YURTTA OLUP BİTENLER Başbakan İnönü Mecliste konuşuyor Kendi yağımızla kavrulmaya İfade edilmesiyle başladı. Bu şikâyet sözü - İnönü, batılı müttefiklerimizin Kıbrıs konusunda gösterdikleri anla- yışsızlıktan yakınıyordu- sanki Sov- yet Rusyanın Ankaradaki (o hareketli Büyük Elçisi için bir işaret yerine geçti. İnönünün "Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de bu dünyada yerini alır" sözlerinin akisleri henüz kulaklarday- ken, Rusyanın Ankara Büyük Elçili- ğinden, Dışişleri Bakanlığı (o Protokol Dairesine müracaat edildi ve Büyük Elçi Rijof için Sanayi Bakanı Muam- mer Ertenle görüşmek üzere bir ran- devu temin edilmesi istendi. Dışişleri Bakanlığının Protokol Da- iresi Sovyet Büyük Elçiliğinin bu çe- şit taleplerine yabancı değildir. Ri- jofun bir merakı, devlet ve hükümet kademelerinde yüksek mevki işgal e- denlere ziyaretler yapmak, onlara "lâf arasında" Rusyanın kudret ve haşmetini anlatmaktır. Sovyet Büyük Elçisinin bu çeşit bir ziyaret yapma- dığı pek az Bakan vardır. Hattâ bir ara Dışişlerinden kendisine, söylene- cek bir şeyi varsa bunu Dışişleri Ba- kanına veya Genel Sekretere söyle- mesinin daha iyi olacağı çıtlatılmış- lar. Rijof aslında oOBakan seviyesiyle de yetinmemekte ve fırsat bulsa Baş- bakanı da çat kapı ziyaret etmek is- temektedir. AKİS/6 doğru Sovyet Büyük Bakanına görüşme Dışişleri Bakanlığı Elçisinin arzusunu Sanayi bildirdi ve 15 Nisan sabahı, günü olarak tesbit edildi. Lâf lâfı açar.. 0 sabah Rijof tam randevu saatinde Sanayi Bakanlığının camlı kapı- sından içeri girdi. Yanında Ticaret Â- taşesi Kurmasenko ile tercüman ata- şe Leonid Manjossin vardı. Bakan- lığın ikinci katındaki Ertenin geniş makam odasında karşılıklı kahveler i- çilirken tatlı tatlı (o gelecekteki rus- türk ticaret münasebetlerinden, bu- nun geliştirilmesi için yapılması gere- ken anlaşmalardan bahsedildi. Rijof ilk nezaket (o cümlelerinden sonra hemen konuya girmiş. Rusyanın tekliflerini sıralamaya başlamıştı. Bir buçuk saat kadar devam eden görüş- menin ilk 45 dakikası daha çok Rijo- fan konuşmasıyla geçti. Büyük Elçi söze türk-rus ticaret münasebetlerini geliştirebilecek tedbirleri osıralamakla başladı. e Türkiyenin dış ülkelere sat- makta güçlük çektiği pek çok mahsu- lün kendileri tarafından satın alına- bileceğini, buna karşılık Rusyanın da Türkiyenin ihtiyacı bulunan o sanayi kollarında çok ileri olduğunu anlattı Böylece, Türkiyeden alınacak mahsu- le karşı Rusyanın makine verebilece- ğini söyledi. Türkiyenin girmiş oldu- ğu plânlı kalkınma hareketine destek olabilmek üzere Rusyanın son derece müsait şartlarla geniş çapta kredi yardımına (o hazır bulunduğunu ve bunların özellikle uzun vade ve dü- şük faizli sanayi kredileri (olduğunu da açıkladı. Rijof, 1935 - 1937 yılları arasında ruslar tarafından inşa olunan Kayse- ri ve Nazilli fabrikalarını örnek gös- tererek, Türkiyenin, Rusyanın yardı- mıyla kısa zamanda sanayileşebilece- ğini ileri sürdü. Bu arada Muammer Erten gülüm- seyerek Büyük Elçiyi dinliyor, arada sorduğu soruları kısa cümlelerle ce- vaplandırıyordu. Bu konuda kendi düşüncelerini söylemek sırası nihayet geldiğinde Muammer Erten böyle bir konuda her Bakanın Oo söyleyebileceği şeyleri tekrar etti: " — Tekliflerinizin bakanlığıma ta- allâk eden taraflarını tetkik edeceğim. Bu konuşmalardan, Rusyanın, Türki- ye ile sıkı ticari münasebetler tesis etmek istediğini anlıyorum." Ya, Kıbrıs ne buyrulur? govyet Büyük Elçisi Bakanın bu söz- lerinden memnun kaldı. Muammer Erten Türkiyenin Sovyetlerle iyi mü nasebetlerini her sahada genişletmek- ten, memnun, kalacağını ilâve etti. Bu Rijofu daha da memnun etti. Ancak Erten şöyle devam etti: "— Fakat milletlerarası omünase- betlerin her sahasında karşılıklı an- maktadır. Oysa son Kıbrıs olayları sırasında, OoRusyanın tutumu r halkoyunda oOhoş karşılanmamıştır. bizi üzmektedir ve ticari u tu Z münasebetlerimizle de yakından ilgi- lidir." Ertenin böyle bir çıkış yapacağını ne Büyükelçi ve ne de yardımcıları tahmin ediyorlardı. o Nitekim (o Rijof Türkiyede ünün konusu olduğunu gayet iyi bildiği Kıbrıs Meselesinden tek kelimeyle odahi obahsetmemişti Bakanın son sözlerinden sonra odada kısa bir sessizlik oldu. Kendini önce toparlayan gene Rijof oldu. o Büyük Elçi hiç renk vermeden, büyük bir piş- kinlikle derhal konuyu (değiştirmek istedi ve Rusyanın teknik alanda son aylarda elde ettiği gelişmeleri sırala- maya koyuldu. Suni peyklerden, ro- ketlerden, havada hareket edebilen is- tasyonlardan söz açtı. Ankarada Ri- jofla konuşan herkes Büyük Elçinin bir bunları, bir de memleketinin muh- telif sahalardaki rakamlarını ateşi gibi sıraladığını bilir. Erten Sa-