YURTTA OLUPBİTENLER ramoğluya bunu sordu. Aslında son derece masum gibi görünen bu sorunun altında yatan anlam, iki cemaatin tekrar bir arada yaşama- sının mümkün olup olmadığıdır ve gerek (o kıbrıslı (o rumların gerekse Yunanistan'ın üzerinde durdukları başlıca hal çaresi budur! Bayramoğlu nun bu konu ile il- gili cevabı oson derece sade. fakat tatmin edici oldu. Genel Sekreter, böyle bir alternatifin düşünülemiye- ceğini Zira Kıbrısın önce Osmanlı- ların ve sonra da İngiltere'nin ida- resi altında bulunduğunu, ancak Ya- bancı bir otoritenin iki cemâati bir arada tutabildiğini, bu otorite kal- kar kalkmaz, rumların, o çoğunlukta oluşlarına güvenerek, türk azınlığı- na baskı yaptıklarını, Anayasanın Makarios otarafından o çiğnendiğini anlattı. Saat 13 de Feridun Cemal Er- kinin verdiği (oOyemekte ise bu ko- nular hemen hemen hiç görüşülmedi. Yemeğe Sakari Tuomioja ve yardım- cısı hintli diplomat Sivasamkar dan başka, Kıbrısa asker gönderen dev- letler olarak Kanada, İngiltere, Fin- landiya, İsveç, İrlanda, Hindistan ve Avusturya Büyük Elçileri de da- vet edilmişlerdi. Resmi görüşmelere öğleden son- ra saat 16 da Dışişleri Bakanlığın- da başlandı. Toplantıya Türkiye adı- na Dışişleri Bakam Feridun Cemal Erkin, Genel Sekreter Fuat Bayram- oğlu. Genel Sekreter ( Siyasi İşler Yardımcısı Halüâk Bayülken. 1. Dai- re Başkanı Turhan Tuluy. Bakanlık Baş Hukuk ÂoMüşaiviri (oOProf. Suat Bilge ve Genel Kurmay o Başkanlı- ğı Harekât Dairesi Başkam Tuğge- neral Turgut Sunalp katıldılar. Gö- rüşmelerin o ağırlık merkezini başlı- ca şu üç konu teşkil etti : — Adada emniyetin sağlanması, — Bir toplantı için 1959 andlaş- malarının mevcut ve yürürlükte ol- duğunun vazgeçilmez bir ön şart ol- duğu, — Taksim, oya da federasyonun yegâne hâl çaresi bulunduğu. Arabuculuya önce, kısaca Kıb- rıs tarihi, Adanın Türkiye için stratejik önemi anlatıldı, son olay- ların nedenleri izah edildi. Bu kro- nolojik cetvelden, olaylar ve sebep- leri okunuyor, Tuomioja teferruatla AKİS/12 ilgili bir soru sorduğunda, ilâve bil- gi veriliyordu. Bu arada arabulucu birkaç hal çaresi ileri sürdü. Mese- lâ amerikalı, gazeteci Walter Lıp- nıan'ın parlak zekâsından çıkan ve Adanın bir milletlerarası (o teşekkülün mali desteğiyle (otürkler (o tarafından tahliyesini öngören teklif hakkında Türk Hükümetinin görüşünü sordu. Adanın, Irakyanın veya oYunan adalarının bir kısmı ile değiştirilip değiştirilemiyeceğini öğrenmek istedi. Tabii her iki teklif de türk delegasyo- nu tarafından kesin olarak reddedildi. Görüşmelerde oOtürk teklifi oola Nikita Rijof Hareketli bir diplomat tak ileri sürülen hal çaresi, o«Tak- sim» oldu. «Gerçi yaraya neşter vurulduğunda bir hayli acı çekile- cektir ama, en sağlam tedavi usulü budur. Bir süre iktisadi sıkıntılar doğacak, sınır (o problemleri çıkacak- tır. Fakat bunların hepsi düzelebi- lir. Asıl mesele, kan dökülmemesi- dir» denildi. Bu mümkün olmazsa son çare olarak federasyon sistemi gösterildi. Hatta bu konuda teknik teferruata dahi girişilerek, federas- yonun kantonal ya da coğrafi ayrı- lık ve mahalli muhtariyete dayanan bir sistem olabileceği belirtildi. uomioja Oomüspet veya menfi bir şey söylemiyor, o sadece dinli- yordu. Toplantıdan sonra bir hari- ciyeci' . " — Adamcağız, iyi, hoş, doğru söylüyorsunuz; ama ben bunları Yu- nan Hükümetine nasıl anlataca- gım?” diye düşünüyordu herhalde" diye takılmaktan kendini alamadı. O gece Finlandiya Büyük Elçi- sinin davetlisi olarak oOAnkara Pa- las'taki Halkevleri (o Balosuna gelen Tuomioja hayli zevkli (odakikalar ge- çirdi. Özellikle türk folklor, gale- rilerinden çok hoşlandı. Bir ara, di- ğer davetlilerle birlikte müziğe uya- rak alkış bile tuttu. Rus Büyük Elçi- lik Müsteşarı Aleksi Voronin ise, ya- nından hiç ayrılmadı. Ertesi gün Tuomioja, Başbakan İnönü tarafından kabul edildi. Bu toplantıya da bir gün önceki temsil- ciler aynı kadro ile katıldılar. Artık konu, arabulucu için açıklık kazan- mıştı. Bu sebeple, bu ikinci toplantı birinciye nispetle oçok daha verimli oldu..Kabulü imkânsız tekliflerle va- kit kaybetmeden doğrudan doğruya konuya girildi. İnönü kendine has üslübu ile meseleleri özetliyerek, te- ferruata girmeden, ana hatlarıyla türk tezini bir kere daha anlattı ve bunların asla vazgeçilmeyecek şartlar olduğunu, Türkiye nin fede- rasyondan başka bir hal çaresi ta- nımıyacağını söyledi. Tuomioja gene dinliyor, sadece oanlamadığı nokta- larda konuşmaya müdahale edi- yordu. Görüşmelerden sonra, Genel Sekreter Bayramoğlu, aynı şeylerin iki defa anlatılmasını «— Bir çiviyi çakmak için kuv- vetli bir darbe bazen kafi gelebilir ama, çok defa ya çivi eğritir, ya da tahta çatlar. Onun için en iyi sis- tem, çiviye çekiçle eşit şiddette ve belirli fasılalarla vurmaktır» diyerek izah etti Ankaradan sevgilerle... imdi, önümüzdeki günlerin en önemli olayını, hiç şüphesiz, Dı- şişleri Bakanı Feridun Cemal Erkin- in Washington'da Amerika Dışişleri Bakam Dean Rusk ve İngiltere Dış- işleri Bakanı Richard A. Buttler ile yapacağı görüşmeler teşkil edecek- tir. Erkin ayrıca bizzat Mr. John- son'a türk tenini bütün acıklığıyla anlatacaktır. Geçen hafta içinde,