YURTTA OLUP BİTENLER tığı ve ruhani rolünün yanına bir de cişmani rol kattığı, Ortodoksların öteki dünyadaki liderliğinden gayrı bu dün- yadaki sevk ve idaresi konusunda da söz Sahibi olduğu gözden kaçmamıştır. Kütle halinde Oy vermek suretiyle memleketin en çok temsilci çıkaran bölgesinde gerçek kuvvetiyle hiç oran- tılı olmayan bir tesir kazanması bu ekalliyeti ve onun başındaki Patrikha- neyi bazı hayâllere itmiş görünmekte- dir. Bugün milletin Hükümetin arka- sında sımsıkı mevki almış olması, bü- tü yıllardır gözden kaçmamış, ama infialin içe akıtmış bulunduğunu ispat etmektedir. Hükümet milletin ve umumi efkâ- rn bir kuvvetli temayülünü dile ge- tirmiş bulunmaktadır. e Yunanlılarla bir mücadelenin en hararetli günleri- ni hafızalarda tekrar belirten 23 Ni- sanın bu yıl ayrı bir sembol mânası taşıması bu yüzdendir. Kıbrıs Dikensiz gül (Kapaktaki o Ada) u hafta Pazar günü, vaktin öğ- leyi geçip saatlerin ikiyi buldu- gu sırada Başbakanlıkta olağanüs- tü bir kabine toplantısı sona erdi. Bir gün sonra ei Bakanı Fe- ridun Cemal Erkin Washington'a gidecekti. Seyahat sebebi, CENTO- nnn mutad Bakanlar Konseyi top- lantısıydı. - Toplantıda Kıbrıs işi enine boyuna görüşülecekti. Ama asıl, Dışişleri Bakanı Amerikalı yetkililerle kesin Oomahiyette görüş- meler yapacaktı ve bu görüşmeler- en en önemlisi Beyaz Sarayda ce- reyan edecekti. (o Amerikanın Anka- radaki Büyük Elçisi, itidalli Ray- mond Hare de bu temaslara katıl- mak üzere oOmemleketine gitmek- teydi. O gün Kabinede, mesele bütün NEM görüşüldü. Son durum celendi. Hadiselerin varmış oldu- gu nokta ve açıklanan yunan emel- leri gözden geçirildi. Bu arada Dış- işleri Bakanı dışarıyla ilgili bilgile- ri verdi. o Memleketin iç vaziiyeti, umumi efkârın ruh haleti, milletin belli olan temayülü ortaya serildi. Başbakan İnönü bir gece önce evin- de Genel Kurmay Başkanı Orgene- ral Cevdet Sunayla Ouzun bir gö- rüşme yapmış, askeri konularda ma- lümat almıştı. Sunay da CENTO'- nun Genel Kurmay Başkanları top- lantısına katılmak üzere Washing- tona gidiyordu. O da amerikalı ko- mutanlarla görüşecekti. Hükümet, bu temaslarda takı- nacağı tutum hakkında (Dışişleri Bakanına gerekli direktifi verdi. Türkiye (oOEnosisi kabul ediyordu. Hatta, Enosisteen başka bir şeyi kabul etmemeye Oo kesin kararlıydı. bu, o yunanlıların istediği gibi tek taraflı bir Enosis olmayacaktı. iki taraflı bir Enosisle (Kıbrıs dâva- sı kati olarak ve bütün bir istikbal için halledilecekti. (Adada, Türkiye ile Yunanistan arasında yeni bir hudut teessüs edecekti. Bu hududu, gerekirse Türk Si- lâhlı Kuvvetleri yürürlükteki anlaş- maların bize tanıdığı münakaşa kal- dırmayan hakları kullanarak sağla- yacaktı. Madem ki Anayasa yürü- tülmeyecekti, o halde her şey 1960 Andlaşmalarının imzalanmasından önceki duruma dönüyordu: Türkiye Başbakan İnönü, Erkin ve Satır arabulucu Tuomioja ile Yolumuz Taksimden geçiyor. AKİS/8