24 Nisan 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

24 Nisan 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HUDUT! Yy unan uyruklular, 1930 anlaşması sona erdiğine göre ve o anlaşmayla elde ettikleri inanılmaz genişlikteki hak lara tekrar kavuşamayacaklarından Türkiyede kalacak- lar mıdır, kalmayacaklar mıdır? Muhtemelen çoğu kal- mayacaktır, çıkıp gidecektir. İstanbul rumları ve Fener Patrikhanesi büyük çap- ta bir nüfus mübadelesinin parçasını mı teşkil edecektir, yoksa statülerinin yeniden gözden geçirilmesi mi gere- kecektik, yahut bizimle beraber yaşamakta devam mı edeceklerdir? Bu konuda hiç bir şey söylemek mümkün değildir ve her tahmin erken olacaktır. Bugün bilinen, İstanbul rumlarının ve Fener Patrikhanesinin durumu- nun türk - yunan münasebetlerinin çerçevesi içinde ol- duğudur. Ancak, yunan uyruklular veya, türk tebası rumlar, ya da Fener Patrikhanesi Türkiye Cumhuriyeti toprakla- rı üzerinde bulundukları süre Cumhuriyet Hükümetinin teminatı altındadırlar ve onların canlarına, mallarına bir halel gelmemesi türk milletinin şerefidir. Onun için, temeli son derece haklı da olsa her çeşit aşırılıktan mut- laka kaçınılmak lâzımdır. Bugün Türkiyede "Türkten türbe âlışveriş kampan- Seçtiğimiz hayat tarzından rejimimi- ze ve giriştiğimiz reform hareketlerinin manâsıyla tica- ret serbestliğine, nihayet insan haklarına saygımıza her şey bizi böyle bir davranıştan, bu çeşit bir hevesten ala- Kıbrıs taki son gelişmelerin ışığı al- tında hazırlanan muhtıra bir tehdit çisi Rijoftur. Rijof önce Sanayi Ba- kanı Muammer Erteni ziyaret etti- koymalıdır. Bir devirde gençlerin türk olmayan isimlere karşı dahi hassaslık göstermeleri, "Yurttaş türkçe konuş!" kampanyaları açmaları sempatiyle karşılanmış, bir o lü- zumun neticesi olduğundan dolayı destek görmüştür. Ama Beyoğlunda, yahudilerin koluna sarı yıldız takar gibi Ur takım dükkânların camekânlarına zorla pankartlar yapıştırılması, her halde bur fasla heyecanın neticesi ol- muştur. Bir aşırılığın nasıl önlenemez hâdiseler yarattığı ve bu çeşit fırsat arayanların varlığı İstanbul gençliğinin meçhulü olamaz. Başbakanın tesirli bir radyo konuşma- sında belirttiği gibi. Hükümet politikasını bizzat oyürüt- mektedir ve atılacak adımları temkinle, basiretle atmak- tadır. Kıbrıs meselesinde türk gençliği son derece faydalı bir rol oynamıştır. Onun ölçülü ağırbaşlılığı, vekarı, ge- rektiğinde duygularını asil bir şekilde izharı Hükümet için en büyük yardımcı olmuştur. Memleketin hiç bir tarafında en ufak hâdiseye meydan verilmemiş olması, şovenizmden başarıyla kaçınılması, kolay istismar yolla- rına gidilmemesi, gürültülü gösterilerden uzak kalınması aslında bizim itibarımızı arttıran davranışlardır. Bu yolda devam etmek, bütün kazançlarımızı bir anda sıfıra indir- memek lâzımdır. Bizim dünya umumi efkârı önünde bir defa daha bir kötü imtihan geçirmememizi isteyenler yok değildir. Onlara imkân vermemek, günü geçmiş kampanyalar- la uğraşmamak bugün milletin, gençliğinden asıl bekledi- ği husustur. Azınlıklar veya şantaj değil, uyarma havası ve ona Rusyanin Türkiye'yle iyi Çanlar çalıyor içinde kaleme alınmıştır. - Türkiye, münasebet istediğini söyledi. o Sov- u hafta, Bayram arefesinde Beyoğ- Başkan Johnsondan, daha müessir yet Büyük Elçisi rusların vaktiyle B,, caddesine çıkanlar bazı dükkân- ve aktif bir politika (ouygulamasını Türkiyede kurdukları fabrikalarda Jara bir takım bildirilerin yapıştırıl- istemekte ve aksi halde, doğacak sonuçlardan Türkiye nin mes'ul tutu- lamayacağını belirtmektedir. lerden bahsetti, Türkiye ayrıca tarihten örnek- ler vererek, Yunanistan ın, daima başka devletleri o Türkiye aleyhine kışkırtmış olduğunu, fakat bu dev- letlerin daha sonra gene Yunanis- tana hücum ettiklerini hatırlatmak- gelebileceğini mühendis olarak çalışmıştır. O gün- emeğinin ve sermayesinin, nin Türkiyenin yardımına mâlik oldukları geniş imkânları be- lirtti ve manâlı bir tebessümle «Rus kredisinin bir takım bağlı olmadığı'nı ilâve etti. mış olduğunu gördüler. Bildirilerde a- sanayi kolunda rus lışverişlerin "türkten türke" yapılması tekniği- ( teklif ediliyordu. Bildiri, (gençlik te- tekrar ( Şekküllerinin bir bildirisiydi. Bildirinin bildirdi. . Sovyetlerin metni okunduğunda kendilerinden a- lış veriş yapılmaması istenilen kimse- leriri gayrikanuni oduruma düşmüş şartlara da için e burada kazandıklarını EOKA tipi te- şekküllere gönderdikleri, allenizm dâ- vasını destekledikleri tesbit olunmuştu. Bildiride Türkiyedeki türklerden çı- kan her kuruşun Kıbrıs'taki çetecile- ta ve «Bugün Türkiye için, bahis Sanayi Bakanı daha ziyade din- konusu olan tehlikenin, ileride NA- ledi. TO üyesi başka devletler için de . il , düşünülebileceğini» ileri (o sürmekte- Sovyet Büyük Elçisinin bu ziyaret- dir. Dışişleri (o Bakanlığı © çevreleri leri 'yeni Bakanlarla tanışma ziyare- muhtırada, müttefik savunmaların- tü” dir. daki hizmet ve bağlılıkları (o dikkate Rijofun o"Barış Taarruzu" de- alınarak Türkiye nin daha fazla ilgi (vam edeceğe benzemektedir. Ama beklediğinin belirtildiğini tedir. söylemek- Faal bir zat B unlar olup biterken Başkentte bir adamın kollarını sıvadığı görüldü. Bu, kordiplomatiğin dua- yeni olan Sovyet Rusya Büyük El- Sovyet Rusya Büyük Elçisinin Kıb- rıs konusundaki obir sözünün türk resmi çevrelerinde çok iyi karşılan- dığının bilinmesinde fayda vardır. Rijof, Rusya nın tek taraflı bir Enosisi kat'iyyen kabul etmeyeceği- ni, konuştuğu Bakanlara temin et- miştir. re kurşun olarak ulaştırılmasını ön- lemenin yolunun "türkten türke alış- veriş" olduğu belirtiliyordu: Ancak günü çoktan geçmiş ve bi- zim devlet prensiplerine uymayan bir otarsinin işareti olan bu davranış ha- talı (o tefsirlere çabuk uğradı. Yunan uyrukluların yanında rumların hatta ermeni ve yahudilerin ticaretine sek- te vurulması temayülleri belirdi. On- ların dükkânlarına da bu çeşit tabe- AKİS/13

Bu sayıdan diğer sayfalar: