mişti. Ayrıca, rakip hiziplerden hiçbi- ri "hakkı olan Belediye (Başkanlığını göz göre göre kaybetti. CHP nin bir oyununa kurban gittik. Şimdi seçilsin, bakın, bunun acısını nasıl kat be kat çıkartacaktır" teraneleri- nin önünde pek ses çıkarmak isteme- di. Her ne kadar bu arada "iyi ama birader, bu bizim değil, onun kabahati! Vaktinde görevinden istifa etseydi bu işler başına gelmezdi" gibi birkaç çat- lak ses duyuldu ise de, oEroğancılar bu çatlak sesleri daha tiz perdeden set lerle bastırmasını o becerdiler. o Pazar günü yapılan aday o yoklamalarında teşkilat, bu yoldan olsun Genel Mer- keze sesini iyiden iyiye oduyurmasını becerdi. CHP listesi ıstanbul, CHP için herşeyden önce bir prestij obölgesidir ve ne paha- sına olursa olsun, bu bölgede, CHP AP ile başabaş gelmek istemektedir. Fakat, yoklamaları kazananlar içinde CHP nin en çok oy toplayacağı bölge olan Anadolu yakasındaki (o aydınlar için, listede güvenle belbağlanacak ye ni adlar yoktur. Çokluk, milletvekilli- ğinde veya partinin başka kademele- rinde denenmiş kişiler - Fehmi Atanç Mebrure Aksoley, Ekrem Özden - tem cit pilâvı gibi yeniden ısıtılıp ısıtılıp seçmenin önüne sürülmekte ve bun- lara oy istenmektedir. CHP., AP nin eski askeri Tekin Arıburnuna karşı iki askerle - emekli kurmay albay Cemal Yıldırım ve emekli amiral Şe- ref Karapınar - çıkmaktadır. Her iki partinin de adayları arasında avukat lar çoğunluktadır. P ye nazaran daha uysal ve Genel Merkezin sözünü her zaman dinler bir teşkilât olan CHP İstanbul İl teşkilâtı Senato aday yoklamaları sırasında bü yük çekişmeler göstermemiş ve omü- cadele çok kısa süre suyun altında ce- reyan etmiş ve hemen son bulmuştur. Geriye kalan küçük partilere ge- lince... İl merkezi hacizli ve hâlâ mü hürlü bulunan YTP, İstanbulda Sena- to seçimlerine girmekten o vazgeçmiş- tir. AP ve CHP nin 26 ilde seçime ka tılmalarına karşılık, bir vakitlerin bi rinci küçük partisi YIP. ancak 10 il- de, Bölükbaşının partisi ise 7 ilde CKMP de - daha kararını vermemiş tir - şimdilik yalnızca İstanbulda se- çimlere katılacaklardır. TİP ise, yal nızca İstanbulda katılacakların dör düncüsüdür Fakir ve işçi kitlelerinin toplu bir halde bulundukları (o Taşlı- tarla -yeni adıyla Gaziosman Paşa ve Zeytinburnu ile Gültepe semtlerin- de icra-i politika edecek olan TİP eski senatörü Esat Çağanın dışında po- litikacı olmaktan çok yazar olarak Ekrem Özden Milâdi bir isim tanınmış iki yeni pehlivanım, roman- cı Kemal Bilbaşar ile Samim Kocagö zü güreş alanına sürmektedir. Kıbrıs Korkak kahramanlar yrdan onbeş gün kadar önce büyük bir dehşetle obaşladığı (o bildirilen Saint Hilarion saldırısı, geride bırak- tığımız hafta, bir patlamış balon gibi sönüp gitti. İşe girişirken kaleyi üç günde ellerine geçireceklerini bağıra çağıra bütün dünyaya duyurmaya ça- lışan rum dostlarımız, kaledeki türk mücahitlerinin çetin mukavemetiyle karşılaşınca, onlardan mümkün mer- tebe uzaktaki hatlara sığınıp kalmak- tan başka çıkar yol göremediler. Bu bakımdan, geride bıraktığımız hafta içinde Saint Hilarion