dili argo ile karıştırdığından ve mi- zahi şekilde uydurulan Oo bazı sözde türkçe kelimenin arı dile karşı za- man zaman tepki yarattığından şikâ- yet etti. Halbuki gerçek arı dilde hiç- bir aşırı ve uydurma kelime yoktur. Nesillerin birbirlerini Oo anlamadıkları da doğru değildir. Eskiden ağdalı a- rapça ve farsça kullanılırken, mille- tin büyük çoğunluğu (o azınlığını ger- çekten anlıyamazdı. Bilimsel terimle- re gelince, bunları anlamak için el- bette ki öğrenmek lâzımdır. o Terim Kolu Başkanı, bununla ilgili (oolarak eski bilimsel terimlerle arı türkçele- rini karşılaştırarak okudu. Herkes ye- nileri anlıyordu. Çünkü çoğunu, bil- meden bile, dil anlamı içinde çözmek mümkün oluyordu. Halbuki arapçala- rını anlamadan Oo ezberlemek gereki- yordu Üniversiteli kadınlar, Kurum bi- nasından, bir hayli geç vakit - açık o- uu bir türlü bırakamamışlardı, büyük bir huzur içinde ayrıldılar. Sergiler Dekorasyonda sanat Gi Sanatların yalnız resimle de- , tahta ve taşla, çeşitli malzeme ie ev dekorasyonu içine girdiği, onu kullanılır o eşyalarla da zenginleştir- diği bir devirde Fureyanın Galeri Mi- larda açtığı seramik sergisi ankaralı- lara, evlerini güzelleştirmek konusun- da, yeni imkanlar sağladı ve ilhamlar verdi. Çok çeşitli seramik panolar, palet şeklinde parçalar ve şâhâne vitraylar yanında seramik çay masaları, tabla- lar, kibrit kutusu mahfazaları, hane için kağıtlıklar, (o sanatı herkesin elinin ulaşabileceği bir yere kadar getirmişti. Bu küçük parçalar, güzel oldukları kadar da ucuz şeyler- di. (İlâncılık — 41) — 934 SOSYAL HAYAT Seramik vitraylara gelince, lar ankaralıları gerçekten (o büyüledi. Son cereyanlara (ogöre böyle renkli vitraylar evin bir penceresine, tüm veya daha küçük bir parça halinde yerleştirilmekte ve gün ışığı ile mü- temadiyen değişik (o renkler aksettir- mektedir bun- AKİS/31