata ve Erim görüşmenin hazırlıklarını yap- mak üzere Köşkten ayrıldılar. Türk Milletinin sesi Şenatör Fülbright'in TBMM deki si- yasi parti grup temsilcileriyle yap- tığı görüşme bir gerçeği göstermek ba- kımından son derece faydalı oldu. Ge- rek iktidar partisi ve gerekse muhale- fet partilerinin sözcüleri, iç çekişme- ler ne olursa olsun dış meselelerde 30 milyon türkün omuz omuza olduğunu ve bu dâvada türk milletinin, ırkdaş- larının haklarını korumak üzere ka- rarlı bulunduğunu söylediler. Parlamento binasının ikinci katın- da, Millet Meclisi Dışişleri Komisyo- nu odasında yapılan toplantıya Fulb- right, yanında yardımcıları (o Gordon King ve Pat Holt ile ABD Ankara Büyük Elçisi Raymond A. Hare ol- duğu halde gelmişti. CHP'yi Hıfzı Oğuz Bekata, Nihat Erim, Turhan Feyzioglu, Selim Sar- per ve Cihat Baban, AP'yi Faruk Sükan, Fethi Tevetoğlu, Erol Akçal, Saim Sarıgöllü, YTP'yi Mahmut Vu- ral, MP'yi İsmail Hakkı Akdoğan, Ta- bii Senatörler grubunu da Ahmet Yıl- dız ile Selâhattin Özgür temsil edi- yorlardı. Görüşmeler saat tam 19 da başla- dı ve ilk sözü Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu adına Selim Sarper aldı. Sarper, söze Kıbrıs olaylarının ge- lişimini anlatmakla başladı. Türkiye- Yunanistan münasebetlerinden, o Yu- nanistan Başbakanının (o tutumundan yakındı. Hükümetin isteklerinin, türk milletinin temayülünün "asgari ifa- desi" olduğunu söyledi. Selim Sarper daha sonra, Türkiyenin, Ege Deni- zinde adalarının olmadığını ve hür dünya ile ancak güneyden temas ku- rabileceğini ifade ederek, Kıbrıstaki komünist tehlikesine işaret etti. Sarper son olarak : "— Taksim en iyi ve kesin hal ça- resi olmakla beraber, Eeee ka- bul edebileceği son Çözüm yolu fede- rasyondur" dedi. Sarperden sonra söz alan muha-

Bu sayıdan diğer sayfalar: