Yunanlılar tarafından kolu kesilen 9 yaşındaki Durmuş n gün sonra, 15 Şubat 1919'da Londra gölgişini "Mahremdir" notuyla gönderdiği telgraf şudur: "Lord Bryce'ın başkanlığındaki arm Hristi- yanlığa İadesi Komitesi büyük bir miting tertiplemekte- dir. Canterbury Başpiskoposu R. T. Davidson toplantıda söz alacaktır. Başpiskoposun başkanlığındaki bir komite bu konuda Lloyd George'a verilmek Üzere bir muhtıra hazırlamıştır. Başbakan komiteye, heyeti yakında kabül edeceğini bildirtmiştir." 18 Şubatta gene "Mahremdir" kaydıyla gönderilen bir başka telgrafta şu haber verilmektedir : "Öğrendiğime göre ingiliz hükümeti İstanbuldaki yüksek komiserine Ayasofyayı kendi muhafazasına alma- şını bildirmiştir ve bu tedbir kilisenin hristiyanlığa iadesi için atılmış ilk,adımı teşkil edecektir. Meşhur-mimar Sir Thomas Jackson Times gazetesinde veciz bir makale ya- yınlayarak kilisenin cami olarak kalmasının tehlikelerini belirtmiş, korunması ye sağlamlaştırılması için, hiç bir tedbir alınmadığım bildirmiştir.» Ancak bu telgrafın sahibi Kaklamanosun tefsirleri doğru değildir. Gerçi İstanbuldaki ingiliz yüksek komise- rine böyle bir talimat verilmiştir ama bunun sebebi baş- kadır. Sebep, türklerin Ayasofyayı havaya uçurmak için ciddi şekilde hazırlandıklarına dair bir haberin alınmış olmasıdır. Bu haber Londraya 18 Şubatta gelmiş ve Aya- sofyanın İadesi Komitesi tarafından 19 Şubatta Memo- rial Hall'de hazırlanan büyük miting bundan dolayı iptal edilmiştir. Kaklamanos bu iptal kararının sebebini Riley" den sormuş, Riley de bunu özel bir mektubunda Elçiye bildirmiştir. Bunun üzerine Elçi "Çok Mahremdir" kay- AKİS 18/42 dıyla 21 Şubatta Politise şu telgrafı çekmiştir : "Ayasofyanın hristiyanlığa iadesi için Çarşamba gü- nü yapılacak olan büyük miting son dakikada iptal edil- miştir. Bunun sebebini sorduğumda mahrem olarak öğ- rendiğime göre iptal kararı ingiliz hükümetinin tavsiyesi üzerine alınmıştır. İstanbuldan İngiliz hükümetine, Lond- rada böyle bir toplantının yapılacağını haber alan türk- lerin Ayasofyayı havaya uçurmaya hazırlandıkları bildiril- miştir. Bu şartlar altında Lord Bryce, Canterbury paşpıs- koposu ve Lord Crewe mitingin tehirinin gerektiği netice- sine varmışlardır." aklamanos bu tehir kararı üzerine, elinde tuttuğu gazetelerde kararın aleyhinde yazılar yazdırtmış ve top- lantıların, mitinglerin devam etmesini teşvik ettirmiştir. İçiçe... A yasayan İadesi Komitesini, kendiliğinden doğmuş mite sanmamak lâzımdır. Bu, doğrudan doğruya nn işidir ve bu komiteyle Londradaki (oyunan elçisi arasında cereyan etmiş bulunan muhaberat bunun delilini teşkil etmektedir. Bu komitenin yanında — ko- mitenin ingilizce resmi adı "Saint Sophia Redemption Committee" dir — bir de "Faith Press — Dini İnanç Yayınevi" adında bir yayınevi vardır. Komite, yunan. elçi- liği ve yayınevi tam bir işbirliği halindedirler. Komite- nin sekreteri Rahip J. A. Douglas'ın 24 Şubat 1919'da Kaklamanosa yazdığı mektup şudur.: "Efendim, komitemizin idare meclisi başkanı Mr. Riley'in bana bildirdiğine göre Cannon Street Hotel'de yapılan konuşmaları bastırmak niyetinde olduğunuz an- laşılmaktadır. Bunların basılması' İçin Faith Press ile za- ten mutabakata varmış bulunuyorum..." Kaklamanos buna 5 Martta, şu cevabı vermiştir : "Ayasofya hakkındaki toplantıda yapılan konuşmala- rı bastırtacağınıza göre bu broşürlerden 2500 tane istedi- gimi bildiririm. . . Tabii, parasıyla! Bu Douglas gene Faith Presrs'de bir de "Ayasofyanın hristiyanlığa iadesi" adında risale yayınlatmış Ve risale hakkında ingiliz basınında yazıların çıkması sağlanmış- tır. Risale hakkında bir tefsir yayınlayan Spectator, Aya- sofyanın yunanlılara verilmesi hususunda Douglas | ile mutabık olduğunu yazmıştır. Douglas 12 Temmuz 1919'da Kaklamanosa şunları yazmaktadır : "Efendim, yayınevinden öğrendiğime göre Ayasofya- nın Hristiyanlığa İadesi adındaki kitabımdan 600 tane sipariş etmişsiniz. Bu ve daha önce göstermiş olduğunuz ilgi kitabıma değer verdiğinizi belli etmektedir. £ Buna benzeyen başka bir işte de bana yardım edip edemeyece- ginizi öğrenmek istiyorum. Önümüzdeki kış halka, pro- ieksiyonlu iki büyük konferans vermek istiyorum. Bunla- edecek, Egenin bir bütün olduğunu ispat edecektir. O ko- nuda kendime bir yunanlı yardımcı istiyorum. İkinci kon- feransımın konusu yunan kilisesi olacaktır..." Kaklamanos Douglas'a derhal cevap vermiş, Atina ve İstanbula gerekli telgrafları çektiğini, fotoğraf ve bilgi istediğini haber vermiştir. Ayrıca Basın Bürosu şefi Pet- ridis ile Londrada bulunan yunanlı papaz Baskedasın kendisiyle temasa geçeceklerini ve arzuladığı her şeyi sağlayacaklarım bildirmiştir. Bu, Londradaki yunan el- çisinin ne kadar gayretli ve dikkatli çalıştığının yeni bir delilini teşkil etmektedir. Ortaya çıkan başka bir gerçek de, göründüğü gibi her şeyin sadece tertip olduğudur.