civarında birkaç el silâh sesinden başka hiçbir gürültü duyulmadı. Fakat bizim tatlısu kah- ramanları gene de kabadayılığa leke sürdürmemek için çeşitli tevillere sap- tlar. Saint Hilarion saldırısına, gi- riştikleri hareket başarıya ulaştığı i- çin son verdiklerini (o ileri sürdüler Hattâ, saldırıyı yönettiği söylenen pa la bıyıklı Psimolofidis, saldırıya, ka- leyi istedikleri zaman alabileceklerini anladıkları için son verdiklerini söy leyecek kadar gülünç olmaktan çe- kinmedi. İşin aslına bakılırsa, kaleye saldı ran rumlar, daha ilk günden başlaya- rak, yiyemeyecekleri kadar büyük bu lokma yutmaya çalıştıklarını anlamış- YURTTA OLUP BİTENLER lardı. Kaleye yaptıkları (oOher hamle türkler tarafından kolaylıkla geri püs- kürtülüyordu. Tabii, bu arada, ölen rumların sayısı da gittikçe kabarıyor- du. Fakat rumlar verdikleri ölü sa- yısını büyük bir titizlikle gizliyorlar, kamu oyuna duyurmaktan çekiniyor- lardı. Akılları sıra, o saldırıda (oOölen rumların sayısı gizli kalırsa ada rum- larının morali bozulmayacaktı! Hal- buki rum saldırılarının Oo başarısızlığı bütün Adada çoktaan duyulmuş, o- gulları geri dönmeyen rum analar çoktaan yas tutmaya başlamışlardı. Bugün kesin olarak bilinen, hadi- selerin başlangıcından beri (oAdadaki ölü ve yaralı sayısının ltürke muka- bil 3 yunanlı olduğudur. Bizim kayıp- larımızın çoğunu Okadın ve çocuklar teşkil etmektedir. Geç kalan teşebbüsler gani Hilarion kalesindeki bir avuç türkün canını dişine takarak yap- tığı bu başarılı savunma, bütün dün- yada, bu arada Birleşmiş Milletlerin ilgili çevrelerinde, oo zamana kadar gerçeklere sıkısıkıya kapalı gözleri bi- raz da olsa araladı. Hâttâ Adadaki ma- vi berelilerin kumandanı hintli Gene- ral Gyani bile bu saldırı (o karşısında hiddete gelerek (o Makariosa sert bir mektup yolladı ve saldırıya (derhal son verilmezse Birleşmiş Milletler kuvvetinin duruma karışmak zorunda kalacağını bildirdi. Doğrusu bu, bir ay- dır Adada yan gelip yatmaktan başka bir işe yaramayan Barış Kuvveti için büyük bir fedakârlık olacaktı! Saint Hilarion kalesindeki başarılı savunmanın ikinci etkisi de, Birleş- miş Milletlerin öyle olur olmaz hare- kete geçmeyen Genel Sekreteri U Thant'da görüldü. Fransız devlet a- damlarıyla görüşmeler yapmak üzere Pariste bulunan U Thant, fransız dip- lomatik muhabirlerinin verdiği bir öğ- le yemeğinde yaptığı konuşmada Kıb- rıstaki (Ooher iki topluluk liderlerini ılımlı ve sağduyulu olmaya çağırdığı gibi, hafta ortasında Güvenlik Kon- seyine sunduğu bir raporda, Adadaki durumu düzeltmek amacıyla bazı ö- nermelerde bulundu. Bunların arasın- da halen türklerin deneti altında bu- lunan Girne-Lefkoşe yolu da dahil bütün yollarda gidiş geliş hürlüğünün kurulması, Lefkoşeden başlamak şar- tıyla Kıbrıstaki bütün müstahkem yer- lerin boşaltılmasının sağlanması, A- nayasa çerçevesinde kurulup silâhlan- dırılmış asker, polis ve jandarmala- rın dışında bütün sivillerin silahsız- landırılması yolundaki önermeler de vardı. Bunlara ek olarak, Genel Sek- reter, Kıbrıs polisinin ikiye ayrılmış AKİS/13