YURTTA OLUP BİTENLER valadığını, kaçmaları oüzerine de bir defa ikaz mahiyetinde havaya, bir de- fa yere, üç defa da hedefe olmak üze- re beş el ateş ettiğini söylüyor, meç- hul şahısların üçbuçuk metre yüksek- likteki duvardan atlıyarak kaçtıkları- nı anlatıyordu. Derhal tahkikat açıl- dı. Deneme olarak erin gösterdiği du- vardan bir adam atlattırıldı ve gö- rüldü ki - toprak da ıslak olduğun- dan- böyle bir durumda duvarın di- binde çok derin ayak izlerinin mev- cut bulunması gerekmektedir. o Hal- buki erin bahsettiği oadamların ayak izlerine hiç bir şeklide tesadüf edil- memişti. Bu olay hakkında tahkikatı yürüten Emniyet sorumlularından bi- ibat eri, tabancası n sorumluluktan kurtulmak için böyle bir, hikâye dü- zenlemiş olacak" şeklindedir. Son hadise, e pazar günü Şube istihbara- tında oturan damla kendini yorgun hisediyordu. Saat 17.25'te çalan te- lefonun zilini adeta beyninde duydu. Bıkkın bir tavırla cihazı kaldırdı ve şu cümle ile karşılaştı: "— İnönüye Operada suikast yapı- lacak... Komiser hiç, ama hiç yapmaması gereken şeyi yaptı: Şaşırdı! —o Kimin, nereden telefon ettiğini tespit ettir- mesi gerektiğini falan unuttu ve ci- hazı kapatıverdi. - Burada ilginç bir gerçek daha ortaya çıkmıştır. Emni- yet makamları, İnönünün o gece O- peraya gideceğini obilmemekteydiler. Bilmiyenler bilenlere - askeri Emni- yet makamlarına - haber Oo verdiler. Emniyet tedbirleri alındı ve bundan önceki olaylardaki gibi o akşam Ope- rada şüpheli en ufak bir şey cereyan etmedi. Sorumlulardan biri Emniyet Genel Müdürü Ahmet De- mir, haftanın başında pazartesi günü, bu söylentilerin içyüzünü me- rak ettiği için kendisiyle görüşmek is- teyen AKİS muhabirine: ” — Bugünlerde moda, bu" diyerek söze başladı, sonra şöye devam etti. "— İnönünün şahsına müteveccih bir suikast o teşebbüsü yoktur. o Razı kimseler Oo maksatlı olarak -heyecan yaratmak amacı ile - öteye beriye te- lefon etmektedirler. o Bunlar bir ih- barda bulunacak iseler (o hüviyetlerini açık olarak bildirmeleri lâzımgelir. Ya- da gerçekten kötüniyetli kimse bu ni- yetini ihbar etmez... Devlet büyük- lerine ve Başbakana karşı yapılacak AKİS/16 Sabri Koçak "Kim vurduya gidecek!” hareketlere meydan verilmiyecek se- kide emniyet tedbirleri alınmıştır." Olayları başlangıcından itibaren i- zah eden Genel Müdür, devlet büyük- lerini ve Başbakanı korumakta güç- lük çekilmediğini, ancak bu konuda esas yetkinin kimde olduğunun kesin olarak bilinmemesinin mahzur olarak ortada bulunduğunu söyledi. o Demek ki Demir, bir gerçeğin farkına var- mıştı. Sıkı Yönetim, Merkez Kumandan- lığı, Emniyet ve Jandarmanın kendi- lerini oObu işle sorumlu saymalarının sonucu olarak gariplikler devam et- mektedir. (Meselâ İnönünün Opera- ya gideceğinden Polisin haberi olma- makta veya İnönüyü Operaya götür- mek için Köşke giden Merkez Ku- mandanı, kendisinden önce Emniyet Genel Müdürünün geldiğini ve Baş bakanın Operaya gitmekten vazgeç- tiğini bilmemektedir. Mesut Buna adında bir kimsenin elinde tabanca ile Başbakanlık mer- divenlerine kadar o sokulmasının tek sebebi bu keşmekeştir. Kimse sorum- luluğunun ne olduğunu bilmediği için buna tam olarak sahip çıkamamakta- dır. Genel Müdür konuda şöyle dedi: "— Aslında, şimdiye okadar işle- memiş olmakla (oberaber bir Devlet Büyüklerini Koruma (o Talimatnamesi vardır. Buna göre Devlet Büyüklerini ve Başbakanı koruma işinden doğru- dan doğruya ve sadece Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı Koruma Âmirliği sorumludur. Ben bu koruma amirli- ğini kurdum. Şimdi yetkinin kesin o- larak kimde olduğunun teyidini iste- dim. Bu yetkinin Koruma Amirliğin- de olduğu teyid edilirse, karışıklık or- tadan kalkacaktır." Ahmet Demir bu Ahmet Demir, "kendi adamları"- nın kaliteli kimseler olduklarını ve bu işi bildiklerini söylemektedir. cak poliste, dünyanın başka tarafla- rında, meselâ A sada -yani Başkanın, şahsiyeti itiba- riyle çok önemli olduğu iki mem- lekette - bu işe memur edilen kim- selerin kıratında oOadam olduğu son derece şüphelidir. Bu şahısların çok iyi atıcı olması, insan fizyonomisinden anlaması, sağlam yapılı bulunması, nezaket ile tesirliliği bir arada yü- rütmesi; bir komando mensubu kadar atik davranabilmesi lâzımdır. Hal- buki poliste, memurlar nişan talimi için yılda üç mermi yakmak hakkına sahiptirler! Bu bakımdan, iyi bir e- kibin askeri oOemniyet kadrolarından kurulabilmesi ve bunun bir müessese haline getirilebilmesi daha iyi bir fi- kir olarak belirmektedir. Buna mu- kabil modern vasıtalar bakımından polis daha elverişli vaziyettedir. Müsteşarın görevi Bu durum bu hafta, nihayet Başba- kanlıkta ele alındı. Aslına bakılır- sa keşmekeşin asıl sebebi, İnönünün bu konudaki şaşılacak umursamazlığı- dır. İnönü son hadiseler kendisine an- latıldığında güldü ve şöyle dedi: " an bir kere kendisini buna İns kaptırdı mı, ei her duvarın üstün- bildirildiğinde "Aman, başka işiniz mi yok?" cevabını verdi. Buna rağmen Başbakanlık Müste- şarı Haldun Derin koruma işini en tesirli hâle sokmak görevini yüklendi ve duruma el koydu. Kennedy'ye ya- pılan süikastten beri odünyanın dört bir tarafında moda olan "suikast ih- barcılığı"nın bizdeki meraklıları, bu tatlı eğlencelerinin tehlikeli hale gel- diğini göreceğe benzemektedirler.