Kazaklar Trabzonda Ama unutulmamalıdır ki o tarihte Venizelos ikti- dardan düşmüştü ve halefleri, kendisinin iddiasına göre kendisi kadar becerikli değildi. Yoksa, türklerin aleyhi- ne çevirmek için Venizelosun propaganda mekanizması sosyalist çevreleri ihmâl etmemiştir ve doğrusu istenilir- se bugünkü yunan komünist partisinin temelleri o sıra- da, bu yüzden atılmıştır. Sosyalist yaratılıyor e yi dışındaki nüfuzlu sosyalist çev- releri anc unanlı sosyalistler a tesir altında bala bini görmüş ve bunun için önce, is- tediği gibi yunanlı sosyalistlerin yaratılması gerektiğini anlamıştır. Bu sosyalistlerin enternasyonalist değil, mil- liyetçi olması lazımdır. Sonra dışarıya gidip, Yunaais- tanda işçilerin istismar edildiğini (osöylememeleri gerek- mektedir. Bundan başka, yunan hükümetinin toprak taleplerini desteklemezdirler. Bir de, müttefik memle- ketler sosyalistleriyle düşman memleketler (o sosyalistle- rini bir araya getirecek bir milletlerarası toplantıyı ne tertiplemeliler, ne de buna katılmalıdırlar. Venizelosun burada korktuğu Türkiye değil, Bulgaristandır ve Büyük Yunanistanı kurmak için Bulgaristandan da (Venizelos toprak istemektedir. Kurnaz giritli böyle sosyalist bulamadı ama, bir ta- kım kongrelere bir takım kimseleri sosyalist adı altında göndermekten çekinmedi. Bir "Müttefiklerarası işçi ve sosyalist kongresi" 20-24 Şubat 1918'de Londrada toplandı. Yunanistan adına, daha doğrusu "Atina ve Pire işçileri (omerkez komite- leri delegesi" olarak, ismini bu tefrikada daha önce gör- düğümüz bir ücretli yunan propagandacısı, John Mav- rokordato bu toplantıya katılmakta bir mahzur görmedi. Mavrokordato İngilteredeki meşhur Fabian Society'nin bir mensubuydu. Onun için sosyalist görüşleri son dere- AKİS 18/50 ce mutedil ve antimarksist idi. Toplantı bittikten sonra Venizelos Yunanistanda üç "sahici sosyalist" bulup Londraya göndermeye o muvaf- fak oldu. Bunların isimleri Apostol Polizopulos, Yorgi Aleksiyadis ve Platon Drakulisti. Ancak bu sırada bir aksilik oldu. Gene üç kişilik bir başka yunan sosyalist heyeti Londraya çikageldi. Bunlar Venizolosun adamları değildi. Ama Selanik Federasyonunun temsilcileriydi ve Enternasyonal Sosyalist Bürosu sosyalist diye sadece bu federasyonu tanıyordu. İkinci heyet birinciyi sahtekârlıkla itham etti. Bun- lar hiç bir şeyi temsil etmiyorlardı. Asıl sosyalistler ken- dileriydi. Aradaki kavga uzun sürdü ve eğlenceli o oldu. Londradaki yunan elçisi bir hal çaresi bulmak için çok çırpındı. Bir başka sahtekârlık düşünüldü ve altı delege- nin "Birleşik Sosyalist Parti" nin temsilcileri olarak tak- dimine çalışıldı. Fakat bu da olmadı. İngiliz sosyalistle- ri bir defa pirelenmişlerdi. Buna rağmen, o bunlar bir yandan kendi aralarında çarpışırlarken Venizelosun a- damları olan birinci grup kendisine vazife olarak veri- len propaganda çalışmalarını ihmâl etmedi. Bunlar faa- liyetleri hakkında Yunanistan (Dışişleri Bakanı Politise muntazam raporlar gönderdiler ve yunan talepleri karşı- sında ingiliz sosyalist çevrelerinin durumunu belirttiler. Hatta bunlar o tarihlerde toplanmakta olan başka sos- yalist kongrelere telgraflar bile gönderdiler ye (o türkle- rin Anadoluda rumlara yaptıklarını iddia ettikleri ome- zalimden dert yandılar! Ancak daha sonra, foyaları meydana çıkıp ta ingiliz sosyalistleri kendilerinden oyüz çevirince bir tanesi istifa etti, diğerleri tesirlerini okay- bettiler. Çare aranılıyor B- fiyasko üzerine, o tarihlerde Londrada bulunan bir yunan Bakana, Venizelosa bu muazzam propaganda makinesini kurma aklını verenlerden Mihalakopulos Baş bakana bir telgraf çekerek tekrar akıl öğretti. Şifreli gönderilmiş bu telgrafında Mihalakopulosun söylediği şu- "Londra, 21 Haziran 1918. Her tarafta, ilgisiz kala- dar önemli rol oynayan işçi partileriyle temas kurmanın lüzumuna inanmış bulunuyorsunuz. Fa- kat buraya gelen yunan işçi ve sosyalist temsilciler sade- şekküllerinin o katılacakları büyük bir kongre toplamak lâzımdır. Bu kongre alman, türk ve bulgar militarizmi ile diktatörlüğü ezilinceye kadar harbin devamı lenin- de şaşaalı bir karar almalıdır. Bizzat benim geçirdiğim bir kanuna nazaran sendi- kalar statülerini ve idarecilerinin isimlerini hükümete bildirmek zorundadırlar. Bu bakımdan emniyetli ve be- cerikli kimselerin seçilmesi zor olmayacaktır. Bunlar bir araya gelirler, (sendikalarının mensuplarının mikta- rıyla mütenasip olarak temsilciler seçerler. Bu temsil- ciler Atinada toplanırlar, onlar da yunan işçilerinin ar- zularına tercüman olarak bir başkan, bir sekreter (ve üç üye seçerler. Bu komite dünyanın dört bir tarafında sosyalistlerin (o tertipledikleri kongrelere yunan temsilci- leri olarak katılırlar, onlarla temas ederler, mektuplaşır- lar. Sanırım milletlerarası hareketi bu şekilde takip ede- biliriz." Londrada ikinci bir "Müttefiklerarası işçi ve sosya-