Günlerin getirdiği Yurttan Akisler Adalet — Sakıt Cumhurbaşkanı Celâl Bayarın Has- talık sebebiyle cezaevinden muvakkat olarak çıkarılışına bir imparatorun dönüşü havasını vermek isteyenler 22,23,24 Mart 1963 tarihlerinde gençlik Ve zinde kuvvetlerden ye- dikleri tokattan başka, bu haftanın ilk günü Türk Ada- leti önünde de hüsrana uğradılar. AP. Genel Merkez bi- nasının tahribi olaylarında emniyet kuvvetlerinin gerekli 'tedbirleri almadıkları iddiasile Genel Başkan Ragıp Gü- müşpala tarafından Adalet Bakanlığı aleyhine açılan 18 bin 74 liralık tazminat davası, Danıştay Sekizinci Dai- resi tarafından reddedildi. Pazartesi günü yapılan murafaada AP nin vekili olarak Cevat Önder ile bir maliye, iki de Adalet Bakanlığı avu- katı hasır bulundu. Adalet Bakanlığının mütevazı görünüşlü bir avukatı, iddialara, çok ilginç bir savunma ile cevap verdi ve şöyle dedi: "—bBu hâdiseler, Adalet Partisinin kışkırtması neti- cesinde meydana gelmiştir. Evinde tedavi edilmesi kaydı ile altı ay süreli olarak Kayseri Cezaevinden tahliye edi- len sakıt Cumhurbaşkanı Celâl Bayarla hiç ilgileri olma- dığı halde AP'liler gövde gösterisi yapmışlardır; AP. ru- muzlu flamalar çıkartmışlar, bu arada AP'li senatör ve milletvekilleri Bayarı, ziyaret etmişlerdir. Adalet Partisi- nin bu nümayişleri, Bayarı karşılama vesilesiyle, 27 Ma- yıs ihtilâline karşı bir harekettir. Adalet Bakanlığının emniyet tedbiri; almadığı yolun- daki iddialar da varit değildir. Hükümet bütün emniyet tedbirlerini almış, bu arada Ankara Garnizon Kuman- danlığından askeri birlikler olay yerine celbedilmiştir...." Avukat daha sonra, olay yerine gelen emniyet kuvvet- lerinin taarruza uğrayan bir bina ile değil, tecavüzkâr tavırlı; silâhlı partizanlarla karşılaştıklarını, hatta bunla- rın gövde gösterisine yeltendiklerimi gördüklerini anlattı, Türk Gençliğinin ve zinde kuwvetlerin bu şartlar altında 27 Mayıs düşmanlarına gerekli cevabı vermelerinin önü- nün alınmasına imkân bulunmadığını belirtti. Danıştay Sekizinci Dâiresi; hukuken reddinden baş- ka yol bulunmayan bu gülünç talepten başka çok daha garip bir istekle de uğraşmak zorunda kaldı. A.P. lilerin kafayı çektikleri "Işık Kulübü" nün de aynı olaylar sı- rasında tahribe uğradığı, gerekli emniyet o tedbirlerinin AKİS 4 alınmaması bakımından bu olaydan ve hasardan Hükü- metin sorumlu olduğu iddia edilerek ayrı bir tazminat dâvası daha açılmıştı. Ancak talep incelendiğinde, olay lar sırasında böyle bir kulübün mevcut olmadığı anlaşıldı ve durum, ciddi hukukçuları hayretler içinde bıraktı. 27 Mayıs 1963'te hükmi şahsiyet kazanan bu kulübün kuruluşundan iki ay önceki olaylar için tazminat tale- binde bulunuluşu hukuk literatürüne geçecek bir taşkınlık olarak kabul edilmektedir. Işık Kulübünün tazminat talebi de böylece reddedildi ve ayrıca bu kulübün ana tüzüğünün celbi gerekli gö- rüldü. Eğitim Sümerbank tarafından ilkokul (o öğrencileri arasında "23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı" konu- sunda açılan yarışma sonuçlandı. Bu yarışmaya katılan 11 yaşından küçük köylü çocuklarının kaleme aldıkları satırlar her bayramda klişeleşmiş nutuklarla meydanla- ra çıkan önemli kişileri utandıracak niteliktedir. Hatay ili İskenderun ilçesi Sarıseki köyü ilkokulu be- şinci sınıf öğrencilerinden Cemal Çifteler, köy ilkokulla- rı arasında ikinciliği kazanan yazısında, "Eskiden kanun padişahın sözü idi. Şimdi ise kanun milletin sözüdür. Bel- ki ben başbakan olacağım, arkadaşım da bakan. Güzel yurdumda her zaman hür, rahat yaşayacağız. 23 Nisan de- mek bu... Ulusal egemenliğin temeli budur..." demektedir. Yine İskenderuna bağlı Belen bucağı ilkokulu beşin- ci sınıf öğrencilerinden Osman Saydam ise, bucak ilkokul- ları arasında birinciliği kazanan yazısında. Cumhuriyet öncesi idaresini en öndeki koyunları takip eden koyun sü- rüsüne benzetmekte, ne koyun gibi ağılda, ne de bülbül gibi kafeste yaşayabileceğini söylemekte ve şöyle demek- tedir : "Ben sarıklı, falakalı hocaları değil, öğretmenimi, herkesle aynı sırada, oturarak dinler, arzu ettiğim zaman parmak kaldırıp konuşurum. Yarın, büyüdüğümde, oy ve- rerek vatanımı en iyi idare edecekleri seçeceğim, belki de seçileceğim..." Bu yarışmada derece alan Cemaller, Osmanlar, Se- herler, Recepler, üniversiteye kadar Sümerbank tarafın- dan okutulacaklardır. Türkiyedeki bulanık politika oyun- larının çok ilerisinde olduklarını ispat eden bu çocuklar, önümüzdeki günlerde davetli olarak Ankaraya gelecekler, gezecekler, törenlere katılacaklardır.