YURTTA OLUP BİTENLER Ni TMomicla beledi ET Biiyor Neyse halim, çıksın falim! ler yaratan demecinden sonra Cum- hurbaşkanı Cemal Gürsel de «Bu konuda İsmet Paşadan farklı dü- şünmem caiz olmaz» (o diyerek bu hususu açıkça ortaya koymuştur. Genel Kurmay Başkam Orgeneral Cevdet Sunay ise, Türk Ordusunun hislerini bir asker açıkkalpliliği ile ifade etmiş, «Sabrımız tükendi, ar- tık gerisini odostlarımız düşünsün. Türk Silâhlı Kuvvetleri, üzerine dü- şen vazifeyi (o şerefine nâkise getir- meyecek şekilde (o yerine »getirmeye her an hazırdır» demiştir. Büyük basın, İnönünün bu ye- -inde çıkışını alkışlarken, türlü gençlik teşekkülleri de bildiriler ya- yınlayarak bu konuda Hükümetin AKİS/10 yanında olduklarını açıkladılar. Hat- tâ AP Genel Başkanı Gümüşpala bile bu yolda birkaç lâf ederek Hü- kümeti desteklediğini o söylemekten kendini alamadı. İnönü'nün tam zamanında ver- diği bir sinyal, Ordusu, e Muhalefet ve Basını ile bütün Türk Milletinin bir anda yekvücut imz. sına kâfi gelmişti. Tehdit yok, uyarma var * nönü'nün demeci, Batılı dostları I «uyarma» Oo mahiyetindedir o ve hiç bir zaman bir tehdit veya şan- taj olarak anlaşılmamak gerekir. İnönü'nün demecindeki yeni bir dünya kurulması için bahis konusu olan yeni şartlar, NATO'nun ve Kıbrıs mese- kendi kaderiyle böyle tek özellikle Amerikanın, lesinde o Türkiye'yi başbaşa bırakmasıdır ki, taraflı, yani sadece Türkiyeden fe- dakârlık isteyen bir oandlaşmanın işlemiyeceği açıktır. Oysa Amerika, bir süre önce Lefkoşe ve Atinada yapılan birkaç nümayişten ürkerek ka- buğuna çekilmeyi o tercih etmiştir. Johnson, seçim arefesinde orumların nazarında «Çirkin Amerikalı oduru- muna düşmekten çekinmektedir. Bu durumdan haklı olarak müteessir olan İnönü'ye «.İttifak içinde mes'u- liyeti olan Amerikanın önderliğine inanıyordum, bunun cezasını görü- yorum" sözlerini söyleten tutum, bu tutumdur. Türk - amerikan (omünasebetle- rindeki son gelişmelerin ortaya koy- uğu bir diğer (ogerçek de türk dış politikasının yeniden ayarlanma- sı zZaruretidir. - Bugüne kadar, dış münasebetlerini oOAmerikanın çok sadık bir müttefiki olarak düzenli- yen Türkiye, İnönünün son deme- ciyle bu o hüviyetinden o kurtulmuş bulunmaktadır. Türkiye nin yeni dış politikası, hiç şüphesiz, Doğu blo- kuna yanaşmak oolmıyacaktır ama, birçok NATO üyesi devletin bağım- sız tutumlarının yanı sıra, Türki- yenin de, daha şahsiyet sahibi bir politika gütmesi sürpriz sayılma- malıdır. «Sezuan'ın iyi insanı» eçtiğimiz haftanın bir diğer G önemli olayını da Kıbrıs politi- kası ile ilgili olarak finlandiyalı diplo- mat Sakari Tuomioja'nın Ankaraya ge- lişi teşkil etti. (o Gerek fizyonomisi ve gerekse sevimli o halleri ile tipik bir. arabulucu olan Tuomioja, Cuma sabahı Esenboğa'ya indiğinde, İnö- nünün demecinin türk halk oyunda yarattığı heyecan hâlâ dağılmamış- tı. Bu yüzden, alanın şeref salonun- da ayaküstü düzenlenen basın top- lantısında, arabulucu gazeteciler .ta- rafından hayli terletildi. - Tuomioja, salvo halinde gelen soruları gülüm- seyerek cevaplandırıyor, Türkiye ve Yunanistanı müşkül durumda bıra- kacak bir soru ile karşılaştığında Buna cevap vermiyeceğim» diyor- du. Gazetecilere verdiği cevaplardan ve konuşmasından anlaşıldığına gö- re, Ankaraya gelmeden önce konu- yu inceden inceye tetkik etmişti.